1950 mayısında iktidardan düşen CHP'nin Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki’nin henüz yayımlanmamış anılarından ilginç bir bölümü aktaracağım. (Kimi Osmanlıca sözcüklerin Türkçelerini ayraç arasına ben aldım)
Ahmet Hamdi Akseki, 20 Mayıs 1950 günü, defterine şunları yazar:
"Akşam saat altıya doğru Cumhurreisi İsmet İnönü'yü Çankaya'da Riyaseticumhur Köşkü'nde ziyaret ettim. CHP kaybetmiş olduğundan Demokrat Parti, Meclis grubunda Cumhurbaşkanı seçmekle meşguldü. İsmet Paşa aşağıdaki salonda beni çok beşuş(güleç) bir çehre ile ve ‘gel bakalım kardeşim' sözleriyle karşıladı; her vakit yaptığı gibi bu defa da, sağındaki koltuğa ve yakınına oturttu. Büyük bir huzur içinde olduğunu söyledi. Seçim neticesine işaret ediyor ve vazifesini yaptığından dolayı memnunluğunu izhar ediyordu(gösteriyordu):
Daha ağırlarına katlanıyoruz; günün birinde hayatımız sona eriyor. Bunların hepsi mukadder olan şeylerdir... dedi.
Bir müddet durduktan sonra vazifesine ve çalışmalarına devam edebileceğini söylediğim zaman, ‘Artık yaşlandık’ dedi. İsmet İnönü, bir aralık, benim mevkiimi(durumumu) muhafaza edip edemeyeceğimi bahis mevzuu yaptı:
Hiç zannetmem ki size dokunsunlar, çünkü siz hakikaten her sahadaki yüksek bilginiz, ilim ve faziletinizle, dürüst ve adilane idarenizle memleketin en büyük din ve ilim adamı olduğunuzu ispat ettiniz. Hatta bu kadar değil, büyük idare ve siyaset adamı olduğunuzu ispat ettiniz. Size karşı takdirden başka birşey beslenmemiştir. Hepimizin takdirine mazhar oldunuz...
Paşam, buraya geleli tam 28 sene oldu. Hiçbir zaman irkilmedim. Seciyemi zerre kadar değiştirmedim; fikir ve kanaatlerimden asla fedakârlık yapamam ...
Bundan sonra Paşa, mühim bir meseleye geçti ve bilhassa bunun üzerinde ehemmiyetle durdu:
Biliyoruz bu inkılapla memlekette mühim dini sarsıntılar oldu... Ama hepimiz yine Müslümanlığımızı, dinimizi bırakmadık. Arada teferruata ait bazı şeyler oldu. Küçük bir misal: Ezan meselesi. Ezan Türkçe okunmuş, Arapça okunmuş, bunda dinin esasına taalluk eden(ilintili) birşey yoktur. Din itikadla başlamış, sonra ibadetlerde kanunlaştırılmış. Fakat şimdi ezan tekrar Arapça okunursa, bu artık çorap söküğü gibi gider. Hırsızın elini kesmeye kadar varır...
Bu mevzuda evvelce uzun bir münakaşa yaptığımızdan bu defa artık münakaşaya girmedim. Sadece fikrini anlamakla iktifa ettim(yetindim). Yine, 'Benim kardeşimsin' diyerek elimi elinin içine aldı. Koluma girmiş vaziyette kapıya kadar getirip büyük iltifatlarla uğurladı....”.
Ahmet Hamdi Akseki, bir yıl kadar Demokrat Parti döneminde de Diyanet İşleri Başkanlığı yapar. 1951’in ilk haftasında ölür.
İsmet Paşa’nın Çankaya Köşkü'nden ayrılırken, Akseki’ye söylediği "Bu artık çorap söküğü gibi gider, hırsızın elini kesmeye kadar varır..." biçimindeki sözleri, bir önbili(kehanet) niteliğindedir. 36 yıl sonra, din sömürüsünün nerelere dek vardığını görüyoruz. Ramazan 10 Mayısta başlıyor ya, kimi gazeteler şimdiden din sömürüsüne başladılar.. iki sömürüden biri din sömürüsüyse, öbürü "komünizm" sömürüsü...
* * *
Reagan’ın Libya'ya saldırdıktan sonra, Türkiye'deki Libya Elçisinin sınır dışı edilmesine dek varan istekleri, onun yıllar öncesinden gelen tutkusunun bir sonucu mu? Sömürüyü şimdi de sürdürüyor mu? Reagan, 23 Ekim 1947’de, Soruşturma Komisyonu önünde verdiği ifadede belirttiği "Komünistler beşinci kol gibi çalışmaktadırlar. Düşüncelerinden, özellikle taktiklerinden tiksiniyorum" biçimindeki sözlerini yineler gibidir. Bununla nasıl barış yapılır?
