Köyceğiz’de...

SODEP Merkez Karar Yönetim Kurulu üyesi Fikret Ünlü:
Köyceğiz'e gidiyoruz, gelir misin diye sordu...
Ankara’nın kirli havasından, soğuğundan bir iki gün de olsa, kurtulmak için tam fırsattı...
Geliyorum dedim, ancak Çarşamba'nın “Ankara Notları”nı çatıp, yazmam gerekiyordu. Pazartesi sabahı, altıda kalkıp çalışınca o da çözümlendi. Çıktık yola...
SODEP Genel Sekreter Yardımcısı Nail Gürman, yine Merkez Karar Yönetim Kurulu'ndan Mustafa Timisi ile dört kişiydik arabada. Arabayı Fikret Ünlü kullanıyor, şiir gibi...
Ekibin başı prototol gereği, Nail Gürman olmalı. O, Köyceğiz’e postu serecek; 23 aralığa dek Köyceğiz'de seçimleri yürütecek. Kuyucak seçimlerini de Nail Gürman, Kuyucak'a postu serip yürüttü. Ağrı seçimlerini de o yürütmüştü. İçimden:
Demek, bir başarısızlık, bir de başarı vardiya geçirdim...
Olayları, Ankara'da oturduğum yerden izliyordum, çoktanberi ilk kez halkın arasına karışacaktım. Yerel de olsa, bir seçim havasında görecektim.
Yolda, geçmiş yılların olaylarını konuşuyoruz. Nail Gürman İsmet Paşa'yla ilk yüz yüze gelişlerini anlatıyor. 1960'lı yılların sonları. Nail Gürman, o sıralar "Sosyal Demokrasi Dernekleri Federasyonu''nun başında. Aynı zamanda CHP'de gençlik kollarında. CHP'den çıkarılmış olan Kasım Gülek'in yeniden CHP'ye alınması için girişimler var. Bazı kişiler, çalışıyorlar kuliste. Nail Gürman, çok ağır bir demeç verir. Bu bazı gazetelerde manşetlerde çıkar. Paşa da Gürman'ın bu demecine, Kasım Gülek'in CHP'ye geri alınmasına karşı çıkmasına çok kızar. Konserde, kendisiyle tanışıp konuşmak isteyen Nail Gürman'a:
Sen o musun diye sorar. Sen parti işlerine fesat karıştırıyorsun, bir daha duymayayım, görmeyeyim der. Sen bu cesareti nereden alıyorsun?
Paşam, ben 1946'dan beri CHP’ye inanmış, evinde büyük Atatürk'ün de, sizin de resminizin asılı olduğu bir ailenin çocuğuyum. CHP'nin gençlik kollarında da görevliyim. Bir gencim. Demokrasi olduğuna göre, görüşlerimi de açıklayabilirim...
Demek, hâlâ ısrar ediyorsun!
Evet Paşam. Bunu da demokrasinin bir gereği olarak yapıyorum. İnönü, durup dururken:
Gözlüğünü çıkar der. Nail Gürman, gözlüğünü çıkarır. Paşa Gürman’a sorular sorar:
Kaç yıldır takıyorsun, kaç?
0.75 Paşam…
Tak bakalım:
Nail Gürman, gözlüğünü takar, ayrılırken elini öptürür.
Anlaşıldı mı, bir daha böyle bir şey yok!
Demokrasi kuralları içinde düşüncelerimi söylemekte ısrar ediyorum paşam, izin verirseniz! Paşa:
Peki, peki der, melek gibi bir yüzün var ama, çok çetinmişsin!
Paşa’yla ilk kez böyle karşılaşan Nail Gürman, yüzü kıpkırmızı yerine döner... Nail Gürman:
Başımdan geçen bu olayı. Paşa'yla ilk böyle karşılaşmamızı Erdal Bey’e anlattım, çok güldü... dedi.
Muğla'ya geç vakit varmıştık. O gece Muğla'da yattık. Sabah Muğla'yı dolaşıp, Köyceğiz'e geçeceğiz. Muğla Belediye Başkanı Erman Şahin, Muğla'da yaptıklarını anlatıyor...
Bizden bir gün önce Muğla'ya Refik Erduran gelmiş, Gökova'ya gidip dönmüş. Refik Erduran Gökova ile ilgili güzel yazılar yazdı.
Erman Şahin'in anlattıklarını belleğimde saklayarak, Köyceğiz'e geleyim artık...
Köyceğiz'den birkaç yol geçmiştim. Ancak bir yol uğrağından öteye geçmemişti bu.
25 Martta yapılan yerel seçimlerde Belediye Başkanlığını Doğru Yol Partisi adayı Mehmet Özkaya kazanmış, belediye başkanı olmuştu. Özkaya’nın geçirdiği bir kalp krizinden ölmesi üzerine, Köyceğiz'de belediye başkanlığı seçimi yenileniyordu. Seçime dört parti kaplıyordu. Adaylar: ANAP’tan emekli ziraat mühendisi Ali Gören, Doğru Yol Partisi’nden, şimdi Belediye Başkan Vekilliği görevini yapan Orhan Köroğlu, Halkçı Parti'den emeldi başkomiser Orhan Koncakaya, SODEP’ten emekli tarım teknisyeni Mehmet Cengiz...
25 Mart seçimlerinde, SODEP adayı Ruhi Unoğlu 622, ANAP adayı Ali Gören 798, DYP adayı Mehmet Özkaya 812, HP adayı Salih Erbay 345 oy almışlar, 184 oy iptal edilmiş, yapılan itirazlar üzerine yeniden sayım yapılmış, DYP adayı Mehmet Özkaya'nın oyları 812’den 824'e çıkmış.
Belediye Meclisinde, DYP'nin 4, ANAP’ın 3, SODEP'in de iki üyesi var. Belediye Meclisi üyelerinin tablosu, seçilecek başkana göre değişir mi, demokrasi kuralları içinde, uyuşmalar, anlaşmalarla ne yöne gider, onu 23 aralıktan sonra göreceğiz. Köyceğiz, genellikle, seçimlerde oyunu merkez sola vermiş bir ilçe. 1950'li yıllarda, burada dikilen İnönü büstünü demokratlar bir gece yerinden söküp göle attılar, CHP'liler ise sabah gölden çıkarıp yerine diktiler. Bu, iki kez oldu. Erdal İnönü, buraya geldiği zaman, ona babasının göle girip çıkan büstünü gösterdi. Deniz ya, burada göl diyorlar, İnönü'nün denizin dibinden çıkan büstü Köyceğiz'in en güzel yerinde; kaşlarını çatmış gibi, duruyordu. Kaç "Ankara Notları"nda "demokrasinin babası” diye yazdığım İsmet Paşa'yı yürekten selamladım...