Belki çok kimse ayırdında değil. Kıbrıs'ta çok ilginç olumlu gelişmeler var; gelişmeler demeyeyim de önemli çabalar var. Bu girişimleri yapan da Kuzey Kıbrıs’taki ana muhalefet partisi, Cumhuriyetçi Türk Partisi. İlk girişim 17 ocak cuma günü oldu.
CTP, Güney Kıbrıs’a. Rum kesimine giderek orada Rum ana muhalefet partisi AKEL önderleriyle görüştü. CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat başkanlığında oluşan kurulla Güney Kıbrıs'ta AKEL Genel Sekreteri Dimrtris Hristofias başkanlığındaki kurul arasında yapılan görüşmelerden sonra bir ortak bildiri yayımlandı. Ortak bildirinin üç maddesi şöyle:
- Her iki parti de Kıbrıs sorununun askeri yöntemler ile çözülemeyeceği yönündeki tutumlarında ısrarlıdırlar. Çözüm barışçı olmalı, BM gözetimindeki özlü görüşmelerle sağlanmalıdır. Taraflar siyası irade ortaya koymalı, üst düzey anlaşmalarına ve Kıbrıs'la ilgili BM kararlarına saygılı olmalıdırlar. Gali fikirler dizisinin yapıcı bir diyalog için iyi bir zemin olacağını vurgularlar.
-Çözüm, her iki toplumun güvenlik gereksinimini göz önünde bulundurarak iki bölgeli, iki toplumlu Federal Kıbrıs Cumhuriyeti'nin bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü, egemenliğim ve birliğini Enosis'e, taksime veya herhangi bir şekilde ayrılığa karşı Denktaş-Kiprianu üst düzey anlaşmasında ve ilgili BM kararlarında belirtildiği gibi yeterince sağlamalıdır.
-AKEL ile CTP iki toplum arasındaki yakınlaşmayı engellemeyi hedefleyen şovenizmin tırmanmakta olduğunu saptayarak, her düzeyde Kıbrıslı Türklerin ve Kıbrıslı Rumların yerinden yakınlaşmasını, güveni, temasları ve işbirliğini teşvik etmek için şovenizme, dinsel fanatizme ve önyargılara karşı sürekli bir cephe oluşturacaklarını bir kez daha ortaya koyarlar.
CTP girişimlerini sürdürdü, Mehmet Ali Talat başkanlığındaki kurul. 21 Ocak 1997’de Rum siyasal liderlerinden Georgio Vassiliou ile de görüştü. Yayımlanan basın açıklamasında görüşmeler şöyle açıklandı:
İki parti her iki tarafta ortamın kötüleşmesinden, gerginliğin artmasından ve şoven eğilimlerde görülen tırmanıştan derin kaygı duyduklarını ifade ederek gerginliğin giderilmesi yönünde çaba harcanması gerektiğini belirttiler.
İki parti Kıbrıs sorununa çözümün asken değil siyasal süreç içinde bulunması gerektiğim belirterek, bugünkü statükonun her iki toplum için tehlikeler içerdiği konusunda mutabık kaldılar. Bu nedenle Doruk Antlaşmaları. Gali fikirler dizisi ve Birleşmiş Milletler’in ilgili kararlarında öngörülen iki toplumlu, iki bölgeli bir federasyon kurulmasını amaçlayan toplumlararası diyalogun en erken bir zamanda yeniden başlatılmasını destekliyorlar.
CTP'nin ‘‘güvercin" girişimleri daha var: 29 ocak çarşamba günü DIKO'nun Genel Başkanı Spiros Kiprianu ile konuşacak. Kiprıanu, uzun yıllardan beri, bir Türk partisiyle, Kıbrıslı bir Türk gazetecisi ile görüşmedi!
Kıbrıs konusundaki bu girişimler süredursun, önemli olan adanın askersizleştirilmesidir. Çünkü. Kıbrıs bugün patlayacak bir barut fıçısı durumunda. Türkiye’nin de çıkartan, askersizleştirilmiş bir Kıbrıs'ı gerektiriyor. Şahinlerin, "Anavatan’la bütünleşme" diye. Grekleri Kıbrıs'ın güneyine getireceklerine kuşku yok. Bu gidişle, güneydeki Rumlar:
-Tamam, siz Anavatan’la bütünleşin, biz de Greklerle(Yunanlılarla) bütünleşiyoruz! Derlerse ne olacak?
Yavruvatan, Anavatan’a yamanınca ne olacak? Grekler de gelip Akdeniz'de bir adanın güneyine yerleşecek. Greklerin kendisi S-300 füzelerini alırsa, ne yapacak Türkiye? Greklerde yok mu S-300 füzeleri?
Kuzey Kıbrıs'ın Türkiye ile bütünleşme masalı, gerçekten çok tehlikeli. Türkiye açısından bu böyle de Kıbrıs Türkleri açısından durum nedir? Kıbrıs'ın yüzlerce yılda oluşmuş Kıbrıslılığı ne olacak? Kıbrıs Türk'ü ortadan kalkacak. Kıbrıs'tan başka ülkelere göç edenlerin yerine, Anadolu'dan yem göçmenler gönderip yerleştirmek yanlıştı. Yerli Kıbrıslılar bundan çok tedirgin oldular. Siz, oturduğunuz apartmana hiç tanımadığınız kişilerin gelip yerleşmelerini nasıl karşılarsınız? Bir dergi çıkıyor, adı ‘‘Genç Kıbrıslı". Dergiden birkaç genç gelip konuştu. Bildiğim gerçekleri, düşüncelerimi söyledim; benim gözüme onlar. “Jön Türkler" gibi göründü. Yakında çıkacak konuşmamız. (Dergiyi arayanlar. İstanbul'da 0 212/227 79 92, Kıbrıs Guzelyurt’ta, 0 392/714 28 80, Ankara'da 0 312/212 30 65 numaralı telefonlardan isteyip bulabilirler.) “Genç Kıbrıslı"ya başarılar diliyorum.
Kıbrıs'ta, şahinler olduğu gibi, usu başında insanlar da var. Bunlardan bin, söyleşi sırasında şöyle dedi:
-Türkiye ile Grekler arasındaki sorunlar, Kıbrıs sorununun önünü tıkıyor. Bu iki ülke ağızlı yüzlü bir diyaloğa girmezse, kendi sorunlarını çözmek için ortak bir çaba ortaya koyamazsa, Kıbrıslı Türklerle Rumların barışmasına izin vermezler. Çünkü ikisi de Kıbrıs sorununu birbirlerine karşı koz olarak kullanıyorlar.
İç politikada tabii. Türkiye “Ege'de bir şey almazsam, adalarda bir çıkarım olmazsa, rahatlamazsam, Kıbrıs 'ta Rum ü ne diye rahatlatayım?" diye mi düşünür? Greklerde “Ben Kıbrıs sorununu Türkiye 'ye karşı tepe tepe kullanıyorum. Ne diye çözeyim?” diyemez mi? Olan da Kıbrıslıya olmaz mı? Yazık olur.