Halk ozanları arasında...

Amerika'da indiana Üniversitesi'nde Etnomüzikoloji dalında doktora yapan Yıldıray Erdener'den şu mektubu aldım:
"Sayın Ekmekçi,
Amerika 'da yaşayan Türkler'in göğsünü kabartan önemli bir haberi size de ulaştırmak istedim.
1888 yılında kurulan, yaklaşık üç bin kayıtlı üyesi bulunan Amerika'nın en eski ve köklü bilimsel kurumlarından "American Folklore Sociey" her yıl yinelenen genel toplantısında iki üyesini onur üyesi seçiyor. Yeni onur üyeleri eskilerce gizli oyla belirleniyor. Bu yıl (1983) Nashville / Tennessee'de yapılan folklor toplantısında yılın tek (ikinci aday yeterince oy toplayamadı) ve elli sekizinci onur üyesi açıklandığında salon alkıştan adeta inliyordu. Yeni onur üyesi Prof. İlhan Başgöz'dü. Amerika bilim çevrelerinde önemli bir ağırlığı olan böyle bir olayı Türkiye halkoyu ve bilim çevrelerine duyurmanın ne denli değeri olabileceğini kestiremiyorum. Bu kararı size bırakır selam ve saygılarımı sunarım."
Mektup bir süredir çantamdaydı Ankara'da cumartesi günü. "Halk Ozanları Kültür Derneği"nin düzenlediği "Ödül ve Kültür Şöleni" mektubu yayımlamam için güzel bir fırsat oldu. Tören, Cebeci'de "Dünya Düğün Salonu"nda yapıldı. Çalıp söyleyen, köylü ozanlardı.
"Dünya" düğün salonu hıncahınç doluydu. Gecekondulardan gelmişlerdi dinleyiciler, kadınlı erkekli, çocuklu. Sahnede mikrofonda "Çoban" Hüseyin Çemrek, sunuculuk yapıyordu. Şiirler okuyarak, konuşmasıyla dinleyicileri güldürerek.
Hüseyin Çırakman, böyle bir ödül töreni düzenlenmesinden nasıl hoşnut olduğunu söyledi. Şöyle dedi:
"Halk ozanları, Urfa’nın Birecik ilçesindeki "Kelaynak" kuşları gibi tükenmek üzereler..." Çırakman, sürdürdü konuşmasını: "Biz halkımızın dertlerini söyleriz, yöneticilerimiz de dermanını bulsun..."
Hüseyin Çırakman, öbürleri gibi değeri bilinmemiş, hakkı yenmiş halk ozanlarındandır. Verem oldu, çoluk çocuğuyla içerilerde yattı. Açlık çekti. Radyoların açılışında yayımlanan "Muhabbet bağından güller dermeye / bugün bize hoş geldiniz erenler" onundu. Bir gün hakkını arayıp, üç beş kuruş vermelerini isteyecek oldu, radyo açılışlarından kaldırıverdiler. Hüseyin Çırakman, "orta direk" şiirini okudu. Şöyle
"Fiyat birden yükseldi / Zam üstüne zam geldi / Bu ok sineyi deldi / Ne yapsın orta direk / Bunlara yaşam gerek / Enflasyonu aşağı çek..
Demokrasi gelişsin / Herkes buna çalışsın / Hoşgörüye alışsın / Ne yapsın orta direk / Enflasyonu aşağı çek...
IMF'yle reçetesi / Bunlar halkımın nesi / Bir gün yükselir sesi / Ne yapsın orta direk / Enflasyonu aşağı çek...
Yaraları sarmalı / Çağdaşlığa varmalı / Çırakman’ım gülmeli / Bun'ister orta direk / Enflasyonu aşağı çek..."
Toplantı sürerken, Başbakan Turgut Özal'dan kutlama mesajı da gelmez mi? Alkışlandı Özal...
Ödül alırken, saz çalıp söyliyen ozanlara dinleyicilerden güller geliyordu. Pirsultan'ı anmak için gül yollarlarmış... Muhlis Akarsu söylüyordu:
"Sordum çiftlik sahibine / Dedi ki babamdan kaldı. / O da sordu babasına / Dedi ki babamdan kaldı. / Kaldı kaldı dünya kaldı / Sanki Süleymana kaldı. / Dedim ki sen haydutsun /Dedi ki babamdan kaldı...
Sordum hamalın halini / Dedi ki, babamdan kaldı. / Dedim sırtındaki semer / Dedi ki babamdan kaldı. /Kaldı kaldı dünya kaldı / Sanki Süleymana kaldı...
Dedim millet hesap sorar / Yalancılık neye yarar / Dedi ki babamdan kaldı. /Kaldı kaldı dünya kaldı / Sanki Süleymana kaldı..."
Feyzullah Çınar'a, Ali İzzet’e, yitirilen halk ozanlarına gönül ödülleri verildi. Aşık Coşkun Gönüllü, toplantıda şu şiirini okudu:
"Bir ozan olarak budur dileğim / Bütün ağlayanlar gülsün bu sene / Nice haksızlıklar oldu dünyada / Gayri hak adalet gelsin bu sene...
Fakir devletlerin bitsin sorunu / Savaş çoklarının kesti ferini / Kin nefret denilen şeyin yerini / Sevgi, barış, dostluk alsın bu sene...
Uyuyan uyanıp gerçeği sezsin / Gördüğü zalimin başını ezsin / Yan gelip yatanlar aç, susuz gezsin, / Çalışanlar doymuş olsun bu sene...
Silahlar patlayıp ölmesin canlar / Menfaat uğruna akmasın kanlar aslında kardeştir bütün insanlar / Bilmeyenler bunu bilsin bu sene...
Ayın yüzündeki insan izleri / ilme yöneltsin artık bizleri / Gönüllü Coşkun 'un bütün sözleri / Mutlaka yerini bulsun bu sene..."
Aşık Emini düştü aldı sazı eline, bakalım ne söyledi?
"Bütün dünya insanları /Barışsak kötü mü olur / Hep bir olup insanlığa / Dönüşsek kötü mü olur?
Kaldırsak ırk ayrımını / Hoşnut eylesek yarını / Kırıp benlik duvarını / Çalışsak kötü mü olur?
Gel koşalım gerçeklere / ilerici fikirlere / Bizden uzak ilimlere / Ulaşsak kötü mü olur?
Yabancı dili kaldırsak / Bu dünya bir dil konuşsak /Şu kâinat hep bir olsak / Birleşsek kötü mü olur?
Emini barışa yanaş / Ayıp değil midir savaş / Bütün dünya olsak kardaş / Anlaşsak kötü mü olur?"
Kul Hasan "Bir dünya var, bir de dünya insanı / İnsanlıktan başka yol bulamadım..." diyordu. Ali Gürbüz, şiirler okudu. Müslim Özcan:
— Türküler yazılmaz, yakılır... dedi. Nesimi'nin derisi yüzülmeseydi, Pirsultan asılmasaydı bu türküler yakılır mıydı? Karacaoğlan sevdalanmasaydı bu türküler yakılır mıydı? Ödül alanlardan İsmail ipek, Bedia Akarsu türküler söylediler.
Halk ozanlarına emeği geçenlere de ayrıca ödüller verildi. Bu ödülleri, dernek başkanı Ali Metin veriyordu. Eski Ankara Valisi Mustafa Gönül'e, Turizm Müşteşarı Kemal Gökçe’ye, Nail Tan'a, Macit Akman 'a, Tevfik Yılmaz'a, Müslim Özcan'a, daha pek çok emek verene ödül verildi o gün. Güzel bir gündü. Düzenliyenleri kutlarım gönülden...