Fatsa, Çamaş, Aybastı’da...

Fatsa'dan Çamaş'a giderken, yolda Halil Akyüz, Karadeniz fıkraları anlatıyor. Çok kişi bilir, bu yörede illerarası, ilçelerarası, köyler, kasabalararası taşlamalar yapılır. Oflularla, Sürmeneliler çekişirler fıkralarda. Halil Akyüz'ün anlattığı fıkra şöyle:
Bir Karadenizli, dışarıdan ilkokul bitirme sınavlarına girecekmiş. Adam yaşlı. Çocuğu, torunu yaşında öğrenciler arasında giriyor sınava, öğretmen yaşlı Karadenizliye sorar:
Söyle bakalım, yazıyı ilk kim buldu?
Karadenizliye arkasındaki, yanındaki çocuklar fısıltıyla yardıma koşarlar
Sümerler, Sümerler...
Karadenizli, duyduğunca öğretmene karşılık verir:
Sürmeneliler!
Bilemedin! der öğretmen. Karadenizlinin canı sıkılır:
Yoksa, onu da mı Oflular buldu? der...
Çamaş'ı daha anlatacağım; Önce Fatsa’ya geleyim: Fatsa’ya, akşamüstü vardık. Ankara'dan çıkmıştık yola; kafilemizde SODEP Genel Sekreteri Prof. Hicri Fişek, Genel Sekreter Yardımcısı Nail Gürman, SODEP MKYK üyeleri Hızır Ekşi ile Halil Akyüz var. Fatsa'da “Dolunay” Motel’deki akşam yemeğine yetiştik. Yemeğe gelenler oldukça kalabalık. Biri şöyle dedi:
Fatsa’da şimdiye dek, böyle bir kalabalık bir araya gelmedi Sayın Ekmekçi!
Fatsa'yı uzun süreden beri görmemiştim. Yıllar önce, çeşitli partilerin liderleriyle dolaştım bu yöreleri. Aradan yıllar geçti...
Yemektekileri yazarsam, o akşamın kokteyl deyimiyle "sosyetesini" yani, bu yöre topluluğunu söylemiş olurum. "Lütfü Sarıhan (ona "Fatsa’nın şef dayısı" diyorlar), Kemal Burnaz (avukat), İbrahim Varnalı(doktor), Avni Koç (doktor), Zeki Muslu (ona “Arap Zeki" diyorlar, CHP'nin eski Belediye Başkan adayı), Bahtiyar Çavuşoğlu (SODEP Fatsa İlçe İkinci Başkanı, İl Encümen üyesi), Kotay Larçin (Giresun SOOEP İl Başkanı), Öner Eriş (Bulancak Belediye Başkanı), Sabri Serdaroğlu (Bolaman Belediye Başkanı), Mustafa Çakır (Giresun SODEP Merkez İlçe Başkanı), Rüştü Kurt (Bulancak İlçe Başkanı), Kâzım Türkmen (Ordu Belediye Başkanı), Osman Hilmi Memecan (Ordu İl Başkanı), Adil Karaoğlanoğlu (Kumru İlçe Başkanı), Abdurrahim Yüksel (Korgan İlçe Başkanı), Bergüzar Bulut (Gölköy Belediye Başkanı), avukat İsmail Yücel (Gölköy İlçe Başkanı), Fikret Egemen (Gölköy İl Genel Meclis üyesi), Ahmet Baki Yılmaz (Mesudiye Belediye Başkanı), avukat İrfan Akyürek (Aybastı İlçe Başkanı), Burhan Tokat (Aybastı İl Genel Meclis üyesi), eski gazeteci, Sagra Gıda Sanayii Basın Danışmanı Uğur Gürsoy da yemekte. Uğur’la yirmi beş yıl önce “Öncü” gazetesinde birlikte çalışmıştık...
Yemekte, Fatsa SODEP İlçe Başkanı’nı sordum. İlçe başkanı yokmuş, Ankara'da oturduğu için ilçe başkanlığından ayrılmış. İkinci Başkan Bahtiyar Çavuşoğlu yönetmekteymiş ilçeyi. Halkçı Parti de, Fatsa örgütünü eski deyimle "feshetmiş." Geçmişin kimi yanlış olayları, sağduyulu kişileri de sindirmiş.
