Nereden Nereye?...

Çarşamba günü. “Aydınlar Dilekçesi” davasının duruşması vardı. Sabah erkenden, arkadaşlarla telefonlaşıyor, birbirimize Mamak'a nasıl gideceğimizi soruyorduk Tahsin Saraç’a fıkralar anlatıyordum, Saraç:
Bakıyorum, kurbanlıkların neşesi içindesin! dedi.
Avukat Veli Devecioğlu, evden alacaktı, oradan Ahmet Tahtakılıç’a gidip onu alacaktık. Yolda avukatları iğneleyici fıkralar anlatıyordum. Ama, duymadıklarımı Vedat Türkali'den dinledim. Türkali anlatıyor:
“Cennetle cehennemin arasındaki duvar yıkılmış. Ne yapsınlar, iki yandan da avukatlar gelsin, adaletli bir çözümle duvarı yeniden oluştursunlar, demişler. Cehennemden gelmiş avukatlar, ancak beklemişler beklemişler, cennet yöresinden hiç gelen yok. Meğer, cennetle avukat yokmuş."
Fıkralar çok ya, biri de şöyle: Adamın biri cehennemi geziyormuş, kimi yerde işkenceler, alevler filan. Biri, boynuna dek alevler içindeymiş. Çok acımış gören. Ama, alevler içindeki:
Halime çok şükür! diyormuş
Yahu alevler içindesin, nasıl şükredersin?
Nasıl şükretmeyeyim demiş adam benim altımda avukatlar var!
Avukatlarla ilgili iğneli fıkralar anlattım diye beni savunmazlık etmezler sanıyorum…
Duruşmadan önce Mamak'a girmeden, İstanbul'dan dinlenceden gelen arkadaşlarla konuştum. Tanımadıklarımla tanıştım. Şahap Balcıoğlu'nu özlemişim, uzun uzun konuştuk. Vedat Türkali, son kitabı “Eski Filmler"i imzalayıp verdi. İlhan Selçuk izindeydi, günübirliğine gelmişti. “Seni düşümde gördüm..." dedi
Vedat Dalokay'ın "İslam Kalkınma Bankası Proje Yarışması" serüvenini anlatacağımı son “Ankara Notları”nda belirtmiştim. İslam Kalkınma Bankası, 42 İslam ülkesinin ortak olduğu bir banka. Bu banka. İslam ülkeleri arasında ekonomik dayanışmayla yardımlaşmada etkin bir rol oynuyor.
Bu bankanın merkez binası Cidde'de Ancak, bu bina kendisine yetmiyor. Önemiyle ilgili yeni bir bina yaptırmak için yarışma açılır mart 1983'te, mimarlar arasında.
Yarışmaya katılmak için tüm dünyadan 150 uluslararası güçte mimarlık firması başvurur.
Yarışmanın seçiciler kurulu ilk elemeyi yaparak, yarışmayı 150 firma arasından seçilen 25 firma arasında yaptırır.
Yarışma, 1983 ağustosunda sonuçlanır, seçiciler kurulu, birincilik ödülünü sona kalan dört projeye bölüştürerek. Türk, İngiliz, Amerikan, Japon firmalarının projelerini aynı değerde gördüğü için yarışmanın bu dört mimar arasında yinelenmesine karar verir.
Yarışma yinelenir. 1984 ocak ayında sonuçlanır. Seçiciler kurulu raporuyla kararını. İslam Kalkınma Bankası Başkanı'na, bir de yarışmaya katılan dört mimara ayrı ayrı bildirir.
Yarışma koşullarını içeren şartname'ye göre, seçiciler kurulu raporu sonucunu, İslam Kalkınma Bankası Başkanı'nın ilan etmesi gerekmektedir. Bu koşullara göre, başkan, seçiciler kurulu kararını danışma niteliğinde görüp, seçiciler kurulunun birinci seçtiğine değil, sonuca kalan dört projeden herhangi birine işi verebilme yetkisindedir. Bu nedenle İslam Kalkınma Bankası Başkanı kararını açıklayıncaya değin, seçiciler kurulu kararma göre, birinci olan mimar bile birinciliğini ilan edemeyecektir. İşi yüklenecek mimarlık firması belli olamayacaktır. Yani, seçiciler kurulunun seçtiği birinciyle işi alacak firma farklı da olabilecektir.
Sonucun seçiciler kurulunca bildirilmesinden bu yana sekiz aydan çok zaman geçti. Banka hâlâ sonucu açıklayamıyor. Ama, seçiciler kurulu raporu açıklandı. Bu rapora göre, seçiciler kurulunun birincilik sıralamasında yaptığı bir oylama, yedi kişilik seçici kuruldan 5'inin birinciliği Dalokay'a, öbür ikisinin de İngiliz mimara vermesiyle sonuçlanıyor; Amerikalı mimar üçüncü, japon dördüncü oluyor.
Bir rastlantı olarak, ilk iki dereceyi alan Türk ve İngiliz projeler altı katlı, avlulu açık bir yapı. ABD ile Japonlarınki ise 25-30 katlı birer yapı olarak biçimlendirilmiş. Yarışma bittikten sonra İslam Kalkınma Bankası'nın teknik bürosu, ki bir Yunanlı firmanın teknik danışmanlığını yapıyor, bu arsada alçak bir yapının mı, yoksa yüksek bir yapının mı daha uygun olacağı sorusunu ortaya atıyor, böylece Yunanlı firma, bankada tartışmalı bir ortam yaratıyor. Uluslararası bir seçiciler kurulunun bu konudaki kararının açık seçikliği karşısında, Yunanlı raportörün redaksiyonunu yaptığı, gerek yarışma koşullarının, gerekse seçiciler kurulu raporunun bile bazı ustaca ve kurnazca sıkıştırılmış sözlerle, düşünüldüğünde, Dalokay’a göre iyi niyetinden kuşku durulamayacak olan İslam Kalkınma Bankası Başkanı'ni ikircikliğe götürebiliyor.
Dalokay'ın projesinin hep kusurlarından ABD'lininkinin ise, hep üstünlüklerinden söz eden, Yunanlının da içinde bulunduğu teknik komitenin raporları, banka yöneticilerini iyiden iyiye etkilemeye varan girişimler oluyor bir bakıma…
Vedat Dalokay, seçiciler kurulundan beş birincilik, iki ikincilik alarak birincilik aldı. Ancak, banka teknik elemanlarının işgüzarlıkları sonucu, birincilik Türk ve ABD mimarları arasında askıda kaldı.
Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana uluslararası mimarlık yarışmalarında 1969 yılında ilk kez birincilik kazanan Türk mimarı Dalokay'ın ikinci bir başarısı gölgelenmeye çalışılıyor. Vedat Dalokay'a göre bu olay, aslında Türkiye'nin dışarıya mal değil, bilgi sanat ve teknoloji satma olayıdır.
Gerçek dışsatım budur. Yurttan ne bir vapur dolusu koyun ya da buzdolabı, ne de uçak dolusu ipek halı götürmeden, birkaç kilogram “aydınger” kâğıt göndererek, milyonlarca dolar kazanma olayıdır. Türkiye’nin dışarıya et, sebze, meyve, halı işlenmiş hammadde satmasına izin verirler, hatta giderek, buzdolabı, araba vb. yollatırlar ama Türkiye'nin dışarıya bilgi ya da teknoloji satmasına izin vermezler. Bu, onların yaşam damarlarını kesmeye yönelik bir davranış olarak görülür. Önüne geçmek için her yolu denerler.