Ronald Reagan'ın ifadesini Mr. Robert E. Stripling alır. Reagan'a sorulan sorularla, alınan yanıtlar şöyle.
"STRİPLİNG — Doğum yeriniz ve tarihiniz Mr. Reagan?
REAGAN — 6 Şubat 1911'de lllinois'de doğdum. Tampico'da.
STRİPLİNG — Mesleğiniz?
REAGAN — Sinema oyuncusuyum.
STRİPLİNG — Kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz?
REAGAN — 1937 haziranından beri, yalnız üç buçuk yıl ara verdim.
STRİPLİNG — Ne zaman?
REAGAN — Savaş sırasında.
STRİPLİNG — Mr. Reagan, herhangi bir demeğe veya birliğe üye misiniz?
REAGAN — Sinema Oyuncuları Birliği'ne üyeyim.
STRİPLİNG — Ne zamandan beri?
REAGAN — 1937 haziranından beri.
STRİPLİNG — Şu anda birliğin başkanısınız değil mi?
REAGAN — Evet.
STRİPLİNG — Ne zaman başkan seçildiniz?
REAGAN — Birkaç ay önce, Mr. Robert Montgomery başkanlıktan çekildiği zaman.
STRİPLİNG — Daha önce yönetim kurulundaydınız değil mi?
REAGAN — Evet. Savaştan önce yönetim kuruluna seçilmiştim.
STRİPLİNG — Bir yönetim kurulu üyesi ve bir başkan olarak, Sinema Oyuncuları Birliği'nde komünist eğilimli kimselere rastladınız mı?
REAGAN — Komünist Parti çizgisinde küçük bir topluluk vardı.
STRİPLİNG — Yıkıcı çalışmalarda bulunuyorlar mıydı?
REAGAN — Evet efendim.
STRİPLİNG — Komünist Parti'ye üye olup olmadıklarını biliyor musunuz?
REAGAN — Hayır efendim bilmiyorum.
STRİPLİNG — Sözünü ettiğiniz o küçük topluluk, birliğinizin yönetimini ele geçirmeye çalıştı mı?
REAGAN — Birliğin yönetimi her zaman bizde kalmıştır efendim. Görüşlerimizi kabul ettirebilmek için biz de en aşağı onlar kadar çalıştık. Üyelerimizin yüzde doksanı bizi tutmaktadır.
STRİPLİNG — Mr. Reagan, sinemamızı komünist etkilerden nasıl kurtarabiliriz sizce?
REAGAN — Yüzde doksan dokuzumuz Hollywood'da neler döndüğünün farkında. Demokratik haklarımızı kullanarak komünistleri etkisiz kılmaya çalışıyoruz. Yalanlarını açığa vurduk, propagandalarını karşıladık. Onlarla savaşmanın en iyi yolu, demokrasiyi işletmektir. Thomas Jefferson'un söylediği gibi, 'insanlar gerçekleri bilirlerse hiç yanılmazlar'. Partinin yasaklanıp yasaklanmaması, hükümetin bileceği bir iştir. Bir yurttaş olarak, ideolojik nedenlerle siyasal partilerin kapatılmalarını istemem. Demokrasimiz yüz yetmiş yaşında. Ama bir parti, dış kaynaklarla besleniyorsa, dış güçlerin etkisi altındaysa, yasaların dışına çıkıyorsa, onu kapatıp kapatmamaya hükümet karar verir. Şunu da belirtmek isterim ki, bizim çalışmalarımız sonucunda komünistler Hollywood'da etkisiz kalmışlardır.
STRİPLİNG — İlgimi çeken birşey söylediniz: Jefferson'un bir sözünü hatırlattınız. Komitemizin kuruluş nedeni, Amerikan halkına gerçekleri göstermektir. Gerçekleri ortaya çıkarmak istiyoruz biz. Buraya geldiğiniz için çok teşekkür ederiz.
REAGAN — Sayın Başkan, komünistler beşinci kol gibi çalışmaktadırlar. Düşüncelerinden, özellikle taktiklerinden tiksiniyorum. Ama bir yurttaş olarak korkuya kapılınmaması gerektiğini söylüyorum. Demokrasi hepsinin hakkından gelecektir", ("İhanet Yılları" Sayfa 38-39, Çeviren: Ülkü Tamer, Kavram Yayınları, İkinci Baskı Şubat 1986, fiyatı KDV dahil 800 TL)
"İhanet Yılları", "Amerika'ya Karşı Çalışmaları Araştırma Komitesi'nin Tutanakların”ndan Eric Bentley'ce yapılan derleme esas alınarak yazılmış...
1 Mayıs 1986, Cumhuriyet