İsmet Paşa Küs mü Gitti? (1)

Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk ile eşi Dilek Cindoruk'un, KKTC Meclis Başkanı Ayhan Halit Acarkan ile eşi Di­lek Acarkan onuruna verdikleri akşam yemeği, oldukça sınırlı tutulmuştu. Kıbrıslı konuk milletvekilleri. Kuzey Kıbrıs Meclisi'nin Başkanlık Divanı üyeleriydiler. Onlar da eşleriyle gel­mişlerdi. Meclis’ten de, Başkanlık Divanı üyeleriyle, çeşitli yarkurulların başkanları çağrılıydılar. Çok az sayıda da gaze­teci göze çarpıyordu.

Bizim masada oturanlardan, DYP Kastamonu Milletvekili, AGİK Yarkurulu Başkanı Dr. Münif İslamoğlu, masada ilginç anılar anlatıyordu. Münif İslamoğlu, 1960 öncesinde DP millet­vekili olarak Yassıada’ya gitmiş, ölüm cezası istemiyle yargı­lanmıştı. Yıllarca Numune Hastanesi'nde başhekimlik yapmıştı. Ayrıca, milletvekillerinin üye oldukları Anadolu Kulübü'nün başkanıydı. Anılar da Anadolu Kulübü ile İsmet Paşa üzeri­neydi. Sayrıevinde çok sert bir sağın (hekim) olarak tanınan Münif İslamoğlu. özel yaşamında çok saygılıydı, özellikle is­met Paşa ya gösterdiği saygıya hayran kaldım. Münif İslamoğlu'nun anlattıklarını, olduğu gibi vermeyi. Türkçeleştirmemeyi yeğledim İslamoğlu, Paşayı anlatmaya şöyle başladı:

Rahmetli İsmet Paşa, Anadolu Kulübü'ne ekseriyetle, öğ­leden sonra, saat dörtte gelirdi. Haftanın bir iki günü gelir, briç oynardı. CHP'nin Genel Başkanı olduğu zamanlar, CHP'liler, İsmet Paşa'yla briç oynamak için adeta yarışırlardı. Gün oldu. Ankara CHP İl Kongresi’ydi sanıyorum, Ecevit taraftarları ka­zandı. Ondan sonra, İsmet Paşa geldi Kulübe; Paşa gelince, Kulübün bir odasında oturur, briç oynardı. Bu, ikinci kattaki salondu, ismet Paşa, salona girince, salon boşaldı! Çoğunluğu CHPİİ arkadaşlarımız. Paşayı görünce salonu terk ettiler. Çünkü, Paşa'yla briç oynamak istemiyorlardı. Çünkü, briç oy­nama emri Paşa taralından verildiği zaman, bunu yerine getir­mekte sakınca görmüş olacaklar ki, böyle hareket ettiler. Sonra. İsmet Paşa’yla ben oturdum:

Briç oynayacağız! dedi.

Emredersiniz! dedim. Salondan arkadaşlar bulduk, briçi oynadık. Öylece gitti. Kulüpten giderken, her zaman, özellikle CHP'li arkadaşlarımız yolcu ederlerdi O zaman, İsmet Paşa yalnız kaldı, ben yolcu etmek durumunda kaldım. Gayet tabii şeref duydum. Aldım, kendisini asansöre bindirdim, taa ara­basına kadar götürdüm. CHP Ankara Kongresinden sonra, hadise, bu minval üzere devam etti.

Anadolu Kulübü Başkanı Dr. Münif İslamoğlu'nun anlattığı bu olay, Paşa’nın ölümünden bir yıl önceye rastlıyor. Yani. 1972 yılma. Şimdi. CHP'de de. DSP'de de İsmet Paşa’nın fotoğ­rafları asılıdır Derhal o resimleri indirmeleri gerekir. Sağlığın­da saygı göstermedikleri kişinin fotoğraflarını, ölümünden sonra asmaya haklan yok da ondan.