Sabah göçmen kuşları seyrettik; sürülerle Karadeniz'i aşıp gelmişler. Deniz kıyısında, karlarda, tarlalarda apabbak (bembeyaz) kuş sürüleri; tarlalar karla kaplı sanırsınız, değil, kuşlar. Ordu'ya öyle göçmen kuğu sürüleri gelmiş ki. Ordu Belediyesi kuğular için bir park açmayı düşünmekteymiş...
Çamaş, Fatsa'nın kasabası. Bu pazar günü yapılacak seçim için üç parti ANAP, DYP He SODEP kolları sıvamışlardı. Fatsa'dan sonra Çamaş'ın havasını soluyacaktım. Çamaş'ta üç aday çarpışıyordu: SODEP adayı Hayrettin Çıtır; taşıma işleriyle uğraşıyordu, 35-36 yaşlarında. CHP’nin 1978'lerinde Fatsa İlçe Yönetim Kurulu üyeliği yapmış.
Çamaş, DYP adayı Şükrü Çelik: Çiftçi, Çamaş'ın bir parçası olan eski adıyla "Sarıyakup”un ilk Belediye Başkanı. Eski AP’li.
Çamaş’ta 25 Mart 1984 seçimlerinde Halkçı Parti adayı Ali Karapınar seçimi kazanmıştı. Ali Karapınar, sonra partisinden ayrıldı, şimdi ANAP adayı oldu. Daha önceki görevi, “Uzun Ali" köyü muhtarlığıydı. O da bir eski CHP’li. Şimdi ANAP'lı.
Çamaş'ta iki ayrı kasaba belediyesi birleştirildiği için yeni seçim yapılıyor. SODEP 25 Mart seçimlerinde, burada başarılı olamamış. Belediyelerden birinde 500, öbüründe 270 dolayında oy almış.
Fatsa'dan Çamaş'a sarp yamaçlarla kıvrılan yollardan geçip geldik. Evler, Karadeniz özelliğini taşıyor, uzak aralıklarla hemen hemen tek tek evler. Toprağa bağlılığın simgesi...
Çamaş'ın pazarıydı. Partiler açıkhava toplantıları için böyle günleri kollarlar. Katırlı, eşekli pazarcılar, kadınlar, erkekler karlı, çamurlu yolun iki yakasına dizilmişler. Politikacılar, onlara konuşacaklar.
SODEP’lilerin sunuculuğunu mikrofonda “Arap Zeki" yani Zeki Muslu yapmakta. Dağınık duran kalabalığı toplamaya çalışmakta. Pazaryerindeki kalabalıkta bir ürkeklik mi var, bana mı öyle geliyor? Uzakta durup, oralardan dinlemek istiyorlar gibi. Bazı kadınlar ise, yaklaşıp duyamadıkları konuşmacıları seyrediyorlar. Mikrofonda, “Zeytin Gözlüm" şarkısı var, o SODEP'in şarkısı. Çamaşlılar SODEP'in simgesi zeytin dalına “fındık dalı" diyorlar.
Akım kesildi, ses gitmiyor. Acaba kasıtlı mı? Daha iyi önlem alınsa, arabaların akülerinden yararlanılarak, ses düzeni kurulabilirdi.
SODEP'liler sert konuşuyorlardı. Prof. Hicri Fişek, "işkence”den söz etti. Sözlerinin sonunda özetle şöyle dedi:
... Anayasa diyor ki, “işkence yapılamaz" diyor, ama bugün işkence yapılıyor... "Eee, ne yapalım, sıkıyönetim var" diyorlar; bunun sıkıyönetimle alakası yok. Vatandaşın oylarıyla işbaşına gelmiş bir hükümet, işkenceyi önleyecek tedbirleri almaya mecburdur...
SODEP Genel Sekreter Yardımcısı Nail Gürman, kısılmış sesiyle şöyle söyledi:
... Bir şeyi açıkça konuşalım: Bugün SODEP'in içinde, dün olduğu gibi bugün de alnında kara olan, yakasında mahkeme ilamı asılan hiç kimse yoktur...
ANAP’lı biri, şöyle dedi:
Burada SODEP, kapalı kutu...
Oylarını mı söylemek istedi acaba? Çamaş'tan Aybastı'ya geçtik...