En büyük şapka kimin başında?

Bu, "Ankara Notları", 9 temmuz günü yayımlanan "Cıngıldak kuramı derken" başlıklı olanı ile birlikte okunmalı, derim. Yine 9 temmuz’da çıkan. Füsun Özbilgen'in "siyasi partiler engelli koşuda depara hazırlanıyor” başlıklı yazısı da, tam denk düşmüş…
Seçim yasasında çifte barajın usa getirebileceği olasılıkları vurgulamaya çalışıyordum; örneğin seçim çevresi barajı nedeniyle, bazı seçim çevrelerinin milletvekili çıkaramama olasılığı da var. Bir seçim çevresinde, genel barajı aşan siyasal partilerin aday göstermediğini, aday göstermiş olan siyasal partilerin de genel barajı aşamadıklarını düşünelim; bu durumlarda o seçim çevresi milletvekili çıkaramayacak. Çünkü o seçim çevresinde, genel barajı aşan parti yok. Bu seçim çevresinden ancak, seçim çevresi barajını aşan bağımsız adaylar milletvekili olabilirler. Bu olasılık, siyasal partilerin tüm seçim çevrelerinde seçime katılmaları ve bunlardan birinin barajı aşması halinde, ortadan kalkar.
Bir şey daha var; seçim çevresi barajı, bu barajın aşılamaması hafinde, siyasal partilerin aldıkları oylarla orantılı olarak milletvekili çıkarmalarını önlüyor.
Genel barajı aşan bir siyasal partinin hiç milletvekili çıkaramama olasılığı bulunduğuna "Cıngıldak kuramı derken" başlıklı “Ankara Notları"nda da değinmiştim. Örneğin, “a” partisi, 83 seçim çevresinin tümünde aday gösterdiği halde, seçim çevresi barajlarını aşamamış, ancak birçoğunda baraj sayısına yakın oy almıştır diyelim. Örneğin bu parti 60 seçim çevresinden ortalama 35.000, kalan 23 seçim çevresinden de toplam olarak 300.000 oy almış olsun. Ülke genelinde aldığı toplam oy sayısı (35.00 x 60 - 2.100.000 + 300.000 - 2.400.000) iki milyon dörtyüz bin olduğu, böylece genel barajı aştığı halde, meclise milletvekili sokamayabilecek...
Örneğimizdeki siyasal parti, sınırlı sayıda seçim çevresi barajını aşarsa, aldığı oy sayısına göre, oransal olarak daha az sayıda milletvekili çıkarmış olacak.
Bir seçim çevresinde, genel barajı aşan siyasal partilerin seçim çevresi barajını, seçim çevresi barajını aşan siyasal partilerin de genel barajı aşamadıklarını düşünelim: Bu halde, çevre barajını aşamayan siyasal partiye milletvekilliği verilmeyecek, genel barajı aşan siyasal partiler için ise yasaya göre, çevre barajı aranmayacak. 300.000 geçerli oy toplamı ve 6 milletvekili çıkaracak olan bir seçim çevresinden, "seçim çevresi barajı" 50.000 oydur.
Burada seçime katılan dört siyasal partiden, genel barajı aşan a ve b partilerinin sırasıyla 49.000 ve 36.000 oy aldıklarını, genel barajı aşamayan, ancak o çevrede güçlü olan c ve d partilerinin sırasıyla 150.000 ve 65.000 oy aldıklarını varsayalım. c ve d partileri, çok seçmenden oy aldıkları ve aldıkları oy sayısı seçim çevresi barajını aştığı halde, genel barajı geçemedikleri için milletvekili çıkaramayacaklar; buna karşılık a ve b partileri, o seçim çevresi barajını aşamadıkları halde, sırayla 4 ve 2 sandalyeyi kazanmış olacaklar. Sandalyelerin bu biçimde bölünmesiyse, kuşkusuz o seçim çevresi seçmenlerinin siyasal eğilimlerini yansıtmaktan uzak olacak...
İki milletvekili çıkaran seçim çevrelerinden iki siyasal partinin milletvekili çıkarmaları yok sayılacak denli küçük bir olasılık. Başka bir deyişle, o çevrenin iki milletvekili de büyük bir olasılıkla aynı partiye mensup olacaklar, örneğin, geçerli oy sayısı 102.000 olan ve iki milletvekili çıkaracak bir seçim çevresinden iki siyasal partinin birer milletvekili çıkarabilmeleri, seçim çevresi barajı nedeniyle, her iki partinin de, tamı tamına 51.000’ er oy almaları koşuluyla olanaklı. Bu verdiğim örneğin gerçekleşme olasılığı oranı geçerli oylardan bir tanesinin bile bağımsızlara ve öbür partilere verilmemesi koşuluyla 1/102.000’dir. Bu arada, örnekteki seçim çevresinin iki milletvekilinin biri bağımsız biri siyasal partili olacak, ya da daha büyük bir olasılıkla, iki milletvekilliğini de bir siyasal parti alacak...
Elbette, bu varsayımların gerçekleşme olasılığı oranları değişik, bazılarının gerçekleşme olasılığı ise çok zayıf. Ülkemizin bugünkü siyasal yapısı tam olarak ortaya çıkmadığı, seçmen eğilimleri kesin belli olmadığı için, hangi varsayımın oluşabileceğini şimdiden kestirmek doğrusu güç bir iş. Ancak var sayımların gerçekleşmesi durumunda, seçim sistemi zaman zaman çoğunluk sistemine dönüşmekte. Zaman zaman seçin çevresi barajı nedeniyle, azınlıkta kalan siyasal partiler milletvekili çıkarmakta. Türkiye genelinde, sadece bir siyasal partinin barajı aşması durumunda, meclis (tek siyasal parti az sayıda bağımsız) milletvekilinden oluşmakta. Hiçbir siyasal partinin genel barajı aşamadığı durumdaysa, seçim sonuçsuz kalmakta. Bu da kuramsal da olsa, yasanın bazı durumları çözümsüz bırakmasından kaynaklanmakta...
Henüz örgütlenmekte olan bazı partilerin başkanlarının "en büyük biziz, biz İktidar olacağız" gibi demeçlerini görünce, sıraladığım olasılıklar geliyor usuma. Okul kitaplarında, şöyle bulmacalarla yanıtları vardı:
En büyük şapka kimin başındadır?
Başı en büyük olanın...