Geri Vitessiz Araba...

Gazeteciliği futbola benzetirim zaman zaman, Mehmet Ali Kışlalı sorar:
Doğru söyle Ekmekçi hiç maça gittin mi?
Gittim, Beşiktaş - Galatasaray maçına gittim!
Gazeteciliğin, futbola nesini benzettiğimi söyleyeyim: Bir kez, ikisi de takım oyunudur. Paslaşma, anlaşma ister; kişisel yani şahsi oynamak ikisinde de yanlıştır, eleştirilir. İkisinde de vur-kır hoşgörülmez.
M. Ali Kışlalı'yla yıllarca birlikte çalıştık; Milliyet'te Abdi İpekçi'nin dergahında, Türk Haberler Ajansı’nda Kadri Kayabal’ın yönetiminde, sonra Kışlalı'nın yıllarını verdiği "Yankı"da. Kısa süren çalışmalardı bunlar ama tümünde çok şey öğrendim...
M. Ali Kışlalı şimdi Hürriyet’te. Bir gün şöyle demiş:
Ekmekçi, iyi, hoş ama istemediği haberi yazmaz!
Gazeteci istemediği, hoşlanmadığı haberi yazmaz, kovalamaz olur mu? “Böyleyse, bu benim kusurum" diye düşündüm. Günlerce, yazmak için hoşlanmadığım haber aradım durdum!
Basın Yasa Tasarısını niye eleştirir dururuz? Basın yasası bizim alanımız da ondan. Onun sınırları içinde top koşturacağız, paslaşacağız. Geniş bir basın özgürlüğü, çimenli alanıdır basının; engelsiz, çamursuz...
Politika da futbol maçına benzer, bizde maç, 6 kasımda. Yarından başlayarak, radyoların, TV'lerin programları bir ölçüde değişiyor; bunlar, siyasal partilerle ilgili haberleri vermeye başlayacaklar; tabii, seçime katılacak partilerle ilgili haberleri, ayrıca hükümet, kamu görevlileri için seçim yasakları başlayacak...
Seçimlere katılmamalarına karşın, otuzu doldurmamış partiler Kurulur kurulmaz tüzel kişilik kazandıklarından, belli ki çalışmalarını sürdürecekler. Otuz üyeyi doldurmadan, parti programı dağıtmaları, açılış yapmaları, toplantılar düzenlemeleri olanağı yok. Sezdiğim, bu seçimlere katılamazlarsa, yerel seçimlere hazırlanmayı tasarlıyorlar...
Seçimlere girecek partiler için aşamalar var daha; adayların geçici olarak Yüksek Seçim Kurulu'nca açıklanmasından sonra veto edilebilmeleri sözkonusu. Otuz dört ilde örgütlenmek, buralardan aday göstermek var...
Seçimlere girdikten sonra da, yurt çapında yüzde 10 barajı, sepim çevresinde de, seçim çevresi barajını aşmak var...
1960'lı yıllardan birindeydi; Cemal Reşit Eyüboğlu'yla cezaevine, tutuklu bir öğretmeni görmeye gidiyorduk. Araba, bir yerde sıkıştı kaldı. Eyüboğlu arabayı geriye alamıyordu. Şöyle dedi:
Ekmekçi, benim arabanın geri vitesi yok!
Geri vitesi olmayan araba mı olur yahu?
Evet yok, hep ileri gitmek zorundayım...
Konuşmalarımızda, zaman zaman o günleri anar, gülüşürüz. Bu söz dikkatimi çekmişti. Düşündüm, demokrasimizin de geri vitesi yok muydu ne? Geri gitme olanağı yoktu, hep ileri gitme zorundaydık. O yüzden 6 kasıma giderken, hep bu "geri vitessiz araba"yı düşünürüm. Halk ne güzel söyler:
Yol yürüye yürüye biter! der. Bir de şunu der:
Göç yolda düzelir...
1973 yılındaydı, Cumhurbaşkanı bir türlü sepilemiyordu, sonunda iki partinin anlaştığını duydum, Abdi İpekçi de Ankara'ya gelmişti, olayları kovalıyordu. O Milliyet’te, ben Yeni Ortamdaydım. Abdi İpekçi, yeni Cumhurbaşkanı adayını öğrenmiştir diye ödüm kopuyordu. Gazetecilikte atlamak, atlatmak var ya, o nedenle. İki parti AP İle CHP, Korutürk üzerinde anlaşmışlardı ama, bir türlü öğrenemiyorduk. Ertesi sabah, hemen Abdi İpekçi'nin "Durum" yazışım okudum. En sonu şöyle bitiyordu:
Yeni Cumhurbaşkanı neden bir eski denizci olmasın?.
Abdi İpekçi, Korutürk'ü çıtlatıyordu, ancak açıkça yazmıyordu. Sonra, kendisine sordum:
Korutürk’ün Cumhurbaşkanı olduğunu öğrenmişsiniz, neden açıkça yazmadınız?
O kadarını da yazmayalım artık!
Abdi İpekçi, kuşkusuz yazmayacağına söz vermişti; ama, söz vermemiş de olsa, açıklamazdı. Çünkü, bana anlattığına göre. Cumhurbaşkanı adayının adını yazsa, bir gün içinde, bir gecede oluşacak kulislerin onu da, yani Korutürk'ü de, kına gibi un edip harcayacaklarını düşünürdü. Yazı yazmak mı önemliydi, bir Cumhurbaşkanının seçiminin gerçekleşmesi mi? Abdi ipekçi, bu sorumluluğu taşıyan kişiydi. Bizim basınımızın ben, bu olgunluğa vardığına inanırım, önemli olan demokrasi...
Bir eski politikacı o zaman şöyle demişti:
Bir maç yapacağız; bunun için düzgün bir alan gerekir. Cumhurbaşkanını seçmekte, bunu sağlamış oluyoruz...