Reçel...

Bu, «Ankara Notları»nın çatısını dinlenme hazırlıkları arasında çattım. Ağustos başına değin «Ankara Notları»na ara vereceğim. «Yazacak da çok şeyler vardı» diye düşünüyorum. «Yerim dardı», demeden yazmaya, bir şeyleri aktarmaya çalıştım.

Giderayak, birkaç olayı vurgulasam, fıkrayı anlatsam mı?

1973 yılında tereyağı dışsatımı yasaklanmıştı. Aradan yıllar geçti. O yasak unutulup gitmişti. Ülke büyük bir dışsatım girişimine başladı. Bundan iki ay önce, Gönen'de «M» firması, bir TIR dolusu tereyağını İran’a satma girişiminde bulundu. Yağlar hazırlandı. TIR'lar yüklendi. İlgili Bakanlıkların tümünden gerekli izinler alındı, TIR İran sınırındaki gümrük kapısı Gürbulak’a doğru yola çıktı. Orada, olan oldu. Yağ dolusu TIR, 1973 yılı yasağına göre, tüm evrakları sapsağlam olmasına karşın gümrükten geçemedi. Firma yetkilileri Ankara’ya koştular. Ticaret Bakanlığı'na «İzin verdiğiniz halde, ihracat yapamıyoruz. Yağlar ne olacak? Anlaşma ne olacak?» dediler Ekonomik işlere bakan Başbakan Yardımcısı Turgut Özal'a vardılar. Turgut Özal:

— Hemen bu yanlışı düzeltip, yeni kararnameyi üç günde çıkaracağız.. dedi.

Kararname, iki aycık bir süre geçtikten sonra, geçtiğimiz hafta sonunda Resmi Gazetede yayımlandı. Bu kararname ile yağ dışsatımına olanak sağlandı. Yeni kararnamenin gerekçesi, yurtta süt üretiminin artmış olmasıydı.

★★★

Mezarlıklara kimler bakıyor bilmiyorum. Herhalde görevliler. Ama, Muzaffer Erdost'tan dinlediğim olaylar, görevlilerin daha titiz davranmalarım gerektiriyor. Şöyle: Karşıyaka Mezarlığı'nda, kimler yapıyorsa, mezarların üzerindeki çiçekleri yoluyorlarmış. Muzaffer, kardeşinin mezarına diktiği fidelerin hoyrat ellerce yolunduğunu görüyor, üzülüyormuş. Mezarlık bekçisi de yakınıyormuş bundan. Bir gün bekçi, süslü püslü bir bayanı çantasına gülleri doldurarak mezarlıktan çıkarken görmüş. Sormuş:

— Bu gülleri nereye götürüyorsunuz?

Bayan karşılık vermiş:

— Reçel yapacağım. Buranın güllerinin eşi yok. Reçeli çok güzel oluyor!

★★★

Hacettepe Üniversitesi Fizyoterapi - Rehabilitasyon Yüksek Okulu’nda bulunan Çocuk Beyin Felci bölümünde, her yıl 30 dolayında çocuk, 9 ay süreyle ücretsiz, bedensel «psiko - sosyal rehabilitasyon programı»na alınıyor.

Çocuk beyin felci, bir beyin örsentisi sonucu ortaya çıkıyor. Kas eşgüdüm yetersizliği ve kasılması nedeniyle hareket yetersizliği, zeka geriliği, konuşma gecikmesi ve bozuklukları, görme, işitme ve algılama özürlerine yol açabilen, sosyal uyumu etkileyen bir durum.

Bölümde, kas eşgüdüm yetersizliğini gidermeyi amaçlayan fiziksel tedavi yanında konuşma tedavisi, zihinsel ve algısal gelişim programı, toplumsal yaşama etkili ve dengeli uyum yapmayı amaçlayan «sosyo - terapi», özürlü çocuk ailelerine «psikolojik danışmanlık» hizmetleri verilmekte.

Son iki yıl içinde «rehabilitasyon» programından geçirilen çocuk sakatlara öz değil, normal ilkokulların sınıflarına yerleştirildi. Öğretim yılı süresince de izlendiler. Bu çocukların tümü sınıflarını «pekiyi» derece ile geçtiler. Aralarından biri de Ankara İlkokulları arasında, resim dalında birincilik kazandı.

Ancak, hizmetin etkinleştirilmesi bazı araç-gereci gerekli kılmakta. Özellikle «montossori» oyun takımı, bir metre çapında top, «video sistem», el becerilerini geliştirmeye yönelik oyuncaklar, çocukların tedavi gördüğü bir odanın halı ile kaplanmasına gereksinimleri var. Yardımcı olmak isteyenler gerekli bilgiyi 24 38 47 numaralı telefondan alabilecekler...