Dünya Çocuklarını İzlerken...

Pazartesi günkü "Ankara Notları" şiirlerle bitmişti buna da şiirlerle başlamayı kurdum kafamda. Ali Yüce’nin “Anamı Arıyorum” yapıtı, “Çocuklara şiirlerle merhaba” diyor. AliYüce’nin "Evrensel Kardeş" şiiri şöyle:
“Tarar saçlarını / Örer anam / Bütün çocukların / Anası anam / Kucaklar babam / Şu koca dünyayı /Bütün çocukların / Babası babam / Çarpar yüreğim / Bütün göğüslerde / En uzak ülkenin / Komşusuyum ben / Haydi artık / Doğsun güneş / Batsın karanlık / Bütün çocukların / Kardeşiyim ben."
(Ali Yüce'nin yapıtlarını edinmek isteyenler, Ali Yüce'ye, posta kutusu 60, Kızılay - Ankara adresine yazabilirler.)
* * *
Bu yıl on altı ülkenin çocukları Türkiye'ye geldi. Bunlar şöyle: ABD, Belçika, Çekoslovakya, Endonezya, Finlandiya, İspanya, İsveç, İskoçya, Kuzey Kıbrıs, Libya, Lüksemburg, Macaristan, Polonya, Romanya, SSCB, Yugoslavya. Ev sahibi Türkiye ile çocuk gruplarının sayısı on yediyi buluyor. Bu yıl gelenler arasında, Fransızlarla Bulgarlar yok. Almanlar da yok! Bu konu, dostluk gezisinden dönen Turgut Bey’i düşündürmeliydi... Fransız çocukları, 1982'de katılmışlardı şenliğimize. Yakın komşumuz Grekler de katılmıyorlar. İki ülke arasında politikacıların, basının dostluk yerine, düşmanlık konusu işlemeleri, çocukları da mı etkiliyor ne? TRT, bu yıl 52 ülkenin çocuklarını çağırmıştı Türkiye'ye, gele gele on altısı geldi. Az...
Bulgar çocuklarına gelince, bunda Dışişleri Bakanlığımızın kusuru var gibi geliyor bana. Bulgarlar, geleceklerini bildirmişler öğrendiğime göre; buna karşılık Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, “gelmeseler iyi olur!” gibisinden öneride bulunmuş. Ne olurdu yani. Bulgar çocukları Türkiye'ye gelirse? Halk, parmak gibi çocukları protesto eder, yuhalar mıydı? Olur mu öyle şey? Dışişleri'nin yetkilisi, sorumlusu kimse, insanımızı iyi tanımıyor diyeceğim. İlişkileri, ülkeler arasında dostluk, barış içinde yaşamayı kurmayı beceremiyorsunuz, bari çocuklara karışmayın, onları koşullandırmayın...
Bulgaristan'da Türklerin adlarının değiştirildiği, Türkiye'de ilk kez dış kaynaklı haberler olarak çıktı. Dışişleri, uzun süre sustu. Ardından tutucu gazeteler, Bulgaristan'da binlerce Türkün öldürüldüğünü yazdılar. Milliyet'ten Örsan Öymen, Bulgaristan’a giren tek gazeteci oldu. İzlenimlerini okudum, tek ölüden söz etmedi. Örsan, BBC'ye verdiği bir haberde de, “olayın abartılmış olduğu" izlenimini edindiğini bildirdi. İşin aslını astarını araştırmak Türk Dışişlerine düşerken, bu konularda en az açıklama yapan sanki o oldu diyeceğim, gazetecilerin, yazarların görevi, yangına körükle gitmek değildir. İşin aslını, astarını araştırmak, ondan sonra kalem oynatmak onların baş görevleridir. Barışa da, insanlığa da öyle katkıda bulunabilirler.
Her yıl olduğu gibi, bu yıl da TV’de çocuklarla ilgili sunuculuğu Halil Kıvanç yaptı. Halit, bunu başarıyla yapıyor.
TRT'de, böyle ağır bir görevi, dünya çocuklarını biraraya getirme görevini, Canan Arısoy’la, Tekin Özertem başarıyla götürüyorlar. Canan Arısoy, unutmadığım Seha Meray’ın yeğeni...
Çocuk bayramında bu yıl, “Çocuklar Kardeş Oldu mu?” şarkısı söylenmedi. Koroca söylenen bu şarkı ne güzel oysa. Şöyleydi:
"Daha bir ballanır uyku / Çocuklar kardeş oldu mu / Barışır artık kurt kuzu / Çocuklar kardeş oldu mu
Düşler denizine doğru / Mutluluk bin yelken açar/ Her yürek bir altın pınar / Çocuklar kardeş oldu mu.
Daha bir ışıldar akarsu / Çocuklar kardeş oldu mu / Kucaklaşır Batıyla Doğu / Çocuklar kardeş oldu mu.
Ne açlık kalır ne korku / Korudaki fidanlar gibi / Sevip sevip birbirini / Çocuklar kardeş oldu mu.
Bu şarkı her 23 Nisan'da radyodan, TV’den söylenirdi. Tahsin Saraç'ın “Güvercin Kasapları” yapıtından alınmış, Yalçın Tura’ya TRT besteletmişti. Öğrendiğime göre, şarkının sözleri Tahsin Saraç'ın olduğu için, izlencelerden çıkartılmış...
Şenlikler sırasında ufak tefek olaylar oldu ya, bir önemlisi Belçikalıların klavuzu Erim Erişenin başına gelenlerdi. Erim Erişen, Hacettepe Üniversitesi, Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü üçüncü sınıf öğrencisi. Cuma akşamı, TRT'cilerle birlikte Kent Otel'de çalışmalarını yapıyorlar. Erim Erişen, yine klavuz olan bir bayan arkadaşıyla çıkarken, polisler Erim Erişen'i alıp götürürler. Gözaltına alınır Erişen. Belçikalılar kalırlar mı klavuzsuz? Başka klavuz verilir. Tunca Toskay olaya el atar, o da çözüme kavuşturamaz... Erim Erişen üç gün gözaltında tutulduktan sonra, önceki akşam salıverilir...
Konuk öğrenciler bu sabah trenle İstanbul'a gidecekler. İstanbul'da yarın, saat 11.00’de Galatasaray-Taksim arasında yürüyüşleri var...