Doğan Öz Cinayeti: (7) "Ali Yurtaslan'ın İtirafı"nda...

Eski "ülkücü" Ali Yurtaslan'ın "Aydınlık Yayınlan"nda çıkan "İtiraf”larında, Doğan Öz cinayetinin tetikçisine de yer veriliyor. İbrahim Çiftçi için "MHP Merkezindeki Adam Ali Yurtaslan'ın İtirafı" adlı, 1980 basımı kitapta yazılanlar, özetle şöyle:
“Doğan Öz ve Zafer Üstünel ’i öldüren silahları Yamtarçelik sakladı.
Salih Dayan’ın Ankara Şubesi Başkanlığı döneminde yönetim kurulu üyeleri ve işbölümü şöyleydi:
Başkan: Salih Dayan, İkinci Başkan: Önce Ünal Osmanağaoğlu idi. Mamak katliamı için Site Yurdu 'ndan otomatik silah verdiği açığa çıktığı için kaçmak zorunda kaldı. Yerine Mehmet Yamtarçelık, ikinci başkan oldu. Bunun ikinci başkanlığı döneminde Anayasa Mahkemesi ve Danıştay bombalandı. Salih’in emriyle çeşitli semtlere silah ve diğer malzemelerden verdi. Doğan Öz’ün ve Zafer Üstünel'in öldürülmesinde kullanılan silahları sakladı. Zafer Üstünel’in öldürülmesi emrini verdi. Bu olaylardan aranmaya başlayınca 1978 Aralığında ikinci başkanlıktan ayrılarak kaçmaya başladı...
Ali Kuzencik: İbrahim Çiftçi’den sonra Ulus bölgesi sorumluluğuna getirildi. Ulus'un kesinlikle ele geçirilmesi isteniyordu. Bunun için Ticaret Turizm Yüksek Okulu Ali'nin emrine verildi. İstediği zaman okulu Ulus'a yığıyordu. DTCF öğrencisiydi. Adana’nın Yavuzlar Mahallesı'ndendır."(S. 74-75) (İbrahim Çiftçi, üç savcıya verdiği ifadesinde, "Ben Ülkü Ocakları”na üye değildim. Fikir olarak ülkücüydüm" demişti. Oysa, Ulus bölgesi sorumlusu olarak çalıştığı anlaşılıyor.)
Ali Yurtaslan'ın “itıraflar"ı sürüyor:
"1979’da Mamak Cezaevi’nde Ülkücülerin Durumu: O dönemde hücrede kalan MHP’lilerin ileri gelenleri şunlardı: Muhsin Yazıcıoğlu, Mete Beşen ve arkadaşlan, İbrahim Çiftçi, Burhan Kavuncu, Selahattin Arpacı, M Yamtarçelik, Nevzat Bor, İsa Armağan, Ertuğrul Alpaslan vb. Hücreden koğuşlara devamlı direktif gönderilirdi: ‘Komünistleri yaşatmayın, ceza alacaklar çeksin vursunlar' şeklinde. Dışarıdan gelen paralar genellikle bunlara veriliyordu. "(S. 85-86)
"Avukatların Rolü:... Avukatlar içeriye alet sokma işini de yapıyorlardı. Ciltli kitapların içine yapılan özel yerlerde sakladıkları sustalı çakıları ve falçataları cezaevine sokuyorlardı. Bir defasında Yalçın İlikli, İbrahim Çiftçı'ye iki tane falçata verirken yakalandı. 1979 Aralık ayında olan bu olay örtbas edildi, avukat hakkında takibat yapılmadı. "(S. 87)
"Silahlar avukatlar vasıtasıyla da sokuluyordu. Bir keresinde Şevket Can Özbay (İ. Çiftçi’nin savunmanı) silah yakalattı ve bir-iki ay yattı. " (S. 88)
Kitapta, "7 TİP'linin Öldürülmesi” cinayetine de yer veriliyor. İbrahim Çiftçi bu olayda da var, Ulus Bölgesi Başkanı. Cinayetin başı Abdullah Çatlı. TİP'lileri evde kıstırıp sorgulayan o. İbrahim Çiftçi yargılanırken, annesi Şemsi, her duruşmaya, Abdullah Çatlı’nın kırmızı Chevrolet özel arabasıyla götürülüp getiriliyor! Sezen Öz ile savunman Nezahat Gündoğmuş, bir gün aynı arabada fotoğrafından tanıdıkları birini görüyorlar. Mehmet Ali Ağca’ya benzetiyorlar. Ağca aranmaktadır o sırada. Abdullah Çatlı’nın arabasıyla Mamak’a geliyor. Sezen Öz ile Nezahat Gündoğmuş, yeni bir cinayetin işlenmesinden korkuyorlar. Ya duruşma yargıcı Alb. Hamdi Sevinç, ya da savunmanlardan biri, örneğin Emin Değer öldürülebilir diye düşünüyorlar. O kişiyi bir daha Ülkü Ocakları Ankara Şube Başkanı Abdullah Çatlı’nın arabasında görmüyorlar...
