Ozanın bir yılı...

Hasarı Hüseyin, hasla yatağında bugün bir yılı doldurdu. Yaşam savaşı verdi, veriyor...
Özlediğim Server Tanilli, Hasan Hüseyin'in eşi Azime Korkmazgil'e Strasbourg'dan yolladığı mektupta şöyle diyor:
“Azime Hanım Kardeşim,
25 ocak günlü mektubunu aldım. Çok teşekkür ederim. Değerli zamanını çalmamak için kısaca yanıtlayacağım.
Mektubunda çizdiğin tablodan, ben, gelecek için umutlu sonuçlar çıkardım. Hasan Hüseyin'in gitgide iyileştiğine şimdi daha çok inanıyorum.
Hasan Hüseyin iyileşmeli!
Bunda başrolü oynayacak olan da sensin. Zaten ilk günden beri oynuyorsun. Karamsarlığa düşeceğin zamanlar da olacaktır. Ama, umut onu yenecektir. Umut daha güçlüdür karamsarlıktan çünkü.
Ve umut yol aldırır.
Hedefe yaklaştırır.
Çok büyük acılar içindesin, biliyorum. Ancak, Hasan Hüseyin'i bir gün ayakta gördüğümüzde, bütün bu acıları, o günün sevinci unutturacak.
Uzaklarda, çok uzaklardayım. Yanında olmak, Hasan Hüseyin'i ayağa kaldırmak için sana yardım etmek isterdim.
Sana sabır ve metanet diliyorum. Selam ve sevgilerimi yolluyorum. Yavrularını yerime öp. Hasan Hüseyin 'i de yerime öp. Söyle, bizi daha fazla üzmesin artık!
Emirlerinin bekleyişi içinde, hoşçakal derim şimdilik. Sevgili kardeşim..."
Bir yıl önce. Hasan Hüseyin, beyin kanamasından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne yatırıldığı zaman, çok kimsenin onun yaşayacağından umudu yoktu. Komadan çıkamadığı günler, umutsuzluğu artırıyordu. Ama Hasan Hüseyin, komadan çıktı. Eşi, çocukları başında bekleyip, iğneyle kuyu kazarcasına, onu yaşama döndürmeye çalıştılar. Doktor Yücel Kanpolat başucundaydı. Haberlerini doktor Şinasi’den alıyordum. İçeri bırakmıyorlardı. Dostları, okurları, tanıyanı tanımayanı kan vermeye koşuyordu. Yüz şişe kan verildi. Yavaş yavaş açılmaya, konuşmaya başlıyordu.
Hastanede uzun süre yattıktan sonra, evine taşındı. Bakım, evinde sürüyordu. Yatağındaydı. Azime Korkmazgil'in 11 ocak 1984 günlü notlarından:
(Sabah 09.00, henüz hiç uyumamışız.) Hasan Hüseyin'e:
Sana daha iyi bakabilmem için uyumam gerek. Biraz uyuyalım mı?
Uyuyamam!
Neden?
... (karışık uzun bir cümle)
Ben uyuyayım mı?
Uyu.
Uyuyayım mı?
Olur.
(Çok susamış. Çay değil, suyu istedi)
Su yavan gelir diye çayı getirdim. Çay taze.
N'apalım, olsun...
Bu, Hasan Hüseyin'le konuşmalardan bir bölüm. Sürekli yattığı için kalçasında açılan yaralar, henüz iyileşmedi. Bilinç tam yerine gelmiş değil. Ama gelecek...
Hasan Hüseyin sigorta emeklisiydi. İlaçlarının büyük bir bölümünü sigorta karşılıyordu. Ama, her ilaç bulunmuyordu. Yurt dışından getirtilmesi gerekiyordu. Emekli aylığıyla, bu hasta iyileşebilir mi?
