Geçti Bor’un Pazarı...

25 Mart l95 4'teyapılan yerel seçim sonuçlarıyla İlgili olarak, 26 Mart pazartesi günkü Cumhuriyetin manşeti şöyleydi: "Özal'a Güvenoyu..." Üst başlıkta da "ANAP 52 ilde belediyeyi aldı" deniyordu. Daha aşağıda “Muhalefet Meclis dışında, ikinci SO- DEP, üçüncü DYP” başlığı yer alıyordu. Eh, diye geçirdim içimden 1984'te "Özal’a güvenoyu" ise, l969’da "güvensizlik oyu” tartışılamaz! Yine Cumhuriyet'te aynı gün Başbakan Özal’ın altı sütun üstüne "Şampiyonluğu ilan etmiştim" sözü yer almış. Yeşilköy'le Esenboğa’da gazetecilerin sorularını yanıtlayan Özal "Dört gün önce şampiyonluğu ilan etmiştim" diyor, “Bu iş tamamdır” diye ekliyor. “Halkçı Parti'nin bittiğini söyleyebilir miyiz?” sorusuna da "hayır" yanıtını veriyor.
Özal, 27 Mart 1984 salı günkü Cumhuriyet'te çıkan demecindeyse, "Diğer partilerin beşi bir ANAP etmedi!" diye konuşuyor. Eee, konuşur, "güvenoyu ’nu ulustan alan, böyle konuşur. Konuşana değil, söyletene bakmak! Yerel yönetimlerin yüzde 75“ini aldıklarını belirten Özal, basın toplantısında konuşacağını belirtiyor. 28 Mayıs 1984 günü Cumhuriyet'te yine bir haber: "Özal, "Olmasa, kendi içimizde muhalelet yaparız” diyor. 1984 yerel seçimlerinde ANAP 55 belediyeyi almış. SODEP 8 ilde, MHP 3 ilde, Refah Partisi ise 2 ilde belediye seçimini kazanmışlar. Halkçı Parti tek tük ilçelerde alabilmiş.
1989 yerel seçimleri bitince, 1984 sonuçlarına, ona ilişkin gazetelere neden bakmadığıma şaştım. Geçenlerde, "Ulusal Gelişme ve Eğitim Vakfı" Başkanı savunman Özcan Atalay'ın Mülkiyeliler Birliği Vakfı'nda yaptığı bir konuşmasını dinledim. Konuşmanın konusu, "siyasal, tecimsel, ailesel ortaklıklar ve boşanma olusu"ydu. Özcan Atalay, işte o konuşmasında, 1989 yerel seçim sonuçlarına değindi; kafamda da şimşek çaktı! "özal'a güvenoyu" ha? 29 Mart 1984 Perşembe günkü Milliyet’te, Özal'ın ANAP grubunda yaptığı konuşma, öbür gazetelerde de olduğu gibi yer alıyordu. Burada, şöyle diyordu Başbakan Turgut Bey: "Şımarmadan çalışırsak 5 yıl sonraki seçimi de kazanırız” Hımmm... demek şımarmışlar ki yitirmişler! Şöyle demiş Turgut Bey, beş yıl önceki grup konuşmasında:
"Çıkan netice milletin çok büyük bir ekseriyetle ANAP'a itimat ettiğidir. Belediye ve il genel meclislerinde çoğunluk bizdedir. İstikrarlı bir çalışma imkânı doğmuştur, şimdi arı gibi çalışmamız şarttır. Kendi kendimize alternatif meydana getirmez, birlik ve beraberliğimizi bozmadan çok iyi şekilde çalışırsak, 5 sene sonraki seçimlerde daha iyi netice alırız. Önümüzde serbest bir dönem vardır. Seçim hesabı yapmadan, ne doğruysa onu yapacağız. Şımarmamamız lazımda. Mütevazı olacağız. Gururluyu, kibirliyi millet de sevmez. Allah da sevmez. Zaten kibirliyi günün birinde yere vururlar..."
Hacı Turgut Bey'in "günün biri..." dediği. 26 Mart 1989’muş demek, halk çoğunluğu kaldırıp yere vurdu, kalkamamacasına "Şımarmamamız gerekir" demiş, ama daha ilk günden şımaran Hacı Turgut Bey mi olmuş? Övünmeyi, kasılmayı hep sevmiş. 1977 seçimlerinde, MSP'den İzmir milletvekili adayı olduğunda, 27 Mayıs 1977’de MSP adına yaptığı radyo konuşmasında, kendini şöyle tanıtıyor:
"Aziz ve muhterem kardeşlerim,
Uzun yıllar devletimizin önemli bir müessesesi olan beş yıllık kalkınma planları ve yıllık programları hazırlayan Devlet Planlama Teşkilatının başında bulunmuş ve Türkiyemiz'in kalkınma, gelişme ve sosyal meselelerini iyi bilen bir kişi olarak sizlere hakiki maddi kalkınmadan söz edeceğim..." Daha o zaman Başbakanlık Müsteşarı ne değil.
Bir başka tümcesi de şöyle Turgut Bey'in: "Kıbrıs sonrası hadiseler, bu meselede "milli görüş"ün ne kadar haklı olduğunu göstermiştir...”.
Nereden nereye? Geldik 1969'a, seçmenden güvensizlik oyu alan Hacı Turgut Bey, bugün ANAP'lı milletvekillerinden “güvenoyu" alacak! Hani ne derler? "Geçti Bor'un pazarı, sür eşeğini Niğde'ye..."
Neden ANAP grubundan değil de Meclisten “güvenoyu" almak istedi? "Güven istemi” Mecliste görüşülürken, kişisel konuşmalarda söz alan SHP Bursa Milletvekili Fehmi Işıldar, buna değinmiş, şöyle demişti:
Grubunuzda görüşülmesi gereken konuyu Büyük Millet Meclisi'ne getirdiniz. Bu hükümete, grubunuzda oybirliği çıkmayacağı için, ele güne karşı ayıp olmasın diye burada oy verdirilmek isteniyor size. Olay bu (SHP sıralarından alkışlar, ANAP sıralarından “hayal meyal" sesleri.)
Öfkeli Süleyman Bey de şöyle demişti o gün:
... Bu iktidardan kurtulmak milletin hakkıdır, bu hak işleyecektir. Millet bu siyal iktidardan güvenini çekmiştir, onu üçüncü parti haline getirmiştir. Yüzde 21.75'le yüzde 65 taşınamaz. Dünyanın hiçbir yerinde taşınamaz, Türkiye'de de taşınamaz. Hiç kimse yüzde 21,75'i içine sindirmeye kalkmasın. Hiç kızmaya, darılmaya, gücenmeye gerek yok; gayet açıktır bu. Bunun sebebi de biz değiliz. Kendinizseniz, veren de millet. Biz sadece sizden millete davacı olduk. Milli iradenin boşluğunu dolduran hiçbir güç yoktur.
Abdülbaki Albayrak (ANAP İstanbul) - Siz milletin avukatı mısınız?
Süleyman Demirel (devamla) - Evet, biz milletin avukatıyız. İyi bana bunu hatırlattın ki bunu söyleme imkânım oldu. .