Ertan Ünver'in Hesapları...

Geçen hafta perşembe günü Ankara'da Nâzım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı'nın düzenlediği "Nâzım Hikmet için Karma Resim Sergisi" açıldı. Zafer Çarşısındaki Devlet Güzel Sanatlar Salonu'nda açılan sergi, bu hafta sonuna dek açık kalacak. Sergi daha sonra İstanbul'da sürdürüle­cek. Satılacak resimlerden elde edilecek gelirle. İstanbul’­da İstiklal Caddesi’nde "Nâzım Hikmet Müzesi"nin oluştu­rulacağı bina satın alınacak.

Serginin açılışı dolayısıyla İstanbul'dan Prof. Aydın Aybay ile Kıymet Coşkun, Semih Balcıoğlu, Alpay Kabacalı, Atilla Ergür, Gülbin Akyavaş Ankara’ya gelmişlerdi.

Sergi, gösterişsiz bir törenle açıldı. Emre Kongar, Kültür Bakanlığı adına konuştu. Başbakan, çeşitli bakanlar sergi­ye "işlerinin çokluğundan" katılamayacaklarını bildiren telgraflar göndermişlerdi, ama hiçbirinde "Nâzım Hikmet" adı geçmiyordu. Nâzım Hikmet adından hâlâ ödleri kopan­lar mı vardı ne? SHP Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen, sergi salonunda konuklara bir kokteyl verdi. Kokteylden sonra da Altındağ Belediye Başkanı Ali Rıza Koç, Nâzım Hikmet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleriyle, danış­ma kurulu üyelerine, Ankara Kalesi'nde Boyacızade Konağı’nda akşam yemeği verdi.

Nâzım Hikmet Vakfı, Ankara'da da çalışmaları yönlendi­rip yürütmek için beş kişilik bir kurul oluşturdu. Danışma kurulu üyelerinden Yavuz Önen, Bülent Tanık, Kaya Gü­venç. yönetim kurulundan Halit Çelenk'le İkimizin de katıl­dığımız bu beş kişilik kurul, eşgüdümcü olarak çalışacaktı. Bu sergi dolayısıyla, sanatçılarımızın Nâzım'ı nasıl içten sevdiklerini gözledim.

Ankara’da seçilmesine artık "garanti" gözüyle bakılan Korel Göymen, önceki akşam sanatçılara bir kokteyl verdi. Göymen, bu akşam da Sheraton Oteli’nde Murat Karayalçın'ın da katılımıyla sanayicilerin, gazetecilerin bulunduğu toplantıda yemek yiyecek. Yemeği SHP İl Başkanı Yılmaz Ateş ve eşe veriyor.

***

27 Mart seçimlerine dört gün kala, dün sabah erken saat­te, Torbalı Belediye Başkanı Ertan Ünver'i aradım. Ertan Üver, bir hesap adamı, bir beyin. Araştırmacılar gibi değil. Öyle "Kime oy vereceksiniz" filan diye sormadan, bilgisa­yarının başında, kendi deyimiyle yüreğini "buzdolabına koyarak" çalışıyor. Ertan Ünver'e göre 27 Mart seçim so­nuçlan şöyle gerçekleşebilir

ANAP: Yüzde 21.90, DYP: 21.70. SHP: 19.90. RP: 15.30, DSP: 7.30, CHP: 4.40. MHP: 3.10. BBP (Muhsin Yazıcıoğlu): 1.70, YDP (Hasan Celal Güzel) 1.50, DP (Aydın Menderes) 1.40, İP (Doğu Perinçek): Yüzde 0.80, SBP (Sadun Aren): Yüzde 0.70, MP (Aykut Edibali): Yüzde 0.30. (Bu oranlar, Türkiye ölçeğinde il genel meclisi sonuçlarına göre.)

Ankara SHP'nin. İstanbul 49-51 ANAP'la SHP arasında; İzmir yine 4961 SHP ile ANAP arasında. Korel Göymen'in Ankara'da seçilme şansı 54 iken ANAP'ın Rüştü Yücesi 41, DYP'nin Kemal Çevik'i ise 11.6 puanda kalmış durumda. (İstanbul, İzmir balıksırtı).

