No, Mr. Ekmekçi!..

İstanbul'daydım; PEN Yazarlar Birliği’nin düzenlediği “Körfez Savaşı ve Türkiye" konulu açıkoturuma katılıp döndüm. Orada, İstanbul Anakent Belediye Başkanı Nurettin Sözen’le uzun uzun konuşmalar yaptım. The Marmara Hotel’deki açıkoturuma, Çağdaş Gazeteciler Derneği adına konuşmaya giderken heyecanlıydım doğrusu. Heyecan da bana hiç mi hiç gelmez! Esenboğa sisten kapalı olduğundan Süleyman Bey gelememişti, onun yerine Hüsamettin Cindoruk geldi. Necmettin Erbakan’ın yerine Şevket Kazan, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Önder Sav’ın yerine de İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan, Şevket Yılmaz’ın yerine Orhan Balta konuştular, Necdet Öztorun, Nevzat Helvacı, Nezih Demirkent, Yalım Erez, Erdal İnönü gelmişlerdi. Yüksel Çengel, konuşmamdan sonra gelen Hinthorozu Erdal Bey’e, konuşmamı anlatmış:
Efendim, Sayın Ekmekçi’yi dinleseydiniz, yerlere yatardınız demiş. Anlatmış, neler dediğimi.
Gerçekten, konu savaş olunca, herkes biraz somurtuyor. Milliyette Melih Aşık, köşesinde, 10 Ocak 1991 Perşembe günü şunları yazmıştı bir yerde:
"Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Mustafa Ekmekçi, sevimli konuşmasıyla izleyicileri kırdı geçirdi... Ekmekçi, Amerikan Dışişleri Bakanı Balom James Baker (Ceymis Beykır) hakkında bilgi toplamıştı. Kimi öğrendiklerini açıkladı:
Arkadaşlar, öğrendim ki Beykır, İngilizcede "ekmekçi" demekmiş. O Ceymis Ekmekçi, ben Mustafa Ekmekçi...
Yaşamı boyunca en büyük çabası Türkiye’yi savaşların uzağında tutmak olan İsmet İnönü’den bir söz aktardı Ekmekçi:
Savaşa girmek zorunlu hale gelirse bile en son girilmelidir...
Sözü daha sonra ‘savaşa hayır’ dediği için haftalarca hapis yatırılan N.A.’ya getirdi:
Neymiş, çocuk Dev-Solcuymuş... Peki Dev-Sol’cu ‘savaşa hayır’ diyemeyecek mi? Dev-Sol’cu işkembecide işkembe çorbası ısmarlarsa hapse mi atacaksınız?
Ve malum adreslere özlü mesajlar postaladı Ekmekçi:
Gazetecinin akılsızı haber almaz haber verir, dedi, politikacının akılsızı da akıl almaz, akıl verir..."
Melih Aşık’ın yazdıklarından aktarayım: “Baro Başkanı Turgut Kazan, herkesi "savaşa hayır” suçu işlemeye davet etti. Türkiye'de hiç kimsenin savaş istemediğini, sadece bir kişinin istediğini anımsattı. Bu bir kişi anayasaya göre sorumsuzdu ama, bir tek maddeden suçlanabilirdi. Ve o maddeyi bugünkü Meclis işletmez ise de bundan sonra gelecek Meclis pekâlâ işletebilirdi. O madde, “vatana ihanet”le ilgiliydi.
Bu, Mr. James Ekmekçi, nereden çıktı anlatayım. Dışişleri Bakanı olalıberi, hatta daha önceden izliyordum. Soyadaşı olunca, insan ilgileniyor elbet. Hani, münasebetsiz Mehmet Efendi'nin;
Büyük dedeniz zurna çalar mıydı, gibisinden bir şey olacak, ama nedense ilgilendirdi işte. Ankara'da dış politika muhabirimiz Semih İdiz'in yardımıyla, Amerikan Elçiliği'nden bilgi istedik. Shiela Austrian'dan gelen bilgi, ilginçti, ama soruma yanıt yoktu. Mr. James, 28.4.1930’da doğmuştu. Princeton Üniversitesi'nde tarih öğrenimi görmüş. Texas Üniversitesi'nde hukuk doktorası yapmıştı. 1985-87 arasında maliye bakanı olmuş, 1987-88’de George Bush'un seçim kampanyasını yürütmüştü. 1989'da Dışişleri Bakanlığına getirilmişti. Evliydi, sekiz çocuğu vardı. Eskiden yanında çalışanlardan biri James’ın, "Halkı iyi tanıyan ve herkese önemli bir rol oynadığı izlenimini verebilen" bir niteliği olduğunu söylüyordu. Reagan'ın yeniden arayı açarak başkan seçilmesi olayında, çok etkisi olduğu söyleniyordu. Hazine bakanıyken, üçüncü Dünya devletlerinin borçlarının azaltılmasına çalışmıştı. Eski Dışişleri Bakanı Schultz, James Baker'ın tüm dünya liderlerinin güvenini kazandığını, Amerikan halkının isteklerini iyi bildiğini söylemişti. Baker'ın parlak bir geleceği vardı, önümüzdeki 10-15 yılda, politika sahnesinde önemli roller oynamaya hazır görünüyordu.
Babam ekmekçiydi, "Ekmekçi” soyadım, oradan geliyor. “Baker", yani "Ekmekçi" soyadı nereden geliyordu? Amerikan Kütüphanesi’nden Gediz Berktin, araştırmış, Baker'ın büyük büyük babasının, hukukçu olduğunu saptayabilmişti. Belki de dedelerinden biri, onlar daha Amerika'ya göçmeden ekmekçilik yapıyordu! Burada bir basın toplantısı yapar nasıl olsa; arkadaşlar, bir sorsunlar bakalım; soyadı nereden geliyormuş? Savaş konusunda Türkiye’de ekmek var sanıyor, biliyorum. Ama, yanılıyor Türk halkı savaşa karşıdır. Onun geldiği bugün, İstanbul'da Pendik’te, ana muhalefet partisi SHP, "Savaşa Hayır" toplantısı düzenliyor. Mr. James Ekmekçi, buna katılmayı da düşünür mü acaba? Hacı TÖ ile konuşmak yetmez. Yarının iktidarları ile de konuşması gerekir. Hacı TÖ, bugün var, yarın yok! Söyleyecekleri, geçerli olamaz...
Hacı TÖ'nün de Malatyalı olduğu söylenir. Onlar asıl, Hınıslı mıdır? Malatyalılar, çok öfkeleniyorlarmış; "Bizi de savaş menzili içine soktu” diye. Mr Ekmekçi, bir de Malatyalıları dinlesin...
Hacı TÖ, hemen her gün TÖRT’ye (Turgut Özal Radyo Televizyonu) çıkıp konuşuyor. TÖRT, hanedanın malı gibi aslında. Öyle, konuşmakla olmaz. Bir halkoylamasına gidilsin, "halk savaş istiyor mu?" diye. İşçi aylıklarının arttırılmasını, halkoylamasına götürmeyi düşünenler asıl bu konuyu götürsünler bakalım. Hayır, Mr. Ekmekçi, Hayır Hacı TÖ, Hayır TÖRT, Türk halkı savaş istemiyor. Hacı TÖ ile Hacı SÖ çok meraklıysalar, gönderirler Efe'yi...