Bodrum'da, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) konuğu olarak, iki gün kaldım. İlk gün Uğur Mumcu konuşmalarıyla geçti. İkinci gün, aynı yerde kitaplarımı imzaladım. ÇYDD Bodrum Şube Başkanı Nurten Şenel’dir kalan kitapları Bodrum'da İletişim Kitabevi’ne bıraktı. Söyleşi sırasında bir okur sordu:
-Uğur Mumcu, sizin domuz yazılarınız için ne diyordu? Sizin görüşlerinize katılıyor muydu?
-“Ekmekçi, ikimizde aynı şeyi yapıyoruz, sen dört ayaklı domuzları yazıyorsun, ben iki ayaklı domuzları!” derdi, gülüşürdük.
Okur, teşekkür etti, keyiflenmişti. Türkiye’de domuz yetiştirilmesine, domuz eti yenmesine karşı çıkanlar yobazlardır. Dostum, emekli veteriner Prof. Ragıp Saguner anlatmıştı: konuşmamız 31 Aralık 1996 Salı günkü “Ankara Notları“nda çıktı Şöyle diyordu Mekke'de doğup, yıllarını orada geçiren Ragıp Saguner:
-Cezire denen bölgede bile hayvan, insan beslenmesine yetecek durumda değil. Hele çöllerde deveden başka hayvan yok. O yüzden Arabistan'da çekirge bile yiyorlar. "Cerrara... cerrara..." diye sokaklarda çekirge satarlar. Anadolu bu gereksinimi duymamış. Bizim gelip yerleştiğimiz Anadolu, çok güzel yerdi domuzu...
Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürk devrimiyle kazanılmış hakların savunulmasını, korunmasını, yaygınlaştırılmasını amaçlıyor. Çağcıl eğitimle, çağcıl topluma ulaşmayı göz önünde tutuyor. Gençleri yetiştirmek için kolları sıvamışlar, Bodrum ile beldelerinde tüm okulların sosyal dayanışma kollarında çalışan öğretmenlerle uyum içinde çalışmalarını sürdürüyorlar. Bir fon kurmuşlar: Üniversitede bir çocuk okutmak isteyen bu fona 2.5 milyon, lisede okutmak isteyen 1 milyon lira yatırıyor. Ayın 10-15'ı arası, çocuklar kendi adlarına yatırılan bu paralan alıyorlar. Bu fon kendi içinde dönüyor, dernek bu fondan para çekmiyor. ÇYDD Bodrum'da Türk Ticaret Bankası'nda “Eğitim Fonu" adı altında bir hesap açtı. Eğitim Fonu’nun hesap numarası 00113902.
Yardımsever destekçilere, yardımcı oldukları çocukların kimliği bildiriliyor. Çocuk isterse, yardımsever destekçisiyle tanıştırılıyor. ÇYDD, her ayın son cumartesi günü, toplantı düzenleyip öğrencilerin sorunlarını dinliyor. ÇYDD bu yıl 60 çocuğu eğitiyor. Bu sayı gitgide artıyor. Nurten Şeneldir:
-Bunları yardımsever Bodrum halkına borçluyuz. Tüm destekçilerimize çok teşekkür ediyoruz! dedi.
Uğur Mumcu ile ilgili konuşmamda Uğur Mumcu'nun insan yönünü anlattım. Bodrum'a vardığım gün, Bodrum yerel radyoları “EKO" ile “Halikarnas" ortak yayın yaparak söyleşimizi yayımladılar. Spiker Aybars Atilla'yla bir saat suren konuşmamıza. ÇYDD Başkanı Nurten Şeneldir ile eğitim fonundan destekli öğrencilerden Neslihan Sağcan’da katıldılar. Neslihan Sağcan, üniversiteye hazırlanıyor.
ÇYDD merkez olarak İstanbul’da 1989 yılında kuruldu. Başkanı Prof Türkan Saylan. Bodrum Şubesi ilk 1991'de Günseli Tamkoç’un başkanlığında oluştu. Eğitim komisyonunda çalışan Bodrum ÇYDD üyeleri şöyle Hatice Yücel, Yurdagül Saraçbaşı, Beyhan Beştepe, Gül Arman, Reyhan Urlu, Sevil Karabağ, Sezgin Akgüç.
Bodrum, eskiden sadece yaz aylarında denize girmek için gidilen yerlerden biriydi. Bu gidişimde, Ankara'dan, İstanbul'dan, daha çeşitli yerlerden bunalıp kışları da oturan aydınlardan oluşmuş topluluktan gördüm. Buna sevindim. Ancak, topluluklar yeterince örgütlü değiller gibi geldi bana. Evet, yürüyüşlere katılıyorlar, ama çok az. Katılanlar, sloganlarını söyleyip yerlerine dönüyor, dağılıyorlar. Onları bütünleştirip toparlayacak bir siyasal örgüt de ortada şimdilik yok gibi. Bodrum'da narenciyenin köküne kibrit suyu dökülmüş, o güzelim bahçelerin yerini, beton yığınları almış!
Bodrum ÇYDD üyeleri, ayrılırken birkaç arabalık konvoyla uğurladılar. Uğurlayanlar arasında Gundoğan Belediye Başkanı Hasan Yılankaya ile Atatürkçü Düşünce Derneği’nden yakın dostlarım da vardı.
★★★
Ankara'da, çok yerde olduğu gibi, saat 21.00'de. aydınların başlattıkları, “Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık" eylemi çok tuttu. Eylemin bugün altıncı günü. Ankara'da Sincan'da yaşanan olaylar, tam bir yüzkarasıydı. Laik Türkiye'nin İran olmayacağını yobazlar ne zaman öğrenecekler? Gözü donmuş faşist genci, gazeteci Işın Gürel'i de yaraladı. Dincilerin kadına verdikten değer, gösterdikten saygı bu işte! Uzgöreçlerde izledim, Işın Gürel yaşamını yitirebilirdi. Şansı varmış. Işın Gürel’e geçmiş olsun!
Almanlar böyle olayları hafif atlattıklarında şöyle derler:
Ucuz atlattım, domuzum varmış!
Bu, bizim “Verilmiş sadakam varmış” sözüne karşılık söylenen bir söz. Domuz, Almaçlarda “uğur" sayılır. Çok kişi yakalarına küçük domuzlar takarlar. Dört ayaklı domuzların kimseye bir zararı yok. Bin türlü yararı var. İki ayaklı domuzlar öyle mi? Kimler mi bunlar? Din sömürücüleri, yalancılar, hırsızlar, üçkâğıtçılar, yüzsüzler, mal-mülk düşkünleri, zorbalar, bunların kime ne yararı var, söyler misiniz?