Kör kurdun kısmetini gönderen Allah!

Seçimler bitti ya, doğrusu yataklara düşenler de oldu...
Tuh! diyorlardı, fırsat varken kazanamadık…
Politikacılık, milletvekilliği sanımca dosdoğru anlaşılabilmiş kavramlardan değil daha. Demokrasiyi de, kazanma ya da yitirme olarak bellemiyor muyuz çoğu kez. Kazanmışsak demokrasi var, kazanmamışsak yok!
Biri, Adana dolaylarında söylenen şu halk sözünü yineledi:
Kör kurdun kısmetini gönderen Allah! dedi.
Kurdun gözleri görmüyorsa, kuzuyu nerede bulup yiyecek? Ama, kısmet işte! O da aç kalmıyor...
MDP, üçüncü parti olunca, bir bayan:
Allah horozlara acıdı, dedi, vallahi horozlar kurtuldu. Neden mi? MDP’ye kızan, bir horoz bulup kesecek, öfkesini horozdan alacaktı. Şimdi, horozlar bol bol ötebilir artık...
MDP, birkaç yüz oyla yitiren bir adayını kurtarabilme amacıyla Yüksek Seçim Kurulu'na başvurdu:
Efendim, dedi başvuruda, ıstampa mürekkebinin sulu oluşu yüzünden, MDP'ye basılan mühürler, elde olmadan bir başka partinin altına da geçmiş bulunuyor. Böylece oylar "geçersiz" sayılıyor. Oysa, adayımıza verilen oylar geçerli oylardır. Bu yolda karar verilmesi...
Yüksek Seçim Kurulu, bu istemi yerinde görmedi.
Aday, Meclis'e giremedi...
Seçimlerde, 3 parti oyları nerelerden aldı, diye düşünüyordum. Gazetecinin düşünmesi bir anlamda sormak demek, kurcalamak demek. Özal’ın aldığı oylar içinde "sol" oylar da var mıydı? Bir arkadaşım şöyle demişti:
Sağlıklı bir demokrasi ve solun gelişmesi için, sağlıklı bir sağ iktidar gerekli, bu da Özal'dır. Oyumu Özal’a vereceğim...
Bir eski politikacı da, şöyle demişti:
Özal'ın aldığı oylarda, eski "değnekçi” oyları vardır...
O ne demek?
Hani, YTP'den AP'ye geçenler vardı ya vaktiyle?
Eeee ...
İşte o oylar, daha çok.
MSP oyları yok mudur?
Çok az...
Calp'in aldığı oylarda, eski CHP'lilerden bir büyük bölümü ile sol oylar varmış.
Bir başka şey geliyor usa elbette; bu oylar kalıcı mı, gidici mi?
***
Bu hafta sonu, kanımca önemli. Öğrendiğime göre, tepelerde, son yasaların çıkma hazırlıkları var. Konsey, her ne kadar, TBMM Başkanlık Divanı oluşana dek, yasama yetkisini üstünde taşıyacaksa da, önümüzdeki hafta başından başlayarak bu yetkisini kullanmayacak. Yasama işlerinin kalanını, yeni meclise bırakacak. Bu konuda bir kesinlik olmamakla birlikte, bir eğilim var gibi görünüyor...
MGK dün bütçeyi görüştü, bir gün önce, bizim yasa, basın yasası çıktı. Doğrusu, Danışma Meclisi'nden gelen metne göre, büyük değişiklik yapıldı. "Etekteki Taşlar" başlıklı "Ankara Notları”nda, kimin eteğinde taş varsa getirip ortaya dökmesini, sepetlerdeki pamukların çıkarılmasını söylemeye çalışmıştım
Yayınevleri görüşlerini açıkladılar. İyi de oldu. Basımevleri ile ilgili hükümler geniş ölçüde değişti. Değişiklikler tek tek incelenmeli bir, tüm değişiklikler yirmi maddenin üstünde…
Bir de, "Basın Ahlâk Yasası”nı gündeme getirmek istemiştim o “Ankara Notları”nda. Basının, kendi kendini denetlemek için bir Basın Ahlâk Yasası hazırlaması gerektiğini. Bu görev de basına düşerdi. Pek kimse oralı olmadı gibime geliyor. Yine zaman vardır; Meclis açıldıktan sonra, basın dernekleri, sendikaları, böyle bir hazırlığı yapabilirler. Yapmalıdırlar...
Usuma takılanları söylüyorum ya, bir de, seçimlerde oy kullanmamış olanların durumları var. Bunlar, özürlerini benimsenebilecek bir biçimde kanıtlayamazlarsa 2.500 lira para cezası ödeyecekler. Daha doğrusu, bunlar adreslerinden, köylerinden tek tek aranıp bulunacak ve alınacak.
Bu seçime katılma oranı, yüzde 92.27 oldu. Bunun en yüksek katılma olduğu da açıklandı. Seçime katılmayanların, oy vermeyenlerin sayısı ise 885.000 dolayında. Cezaların toplamı, hesabı şu. 885 000X2.500 = 2 milyar 212 milyon 500 bin TL.
Fena para değil gibi görünüyor. Gelgelelim, Maliye tek tek, bunu nasıl "tahsil" edecek? Bu parayı tahsil edebilmek için kaç milyar harcanacak?
Anayasa oylamasına katılıp oy kullanmayanlar bir kez bağışlanmışlardı. Burada da bu düşünülemez mi? Amaç da bir anlamda yerine gelmiş dernek değil midir?
"Bağışlama " deyince, heyecanlandım doğrusu. Sağlıklı bir demokrasiye geçişi kolaylaştırır her çeşit bağışlama. Cezaevlerini dolduran gençlerin topluma kazandırılması, bir esenlik, bir erinç getirir topluma…