Oya katılma oranı çok yüksek değil. Yüzde 81.5 ile 84 ara­sında. Geçerli oy ise yüzde 79-81.5 arasında olacak. Boş oylar çok çıkacak. Ertan Ünver. bulduğu sonuçları on beş kez denetlediğini söyledi. Ünver, araştırma kuruluşlarının görüşlerine katılmıyor. Diyor ki:

İstanbul'la İzmir'e "banko" diyemiyorum. İkisinde de araştırıcılar "SHP İstanbul'da Dalan. İzmir'de Özfatura ile çekişecek" diyorlar. Hayır, SHP ikisinde de ANAP'la çeki­şecek.

Ertan Ünver, sonuçlara nasıl vardığını da şöyle açıklıyor:

Bir örnek vereyim: Bir, benim en son ekim ayında yaptı­ğım araştırmanın üzerine, orada bulunan partiler var, şim­di seçime katılmıyor: katılmayan partilerin potansiyelleri­nin dağılımı var; örneğin Yusuf Bozkurt Özal, benim ekim değerlendirmemde var: 5.30! Seçime girsin, 5.30 oy alır. GALLUP-PİAR'la bahse girmeye hazırım! Etkenleri sayıyo­rum: Katılmayanların dağılımı, hangi etilenlerle bu hesap yapıldı? "Tahmin" derseniz, açıklama gönderirim. Ben bu­nu hep yapıyorum. 1961 genel seçiminden beri, tam 33 yıl­dır, her seçimde yaparım. 1972 kurultayında başladım. Bilgisayarla çalışarak ama, 1966 CHP Kurultayından beri de sosyal demokrat kurultaylarının sonuçlarını hep bu bi­çimde vermişimdir. Genel Sekreter sonuçlarını bilmişimdir. Hikmet Çetin'e kurultay başlamadan üç gün önce tele­fon edip, "Hikmet Bey, genel sekreterliğinizi şimdiden kutlarım" dediğim zaman, Hikmet Çetin, böööyle telefonla hafif bir dondurma olmuş, sonra "Nasrettin Hoca, nasıl bil­din sen bunu" demiştir. Hani Nasrettin Hoca demiş ya bir adama: "Ağaçtan düşeceksin" diye, öyle.

Peki, düşündün mü? İstanbul'da Zülfü yerine Nurettin Sözen olsa ne olurdu?

O hesapları yapmaya vaktim olsaydı, bir ihtilal yapar, Cumhurbaşkanı olur, Armutalan'da ev alır, resim yapar, Sabancı ya satar, Türkiye'yi yeniden kurtarırdım netekim! O denli vaktim olmadı...

DYP 21.70 diyorsun, DYP 21.70 olabilir mi?

-Evet! Üzgünüm.

Kırsal kesimden mi geliyor?

Evet, üzgünüm, bu bir, iki: 'Laz'la 'kız’ın kavgası! Top­lamların yaşamında hipotalamus (beyin sapı) etkeni var. Birey için nasıl önemliyse hipotalamus, bilinçaltının da öte­si, toplumların yaşamı da böyledir. CHP nasıl İttihat ve Te­rakkiden geliyorsa, DYP de Hürriyet İtilaftan geliyor. Hür­riyet İtilaftan gelen bir gen var, ben buna sosyal tavır geni diyorum. Hürriyet İtilaf, sonra Terakkiperver Fırka, Serbest Fırka, törpülenerek gelen Demokrat Parti, AP... Bu oran 14. 30'dur. O kalıtsal gen, DYP’ye yansıyor. Bu oyu kırsal ke­simden alıyor... Zülfü Livaneli'nin SHP'ye kazandırdığı oy da 0.78’dır. İlk başta 3-3.5 dolayında oy artırdıktan sonra "Yüksel Çengel görevden alınmalıydı". “Ben kapalı kapı­lar arkasında pazarlık yaptım" dedi, 3.5-4 puan artacakken ne yazık ki şu anda yalnız 0.76puan getirebiliyor. Bu, Nuret­tin Sözen, sorunuza yanıttır!