Geçmiş Zaman Olur ki...

TÜRKİYE’nin ilk gazetesi Takvim-I Vekayi'nin 8 Temmuz 1842 günlü 244’üncü sayısında “Şuraya buraya savuşan sarraflar”la ilgili ilginç bir haber yayınlanmış. Haber, gerçekte bir çeşit Bakanlar Kurulu kararı, padişahın onayına sunuluyor. Takvim-l Vekayi (Olayların Takvimi) devletin resmi yayın organı.
Haber, “Tebayi devleti aliyede olan sarraf taifesinden vesaireden bazıları dain (alacaklı) ve birazı medyun (borçlu) oldukları halde, şuraya buraya savuşmuş ve bazıları dahi destgah-ı idarelerini (tezgahlarını, işlerini) ihlal ile (bozarak) zarurete düçar olmuş (güç durumda kalmış)...” diye başlayıp sürüp gidiyor. Osmanlıca bazı sözcüklerin karşılıklarını ayraç arasına almış da olsam, tercümancılardan başkası kolay sökemeyeceği için, haberi yaşayan dille anlatsam daha iyi olacak!
1842 temmuzunda, şuraya buraya savuşan sarrafların (bankerlerin) çalışmalarını sürdürmelerini ve eski saygınlıklarını kazanmalarını sağlamak için, önlemler alınması zorunlu görülmüş, alacaklılarınca sıkıştırılmakta olanların ödeme güçlerinin saptanması kararlaştırılmış. “Ben borcumu ödeyeceğim” diyenlerin borçlarının ertelenmesi uygun görülmüş. Bu işlerle ilgilenmesi için de Sayda (Suriye'de bir kent) eski defterdarı “Saaddetlu Hacı Ethem Beyefendi Hazretleri” görevlendirilmiş. Hacı Ethem Bey'in bu işlerden anlayıp, yetkili ve becerikli olduğu, iyi niyetli vatandaşlara titizlik göstereceği de yetkililerce düşünülmüş ve atanması uygun görülerek, karar padişahın onayına sunulmuş.
Olay, İstanbul'da yüz kırk yıl önce geçmiş. Hacı Ethem Bey, “Şuraya buraya savuşan” bankerler sorununu çözebilmiş mi, çözememiş mi bilmiyoruz. Bildiğimiz, olayın yüz kırk yıl sonra, yinelenmiş olması...
Dr. Orhan Koloğlu'nun, “Çağdaş Gazeteciler Derneği”nce yayınlanan “Takvim-I Vekayi - Türk basınında 150 yıl” adlı bir yapıtı var. Aktardığım olayı, o yapıttan değil. Prof. Gündüz Ökçün'ün yapmakta olduğu bir çalışmadan aldım o, henüz yayınlanmadı. Ama, Orhan Koloğlu'nun yapıtında da ilginç haberler var...
Takvim-ı Vekayi'de yayınlanan değişik nitelikli haberlerden bazıları şöyle:
“Kuyruklu yıldızın yarattığı korku (TV sayı 21)”
“Pire ve Karıncayı 4 milyon defa büyütüp insan gözüyle görülür hale getiren yeni hurdebinin (mikroskobun) İngiltere'de icadı (TV 33)”
“Hamburg'da sakat bir adamın ayağını bir saniyeden az müddet içinde, yani göz açıp kapayıncaya kadar kesmeğe yarayan cerrah aleti icadı. (TV 33)”
“Fransa'da 80 yaşındaki bir kadın, 37 yaşındayken gebelik izleri göstermiş ama zamanı gelince karnı inip, doğuramamış. Ölünce karnının aranmasını istemişti. Ameliyat sonucu rahimden bir cenin çıkarıldı. (TV 33)”
★★★
Geçenlerde, ABD Dışişleri Bakanı Haig’le, Sovyet Dışişleri Bakanı Gromiko Cenevre'de buluştular ya. İnönü'nün bir değerlendirmesi geldi usuma. İnönü, yeri geldiğinde çeşitli ülkelerin diplomatlarını değerlendirirdi. Bu, taa Birinci Dünya savaşından beri edindiği gözlemlerine. deneyimlerine dayanırdı. Bir gün bir toplantıda Sovyetler için şöyle demişti:
— Diplomaside çok dikkatlidirler. Yanlış yapmamak için büyük özen gösterirler. Onun için, ciddiye almak lâzımdır.
De Gaulle’ü de beğenmemişti Paşa. Amerika'ya 1963’lerde yaptığı gezinin dönüşünde Paris'e de uğramıştı. De Gaulle’le kısa bir süre görüşmüşlerdi. De Gaulle, Paşa'ya şöyle demişti:
— General, Kıbrıs için çok gizli bir planım var. (Bu sırada masanın gözünü açmış, bir dosya çıkarmıştı) İşte, planım bunun içinde, daha kimseye açmadım. İlk kez size söylüyorum!
— General, acaba nedir planınız öğrenebilir miyim?
De Gaulle anlatır, Kıbrıs sorununun çözümü için öyle Amerika, Rusya gibi büyükleri karıştırmamak gerektiğini, sorunu Türkiye, Fransa, Yunanistan’ın çözebileceklerini söyler, İsmet Paşa, De Gaulle'e şöyle karşılık verir:
— Aman General, planınız çok ilginç. Kimseye açmayın, çekmecenizde dursun!
Paşa, dönüşte şöyle demiş:
— Avrupa'da aklı başında adam yok!
Gezi boyunca bir Dean Acheson’ı beğenmiş devlet adamları arasında.
Gecen gün TV'de İnönü savaşlarının yıldönümü dolayısıyla bir program yapılmıştı. Paşa konuşuyordu. Bunları anımsadım, Paşa'yı izlerken...