Sanatçılar, dostları katkıda bulunmaya koşuyorlardı. Evrenselde ressamların açtıkları sergiyle, yazarların Hasan Hüseyin onuruna imzaladıkları kitaplardan 875.000 lira sağlandı. Burada, Vedat Türkali, Veysel Öngören, Ali Cengizkan, Burhan Günel, A. Mümtaz İdil, Nazlı Eray, Ali Püsküllüoğlu, Şahin Yenişehirlioğlu, Kaya Öztaş, Halil Berktay, İnci Aral, Jülide Gülizar, Talip Apaydın, Ahmet Erhan, Behçet Aysan, Salih Bolat, Hüseyin Ferhad, Emre Kongar, Erendiz Atasu, Ali Yüce, Özdemir İnce, Vecihi Timuroğlu, Şükrü Erbaş, Gülten Akın, Ayşegül Yüksel, Yılmaz Onay, Güney Gönenç, Ayla Kutlu, Tevfik Çavdar, Mahmut Tali Öngören, Uğur Mumcu, Necati Cumalı imza günlerine katılmışlardı. Sanatçının sanatçıya katkısının örneğini vermişlerdi, ressamlarla, yazarlar...
Zonguldak, Bartın Özel Tıp Cezaevi'nde Kamil Çakıcı’dan şu telgrafı aldım:
"Sayın Ekmekçi, Hasan Hüseyin için açılan kampanyaya katılmak için Somut gazetesinin yayınlamış olduğu hesap numarasına gönderdiğimiz bir miktar para, bankada böyle bir hesap numarası yoktur gerekçesiyle geri gönderilmiştir. Bizim dışımızda gelişen aksaklıklardan dolayı üzgünüz. Sıcak selamlar..."
Bu telgraf, gerçekten duygulandırıcıydı. Cezaevinde yatan kişiler, yiyeceklerinden ayırarak, hasta bir sanatçıya katkıda bulunmak istemişlerdi. Şimdi, Ankara'da Hasan Hüseyin Korkmazgil adına Ziraat Bankası Kızılay Şubesinde 69877 numaralı hesap açıldı, öbür katılımda bulunmak isteyenler gibi, Bartın'daki hükümlüler de aralarında topladıkları parayı bu hesaba gönderebilirler...
Hasan Hüseyin'in yakın arkadaşlarından Mükremin Mungan'ın bana verdiği bilgiye göre, bu hesapta toplanan paranın toplamı 950.000 liraya ulaşmış. Mükremin Mungan şöyle diyor verdiği bilgide:
"... Ankara sergisinden geriye kalan 51 eser ile İzmir'de Hakkı Torunoğlu, Hüsamettin Ünsal ve Fahir Aksoy'un sağladıkları ürünlerle 60 ürünlük sergi, ‘Koken’ Sanatevi'nde açıldı... Elde edilecek gelir, Ankara'daki Ziraat Bankası Kızılay Şubesi'nde Hasan Hüseyin adına açılan hesaba yatırılacak. (Mükremin Mungan, Somut'un açtığı kampanyadan bugüne dek 200 bin lira gönderildiğini de belirtiyor)"
Hasan Hüseyin'in yaşama kavuşturulması için, öğrendiğime göre, bundan sonraki tedavisinin yurt dışında sürmesi gerekiyor. Tüm çabalarla Hasan Hüseyin bir yılda, bir yerden bir yere getirildi. Buraya getirildikten sonra, bu ozan yatakta bırakılamaz. Devletin, yardım kurullarının, tüm politikacıların da, sorunun üzerine eğilmeleri gerekir. Yine öğrendiğime göre, çalışma bakanı Mustafa Kalemli, Hasan Hüseyin'in durumuyla ilgilenmiştir. Kültür ve Turizm Bakanı'nın da yakından ilgilenmesini dilerdim. İyileşmekte olan, bu umudun yitmediği bir sanatçıyla ilgilenmek, onunla ilgilenenlere, devlete ancak onur getirir...