Doğan Öz Cinayeti

12 Eylül Adaleti!

24 Mart 1978 günü Ankara'da evinin önünde öldürü­len Cumhuriyet Savcısı Doğan Öz olayında, cinayetin en önemli görgü tanığı, Doğan Öz'ün oturduğu apartmanın kapıcısı Hayati Erdoğan'dır. Savunman Veli Devecioğlu, olayın sanığı İbrahim Çiftçinin yakalanması, daha sonraki yargılama ile ilgili olarak şu bilgileri veriyor:

Sarık Çiftçi, bir kızın önüne geçmesiyle, onun şikâ­yeti üzerine karakola götürülmüş, olayın en önemli gör­gü tanığı Hayati Erdoğan'ın eşkal tanımına tamamıyla uy­duğundan 5 kişi arasına konularak kendisine gösterilmiş, onun kesin teşhisiyle tutuklanmıştır.

Yine savunman Veli Devecioğlu, yargılama bölümleri­ni de şöyle anlatıyor:

Dava, Ankara Savcılığı'nca 26.12.1978'de 6. Ağır Ce­za Mahkemesi'ne 'tasarlayarak adam öldürmekten (T- CY 45014) açılmış, ancak Ankara'da sıkıyönetim ilanı üzerine bu mahkeme tarafından ‘görevsizlik kararı’yla sı­kıyönetime gönderilmiştir.

Ankara Sıkıyönetim 1 No'lu Askeri Mahkemesi ilk kez 3.8.1979'da ‘oybirliği’ ile sanık İbrahim Çiftçi'nin idamı­na karar vermiştir.

Asken Yargıtay 1. Dairesi bu hükmü ‘noksan soruş­turmadan bozmuştur.

Yerel sıkıyönetim askeri mahkemesi oybirliğiyle ilk kararında direnmiştir.

Bunun üzerine Askeri Yargıtay Daireler Kumlu oyçok­luğu ile 1. Daire kararını yerinde bularak hükmü tekrar bozmuştur.

Mahkeme eksikleri gidermiş, yeniden oybirliğiyle idam karan vermiştir.

Asken Yargıtay 1. Dairesi, 3 kez gene ‘noksan soruş­turma' nedeniyle bozmuştur.

Askeri Yargıtay Başsavcılığı ise bu karara ‘bozmada yasal isabet bulunmadığı' gerekçesiyle itiraz etmiştir.

Askeri Yargıtay Daireler Kumlu, yine Daire'yi haklı bul­muş ve ‘oyçokluğu’ ile hükmü tekrar bozmuştur.

Yerel sıkıyönetim mahkemesi, noksanları tamamladık­tan, keşif yaptıktan ve suça katılan Hüseyin Kocabaş hakkındaki dosyayı da getirtip birleştirdikten sonra, ye­niden ve 4. kez İbrahim Çiftçi hakkında oybirliğiyle idam ve Hüseyin Kocabaş hakkında da 12 yıl ağır hapis ceza­sı vermiştir.

Bu kez As. Y. 1. Dairesi, 1 'e karşı 4 oyçokluğu ile ka­ran onamıştır.

Ancak, o güne dek sürekli idam isteminde bulunan Başsavcılık, 1. Daire'nin onama kararına karşı Daireler Kurulu'na itiraz etmiştir.

Başsavcılığın itirazı, keşfin, bütün tanıkların aynı gün­de olay yerinde bulundurularak yapılması gerekirken, peyderpey yapılmasını usule aykırı görmesi gerekçesi­ne dayandığı ve ‘Daireler Kurulu' da bunu 'esasa mües­sir' bulmayıp istemi reddettiği halde, itirazın dışına çıkıp davanın esası hakkında hüküm kurmuştur; ‘Hükmün bo­zulmasına ve İbrahim Çiftçi'nin tahliyesine’ karar vermiş­tir.

Bu karara, Daireler Kumlu Başkanı ve 6 üye karşı oy kullanmış ve 'Sanık İbrahim Çiftçi’nin Doğan Öz’ü taam­müden öldürdüğünün mevcut delillerle sübuta erdiği' ka­nısında olduklarını belirtmişlerdir. (Karar 7'ye karşı 8 oy­la alınmıştır.)

Ancak, bir oy farkla da olsa, Daireler Kurulu'nun oy­çokluğu ile aldığı bu karar üzerine Çiftçi tahliye edilmiş­tir.

