İstanbul’da...

Prof. Sadun Aren'e:
Cezaevinin nesi iyi? diye sordum, “tahliyesi” dedi.
Hani, Yahya Kemal'e sormuşlar:
Ankara’nın neresini beğeniyorsun?
İstasyonunu, diye karşılık vermiş, İstanbul’a dönmek için...
Sadun Aren'in evi, geçmiş olsuna gelenlerle, dostlarıyla dolup boşalıyordu. Ayrılırken:
Artık, bol bol Cumhuriyet okuyacağız! dedi.
Bir şey söylemedi ama, satır arasından anladığım, ceza ve tutukevinde kaldığı sürece, Cumhuriyet'i okuyamadığıydı. Üzüldüm, oysa kaç kez Sadun Bey'in kulağını çınlatmıştım "Ankara Notları"nda.
Yirmi bir ay mı, yirmi iki ay mı yattı Sadun Bey içeride. Az şey mi? Daha yatanları da var...
* * *
Pazartesi akşamı İstanbul'a geldim.
Bir gün önce gelip, Oktay Arayıcı şölenini izlemek istedim. Suphi Gürsoytrak'la, "Şan Tiyatrosu”nun kapısında buluşacaktık. Onu beklerken, şenliğe gelen arkadaşlarımla karşılaşıyordum.
Ankara'dayken, arkadaşlarım, TRT Genel Müdürü Tunca Toskay'la konuşmamı, Oktay Arayıcı'nın "At Gözlüğü" filminin verilmesi için izin almamı rica etmişlerdi. Tunca Toskay’ın İstanbul'a bu konuda emir verdiğini öğrendim. İyi bir davranış. Oktay Arayıcı, birçok TRT'ci arasında kıyıma uğramış, Denizyolları'nda bir masaya memur olarak atanmıştı. O da, ayrılmış yazarlıkla yaşamını sürdürmeyi yeğlemişti. Tunca Toskay’ın jesti, anlamlı geldi.
Pazartesi akşamı saat 18.00'de başlayan şölen, üç saatten uzun sürdü. Şöleni, "Tiyatro Yazarları Derneği" düzenlemişti. Bu derneğin pek adını duymamıştım. Böyle güzel bir şölenle duymuş oldum. Şölen, Türk oyun yazarlarını tanıtma amacıyla başlatılan dizinin ilki, o da bunu hak etmiş bir yazarımız Oktay Arayıcı'nındı. Çok güzel düzenlenmişti. Kimse sıkılmadı. Vedat Türkali, bir sunuş konuşması yaptı. Sonra, Mehmet Akan'la Melek Daner, sunuculukları üstlendiler. Zeynep Oral, Cenap Nuhrat, Selim İleri, Özdemir Nutku konuşmalarla, Oktay Arayıcı'yı yapıtlarından tanıttılar. Ankara Sanat Tiyatrosu, henüz oynanmamış olan "Geçit" oyunundan bir bölümü sergiledi. Oyun, Rutkay Aziz yönetiminde hazırlanmıştı. Oktay Arayıcı, "Geçit”te, Server Tanilli'yi, onun yaşamıyla, kavgasını sergiliyordu. Server Tanilli’nin bu gece için hazırladığı mesajı dinledik. İstanbul'dan ayrılmadan bulabilirsem bu mesajın metnini, alıp yayımlamak istiyorum.
Server Tanilli'yle bir gün konuşurken, ona:
Server Bey, zaman zaman “Ankara Notları"nda bazı yazarlardan, sanatçılardan söz ediyorum, bir arkadaşımın deyimiyle, onların tozunu alıyorum... demiştim. Tanilli:
Çok mu tozlanmışım Ekmekçi? diye karşılık verdi...
Tanilli’nin mesajı uzun uzun alkışlandı, bine yakın kalabalıkça...
Tanilli, çoook uzaklarda olmasına karşın, önceki akşam aramızdaydı...
Geçitte, Tuncer Necmioğlu ile arkadaşını izledim. Tuncer Necmioğlu, Server Tanilli'yi oynuyordu.
Zeki Alasya ile Metin Akpınar, "Babalar" oyunundan bir parçayı sergilediler Ortalığı kırıp geçirdiler, her zamanki gibi. Dostlar Tiyatrosu ile İstanbul Belediyesi Şehir Tiyatrosu, "Seferi Ramazan Bey'in Nafile Dünyası" ile "Bir Ölümün Anatomisi"nden, "Rümuz Goncagül” den parçalar sundular. Timur Selçuk, Oktay Arayıcı'nın yapıtlarındaki şarkıları çalıp söyledi. Çalıp söylemedi, oynadı...
TV o geceyi, programına alıp gösterebilirdi. Güzel de olurdu.
En son Oktay Arayıcı konuştu; şöleni düzenleyenlere, sanatçılara, izleyicilere teşekkür etti. Güç kazandığını söyledi.