Gelelim 1973 yılına. 1973 seçimlerinden 15-20 gün öncedir, İnönü, CHP’den ayrılmış, o sıralar. Munif İslamoğlu'nu dinliyo­rum heyecanla Şef garson Hayri geldi, dördüncü katta yemek salonundaydım.

İsmet Paşa Hazretleri geldi, sizi emrediyor! dedi.

Ben bunu bir arkadaşın latifesi, şakası kabul ettim. İsmet Paşa gelince, ben yemeği derhal bırakacağım, ineceğim aşa­ğıya, tabii İsmet Paşa yok ortada! Ben öyle tahmin ettim. Çün­kü. İsmet Paşa'nın akşam sekizde Kulübe geldiği vaki değil. Her zaman, öğleden sonra, dörtte, beşte gelir, bir iki saat oyun oynar, konuşur, döner giderdi. Saat sekizde geldiğini ben, uzun yıllar Kulüp yöneticisi, üyesi olduğum dönemde görme­dim. İsmet Paşa ilk kez saat akşam sekizde geldi, ilk ve son kez, ondan sonra yok zaten! Garson Hayri, bir daha gelip söy­leyince:

Hayri, doğru mu söylüyorsun yavrum? dedim.

Evet!

İndim aşağıya, İsmet Paşa, masada tek başına oturuyor, is­kambil falı bakıyor.

Paşam, hoşgeldiniz, şeref verdiniz! dedim, emredin!

Doktor, dedi, briç oynamak istiyorum...

Emredersiniz! dedim.

Sağdan, soldan adam arıyorum, kimseyi bulamıyorum. Gel­miyorlar. Ahmet Salih Çebi, Danıştay üyesi, sonra SHP'den Haysiyet Divanı üyesi de oldu, onu buldum, o geldi. Ondan sonra, ben varım, dördüncü adamı bulamıyorum, herkes çeki­niyor...

Nuri Beşer var orada! Nuri Beşer’in briç oynadığını biliyo­rum. "Acaba İsmet Paşa kabul buyurur mu?” diye, nezaketen düşüncesini almadan, kendisine teklif etmeyi doğru bulma­dım. (Münif İslamoğlu'nu ikircikli bırakan neden şudur: Nuri Beşer, 1957-1960 yılları arasında. Türk-İş Genel Başkanıydı 1961 de AP'den milletvekili seçildi. Anadolu Kulübü'nde bir tartışmada, orduya sövdüğü gerekçesiyle. Selahattin Babüroğlu, onu tokatladı. Dokunulmazlığı kaldırılan Nuri Beşer, tu­tuklandı. birkaç yıl hüküm giydi. Tatvan'da sürgün yaşamı sürdürdü.)

İsmet Paşa 'ya dedim ki:

Paşam, üç kişi olduk, dördüncümüz de yok, bir arkadaş var ama, emreder misiniz bilmem?

Kim?

Nuri Beşer!

Şöyle durdu. "Gelsin, gelsin!" dedi. Biz, dördümüz oturduk, oyun oynamaya başladık. İsmet Paşa’nın son zamanları.

Kulağı duymuyor!

Kulağı zaten malum da, bir de gözden sıkıntısı vardı; işte yavaş yavaş oynuyoruz. Çok da dikkatli oynar, her şeysiyle dikkatli, temkinli.

Goren mi oynuyorsunuz? (Şiar Yalçın’ın kulakları çınla­sın!)

Goren! (Goren, ünlü briççi). Saat 23.00 de bitti oyun. Biz durduk, Paşa dedi ki:

Neye durdunuz? Ben bu gece briç oynamak istiyorum. Ve çok zevk alıyorum.

Paşam, çok geç oldu, uykusuz kalırsınız, dedim.

Yok, dedi, ben briç oynamak istiyorum. Eğer sizin evleri­nizden bir sıkıntınız varsa, hanımlarınıza bir kart veririm!

Emredersiniz! dedik, yine oynadık. Saat yarıma kadar filan sürdü. Bitti, çıktık. Zaten kulüp boşalmıştı...