Yerel askeri mahkemenin buna direnmesi gerektiği, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğu yolundaki ısrarlı itirazlarımıza ve Yargıtay’ımızın bu konudaki açık ve ke­sin içtihatlarına karşın, yerel mahkeme bozmaya uymuş ve son hükmünde de şöyle demiştir:

'Sanık İbrahim Çiftçi'nin maktul Doğan Öz’ü taammü­den öldürdüğü mahkememizce sabit görülmüş ve 22/7/1983 tarih. 1981/229 esas ve 1983/140 karar sa­yılı 35 sahifelik gerekçeli kararda deliller tek tek tartışıl­mış, ret ve kabul sebepleri uzun uzadıya izah edilmiştir. Askeri Yargıtay 1. Dairesi mahkememizin mahkûmiyet hükmünü isabetli görmüş ve hükmü dörde bir oyçokluğuyla onamıştır. Keza Daireler Kurulu'nun başkan ve al­tı üyesi de İbrahim Çiftçi’nin Doğan Öz’ü öldürdüğünün sübuta ermesi nedeniyle sekiz üyenin bozma kararına muhalif kalmışlardır.'

(Başsavcılığın) itiraz(ı) üzerine verilmiş olsa dahi Aske­ri Yargıtay Daireler Kumlu kararlarına direnilemeyeceği, muhtelif Askeri Yargıtay Daireler Kumlu kararlarından an­laşıldığından, Yargıtay Ceza Genel Kumlu kararlarının bağlayıcılık niteliği bulunmadığından mahkememiz eski kararında direnememiştir. Bir oy farkına da dayansa se­kizde yedilik oyçokluğuna dayanan Askeri Yargıtay Da­ireler Kurulu’nun bozma ilamına, hukuki zorunluluk ne­deniyle uyulmuş ve sanık İbrahim Çiftçi’nin beraatine ka­rar verilmiştir.

Asli fail durumundaki İbrahim Çiftçi'nin hukuki zorunluluk nedeniyle beraat etmesi sebebiyle feri fail durumun­daki Hüseyin Kocabaş'ın da beraatine karar verilmiştir.

Başkan (Mu. Kd. Alb.) Erol Caner, (Yet. Yarg.) Ş. Do­ğan Sümer, (H. Üye Yarb. Kd. Yzb.) Mehmet Sever. (Karar oybirliğiyle 25.6.1984'te, belli ki istemeye isteme­ye alınıyor)

Doğan Öz cinayeti olayında, gözler Askeri Yargıtay'da olup bitenlere çevriliyor. Savcı Doğan Öz. Bülent Ecevit’in 11 bağımsızla hükümet kurduğu dönemde öldürül­müştü. Ecevit, 3 Ocak 1978’den 12.11.1979’a değin -ik­tidarda değil!- hükümette kaldı. Bundan sonra ise, Sü­leyman Bey'in MSP ile MHP’nin dışarıdan destekledik­leri. “azınlık hükümeti" yani, İkinci Milliyetçi Cephe Hü­kümeti başlayıp 12 Eylüle değin sürmekte. Bu dönem. Türkiye'de faşizmin cirit attığı dönem. Sonra, 12 Eylül ge­liyor, ne oluyorsa o zaman oluyor.

Askeri Yargıtay Daireler Kurulu'nun, Askeri Yargıtay Başsavcılığının bir (usul) itirazı üzerine sanık İbrahim Çift­çi hakkında “aklama" karan veren 8 üyesi şöyle: Yargıç Alb. Naci Turanay, Yarg. Alb. İlhan Şenel, Yarg. Alb. T. Necdet Armay, Yarg. Alb. Yaşar Çiftçioğlu, Yarg. Alb. Keramettin Çelebi, Yarg. Alb. Necati Karakış, Yarg. Alb. Haşan Çelikkale, Yarg. Yrb. Duran Dinçer.

Karşı oy kullanan yedi yargıç ise şöyle:

Yargıç Tuğgen. Hikmet Tavukçu (Başkan), Yarg. Alb. Hakkı Erkan, Yarg. Alb. Hüsamettin Yavuzel, Yarg. Alb. Turgut Lüleci (1985 yılında öldü), Yarg. Alb. Abdullah Küçükyılmaz, Yarg. Alb. Günay Gençer...

(2 Nisan 1995)