Ölü Deniz, Deli Deniz…

Gemide “Cumhuriyet” okurları olduğunu da gördüm. Yanlarına yaklaşıp:
— Aaa, biliyor musunuz? Ben bu gazetenin yazarıyım! diyemem ya...
Denizyolları'ndan Birsen Hanım:
— Anımsadınız mı? dedi. Ben Figen'in arkadaşıyım. Sizi gördüğüme sevindim.
— Ben de!
Birsen Hanım, masasındakilere söylemiş olmalı. Cüneyt Bey de, çok ince bir genç. Sağla, solla selamlaşmaya başladık
Fethiye’de tura çıkacaklar, sabah Katrancı'ya, öğleden sonra Ölü Denize gidecekler. Ben, Fethiye'de dolaşmayı, dost gezisi yapmayı yeğliyorum, iyi de etmişim!
Fethiye çarşısında, “anı eşyaları” dükkanında Özdemir Duru ile konuştuk. Dükkanın adı, eşi Ekin' in adını taşıyor. Özdemir Duru, Tank Dursun K’nın  “Denizin Kanı”nda oynamış. Dokuz yıl önce gelmişler, Özdemir Duru ile Ekin. Özdemir Duru anlatıyor:
— Bu yıl Fethiye, görmediği turisti gördü. Ancak, gelen turistlerin para harcamaları sözkonusu değil. Bu da Avrupa'daki ekonomik durumun sonucu. Bu yıl, “yat turizmi” gelişti. Buna karşılık, yatların sığındığı “Ölü Deniz” yatlara kapatıldı.
Yatların, ölü Deniz’e girmelerini yasaklama önerisini Özdemir Duru getirmiş, İlçe'deki Turizm Kurulu'na bu öneriyi benimsetmişti. Özdemir Duru şöyle diyordu:
— Ölü deniz, yatlara kapatılmazsa, üç beş yıl sonra ikinci bir “Haliç” olacaktır.
Bir yabancı şöyle demişti:
— Ölü Denizde tek hücreli canlılar yaşamaktadır. Onun için burada yüzmek bile günah!
Özdemir Duru'nun bu görüşüne karşılık, yatı da bulunan, “Deniz Kamp” sahibi Gürbüz Gürkan, daha da dertli:
— Ölü Deniz’de denize girilmekte. Oysa Ölü Deniz pek temiz değil! Geçenlerde, kulaklarından hastalandı, burada denize giren bir Alman çocuğu, Ölü Deniz'de oteller, moteller var. Asıl bunlar zarar veriyor Ölü Deniz'e.
Gürbüz Gürkan’ı yıllardır tanırım. Eşi Hülya ile birlikte, burada “Deniz Kamp”ı kurdu. Özellikle yabancı turistler akın etti. Ölü Deniz'in durgunluğuna karşılık. Deniz Kamp’ın deli denizi çarpıcı. Dalgalar, yüzerken insanın üstünden aşıp aşıp gidiyor. Kıyıya sürüklüyor çocukları. Dalgalarla boğuşmak güzel.
İsmail Gülgeç, postu “Deniz Kamp”ın bitişiğindeki “Belcekız Motel”e sermiş. Ahmet Aras’la birlikte konuşurlarken buldum Gülgeç’i. Çok şaşırdı görünce. Kapkara yanmıştı güneşte. Cumhuriyetten Barış Kudar, eski Cumhuriyetçi, şimdi Dünya’da Muhsin Küfeli, “Deniz Kamp”ta kalıyorlardı. Uzun bir süre Hasan Pulur da gelmiş “Deniz Kamp”a, sonra sonra gelmez olmuş...
Tarım Orman Bakanlığı, Deniz Kamp'tan Ölü Deniz'e giden kumsalı telörgüyle kapatmış. Gelen yabancı turistler:
— Burası esir kampı mı? diye takılıyorlarmış...
Orman Bakanlığı zamanında, burası “Milli Park” yapılmış. Ulusal parkın parayla girilen kapısından geçerek, denize girebiliyorsunuz. Gürbüz Gürkan:
— Orman içindeki telörgü dursun, ama plajdaki telörgü kalksın! diyor. Plajda gezinmek isteyen insana orası yasak olmasın.
Buraların en güzel denizi eylül ile ekimde.
Kıyıdan, denizin ucundan yol geçirilmesi de, bir sorun yaratmakta. Bakanlığa birkaç kez başvur muşlar, “ya kıyıdan yolun kaldırılması, ya da yoldan yalnız yayaların geçmesi” için. Turizm Bakanlığı’ndan gelen uzmanlar da, bu kıyıdan geçen yol konusuna ateş püskürüyorlarmış. Ancak, bakanlıklar arasında da bir uyum yokmuş. Birinin yaptığını, öbürü bozuyormuş. Bozuk düzen değişecek diyorlarmış ya, eskisinden de kötü gidiyormuş.
Akşam Fethiye Turizm (Fe-Tur)’un “yüzer lokanta”da, gazetecilere yemeği varmış. Fe-Tur yöneticileri, yemeğe çağırdılar. Geceyarısı, bir motorla gemiye yetiştireceklerini söylediler. Fe-Tur yöneticileriyle görüşürken. Serdar Baştürk'ü de görüverdim...
Yüzer Lokanta, “Bonsoir” adlı yattaydı. Seketur’da dinlenen Yalçın Doğan ile eşi Sertaş Doğan, eski parlamenter Sevil Korum ile Uğur Korum, Şadan Gökovalı, Erdal Orhan, oradaydılar. Fe-Tur’un ince yöneticileri, konukları ağırladılar. Yüzer lokanta yola çıkarken, Yalçın Doğan İstanbul'dan telefonla arandı. Üç bakanın istifasını haber veriyorlar: ivedi Ankara'ya dönmesini istiyorlardı. Gezi Yalçın için biraz tatsız oldu.
Gece yansına doğru, bir motorla “Akdeniz” gemisine uğurladılar Fe-Tur’cular. Yüzer Lokanta ile “Akdeniz” gemisinin ayrılışı da, görkemli oldu. “Akdeniz” gemisi, uğurlamaya gelen Bonsoir’ı, durup selamladı...