Men Dakka Dukka...

Çok kimse unutmuştur belki, Danıştay da 12 Eylül fırtınasından kendini kurtaramayan kuruluşlar arasındaydı. 1982 şubatında, altısı daire başkanı olan on attı Danıştay üyesi, hallaç pamuğu gibi Türkiye'nin çeşitli yerlerine idare mahkemesi başkanlıklarına dağıtılmışlardı. Bu, 12 Eylül yönetimince çıkarılmış bir yasaya dayanarak yapıldı. Bu idare mahkemesi başkanları dört yıl süreyle, Ankara dışında çeşitli illerde görev yapacaklar, dört yıl sonra görevlerine döneceklerdi. Unvanları yine “Danıştay üyesi"ydi. İdare mahkemelerinin başkanlıklarına getirilerek, onların deneyimlerinden yararlanılacağının düşünüldüğü söyleniyordu. Ancak, Danıştay kulislerinde bu atamaların adı “tenzil-i rütbe"ydi. Ordu komutanının, alayın başına getirilmesi gibi bir şeydi! Adları şöyleydi:
Niyazi Aras (İkinci Daire Başkanı), Sıtkı Gökalp (Beşinci Daire Başkanı), Samim Gökyar (Onbirinci Daire Başkanı), Kâzım Yenice (Onikinci Daire Başkanı), İbrahim Koloğlu (Sekizinci Daire Başkanı), Hasan Basri Kurdoğlu (Yedinci Daire Başkanı)...
Danıştay üyeleri de şunlardı: Cüneyt Ertan, Yusuf Ziya Çubukçu, Feridun Taşkın, Mahmut Polat, Yüksel Esin, Ahmet Konur, Fazıl Kafadar, Oğuz Barutoğlu, Şeref Tolungüç, Selami Celâyir...
Bunlar, ne Danıştay'a başvurabiliyorlar, ne de çıkarılan yasa Anayasa Mahkemesi’ne götürülebiliyordu. 1402'nin, Danıştay’da uygulanmasıydı sanki. Buna, sıkıyönetim komutanı değil de. Konsey karar vermiş oluyordu. Bu, atananlara “istifa edin!" anlamına mı geliyordu? Emekli olma hakkını kazanmış olanlar, emekliliklerini isteyip ayrıldılar. Bunlar 12 kişiydi. Dördü ise dört yıl atandıkları illerde çalışarak sürelerini doldurup Ankara'ya Danıştay üyeliklerine yeniden döndüler. Onlar emeklilikleri gelmemiş olanlardı. Adları ise şöyleydi: Feridun Taşkın, Mahmut Polat, Oğuz Barutoğlu, Selami Celâyir...
Emekliliğini isteyip ayrılanlar arasındaki üyelerden Yüksel Esin savunmanlığa başladı. Eski MGK Genel Sekreteri, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Necdet Üruğ’un, “MİT raporu" olayında davasını üstlenen iki kişiden biri oldu. Bunu Uğur Mumcu da yazdı; Üruğ’un öbür savunmanı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nden emekli olan, emekli General Zeki Güngör'dü. Yüksel Esin, Danıştay'da Üruğ’un hakkını arayan kişi olacak! Men dakka dukka! (Bu Arap atasözünün Türkçesi şöyle: Çalma kimsenin kapısını, çalarlar kapını!)
Danıştay’da 12 Eylül yönetimince kıyıma uğratılan Danıştay Daire Başkalarından Kâzım Yenice, 11 Mayıs 1967'de Cumhuriyet'in ikinci sayfasında, "İnsana ve Haklarına Saygı" başlığıyla çıkan yazısında, Danıştay'daki kıyıma da değinmişti.
* * *
Düzeltme: “Bir karşı oy yazısı..." başlıklı “Ankara Notları"nda, sondan dördüncü paragrafta geçen “incelenmektedir” sözcüğü “incelenmemektedir" olacaktı. Yanlışlığı ben yapmışım, doğrusu şöyle olacaktı:
“2776 sayılı yasanın, Milli Güvenlik Konseyi döneminde yürürlüğe girmiş olması sebebiyle, anayasaya aykırılık iddiaları Anayasa Mahkemesi'nde incelenmemektedir"
Düzeltir özür dilerim...