"Balgat katliamını Şevkat Çetin planladı” diye yazıyor itirafçı Ali Yurtaslan. Şöyle diyor:
"Şevkat bu arada Doğan Öz’ün katil sanığı İbrahim Çiftçi ile de (Mamak Cezaevi’nde) özel bir görüşme yaptı. Ona Bahçelievler katliamından dolayı kimlerin ismini verdiğini sormuş. O da Abdullah Çatlı’nın adını vermek zorunda kaldığını söylemiş. Şevkat Çetin, Bahçelievler katliamı dolayısıyla yakalanan Turan Demirkıran ile de özel bir görüşme yaptı. Bu görüşme sırasında İsa Armağan (idam edildi), Çetin’e birkaç yerde silah ve telsizler olduğunu söyledi. Çetin de bu adresleri not aldı. ” (S. 108)
Ali Yurtaslan, "Eski Arkadaşlarıma Sesleniyorum" dediği bölümde de, İbrahim Çiftçı’ye şöyle diyordu:
"Dul bir kadın olan annen ne yapmaktadır? Seni okutmak için neler çekmişti kimbilir? Ama sen ne yaptın, anneni o ihtiyar halinde tüm dertleriyle başbaşa bıraktın. Şimdi Balgat 'tâki gecekonduda ne yapıyordur, hiç düşündün mü? Senin yanına gelebilmek için gecenin 3 'ünde yola çıkarak ta Balgat'tan Mamak’a yayan geliyordur." (S. 125) (Ali Yurtaslan bunları yazdıktan sonra 12 Eylül oldu. İbrahim Çiftçi'nin annesi, Abdullah Çatlı’nın kırmızı Chevrolet’iyle Mamak’a gelip gitti!)
İbrahim Çiftçi’ye savcı Doğan Öz’ü öldürmesi buyruğunu veren Hüseyin Kocabaş, uzun süre kaçak yaşadıktan sonra yakalandı. Kitapta bunlara ilişkin şu bölüm var:
"Balıkesir Cezaevi'nde ülkücülerin çıkardığı isyandan sonra Erdem Şenocak ve Müştak Karabağ ile Balıkesir'e gittik. Burada isyan Muhsin Yazıcıoğlu'nun (şimdi milletvekili) emriyle çıkarılmıştı. Önce cezevinde devrimciler Ülkücü İşçiler Derneği üyesi Baki Yeşiloğlu ’nu öldürdüler. Genel merkezde otururken bir gün Balıkesir ÜGD (Ülkücü Gençlik Derneği) Başkanı’nı Ankara ’ya çağırdılar. Erdem ve Şevkat da vardı. Muhsin Yazıcıoğlu ‘Bunun öcü alınmalıdır’ dedi. Bunun üzerine cezaevinde isyan çıkarıldı. Hatırladığıma göre iki-üç kişi öldürüldü. Baki'nin öldürülmesinde solculara yardım eden başgardiyan da öldürüldü.
Balıkesir'de bir süre kaldım. Bu arada Erdal Karakum'u gördüm. Hüseyin Kocabaş ve Kemal Türker’le beraber çok lüks bir evde saklanıyorlardı. Erdem Şenocak’la birlikte onların evinde yattık. Bu üçü daha sonra bu evde yakalandılar. Bunları Balıkesir’de Tacettin (Akgenç) barındırıyordu.
Konuşmamızda Erdal çeşitli bombalama işleriyle uğraştığını anlattı. Hüseyin Kocabaş ise kafayı bozmak durumundaydı. Hep hap alıyordu. Kendisini teskin ettik. Konuşmamızda Doğan Öz ve Muzaffer Üstünel’in öldürüldüğü günlerde, kendisinin olay yerlerinde olmadığını kanıtlamak amacıyla sahte evraklar düzenlediğini anlattı. Babasının işyerinde o günlerde SSK’ye gidecek bir hasta için işveren yerine imza attığını söyledi..." (S 53) Hüseyin Kocabaş, kitapta anlatıldığına göre daha birkaç cinayete karışır. (S. 69-S. 106)
Kitapta, "ülkücü”lerin tüyleri diken diken eden sahtecilikleri anlatılıyor. Bekleyin...