Karşılıklı Konuşma…

— Merhaba; nasılsınız?
— Teşekkür ederim iyiyim, siz nasılsınız?
— İyiyim, sağ olun:
— İşler nasıl gidiyor?
— Bildiğiniz gibi.
— Görüşemiyoruz, görüşelim...
— Görüşelim...
Kızılay'da yol üstünde ayak üstü konuşmalar tekdüze.
Kapının önünde çöp kovası vardı: “şunu döküvereyim” dedim. Çıktım kovayı boşaltıp dönerken, baktım. Aldıkaçtı, bahar güneşinde balkonda:
— Günaydın Mustafa Bey, bakıyorum çok çalışıyorsunuz!
— Hava nasıl da güzel değil mi?
— Evet çok güzel!
— Bu yıl zorlu bir kış geçirdik!
Hafifçe kızarmış gibi geldi! Duymadı galiba, Bağırdım;
— Bu yıl zorlu bir kış oldu, dedim...
— Evet, evet...
— İyi günler Orhan Bey!
— İyi günler!
Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç telefon etti:
— Sayın Ekmekçi yazınızı okudum!
— Bir açıklamamız varsa...
— Yok, yok! O konudaki tutumunuzu biliyorum. Bizim eski müezzinlerimizden olduğunuzu bilmiyordum. Eğer isterseniz, yine görev verebiliriz!
— Teşekkür ederim! Tansiyonum var, minareye çıkamam herhalde...
— Bizim asansörlü minarelerimiz de var! Kocatepe camiinde var...
TV'de, Anadolu liseleri sınavları ile ilgili izlence, ana-babaların, çocukların yakınmaları ilginçti. Bir arkadaşım şöyle dedi:
— Çocukların düşünme ve yaratma gücünü kalıplaştırıyorlar. Çocukta kişilik çatlaması, burukluk yaratıyor...
Basında bir tartışma: ODTÜ’deki ağaçları. Doğramacı kestirdi mi, kestirmedi mi? Biri şöyle dedi:
— İhsan Bey, adı üstünde; İhsan Doğramacı. Kimine ihsanını gösteriyor, kimini doğruyor! Ağaçları dikenler doğrandıktan sonra, ağaçların lafı mı olur?
★ ★★
Şiar Yalçın, Victor Hugo'nun anılarını yeni baştan çeviriyor. Adı; “Görülmüş Şeyler” olacak. Kitap, tümüyle bir anı değil. Victor Hugo, başkalarından duyduklarını da yazmış defterine. Bunları da sağlığında yayımlamamış ölümünden sonra, bulunup yayımlanmış. Şiar Yalçın’ın çevirisi, Aziz Nesin’in oğlu Ahmet Nesin adına kurduğu yayınevince basılacak. Kitaptaki bölümlerden “diyalog” yani karşılıklı konuşma başlıklısı şöyle:
— Yoksulları daha da yoksullaştırmayan bir vergi sistemi istiyorum.
— Siz bir din düşmanısınız.
— Bahtsızı ister istemez, yoksul yapan, yüz binlerce mutsuz ananın kızların; geneleve ve oğullarını küreğe mahkûm eden sosyal koşulları düzeltmek istiyorum.
— Siz bir aile düşmanısınız.
Ücretsiz, özgür, dürüst, onurlu çizvitlere değil, İsa’ya bağlı papazlar istiyorum.
— Siz bir din düşmanısınız
— Halkın halk tarafından halk için yönetildiği düzenli ve barışçı bir yönetim istiyorum.
— Siz bir toplum düşmanısınız.
— Savaşın ortadan kalkmasını istiyorum.
— Siz bir insanlık düşmanısınız.
—Ölüm cezasının kaldırılmasını istiyorum.
— Siz kana susamış bir canavarsınız...
Bu, Hugo'nun 1850'de özel defterine yazdığı notlardan. 28 Haziran 1844 günlü notunda. Kral Louis Philipple bir konuşmasını şöyle aktarıyor
“Kralla konuştuk, çeşitli diller hakkında bana şunları söyledi:
— İngilizce, Fransız giysileri giydirilmiş bir Alman iskeletidir...”