Dikiver Yavrum, Dikiver!

21 ocak pazar günü, öğleden sonra, İstanbul’da Ortaköy'de Princess Otel de, Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin kuruluşunun 25. yılı dolayısıyla bir toplantı düzenlenmişti. Toplantı iki bölümden oluşuyordu: Saat 16.00'daki toplantıda eski Başbakan Yardımcısı Murat Karayalçın ile eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, bir de eski Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı, eski Başbakan Yardımcısı Özker Özgür konuşacaklar, daha sonra da “Türkiye'nin Kıbrıs Politikasına Bakışı" konulu açıkoturum gerçekleştirilecekti. Konuşmacılardan Hikmet Çetin'le, tartışmacılardan Sami Kohen gelememişlerdi.
Murat Karayalçın’ın açış konuşmasından sonra, Özker Özgür konuştu. Özker Özgür, konuşmasının sonunda özetle şöyle diyordu:
"... Kıbrıs Rum tarafının Kıbrıs adına Avrupa Birliği 'ne tam üyelik için yaptığı başvuru. Avrupa Birliği'nin içinde bulunduğumuz 1996 yılında başlayacak olan Hükümetlerarası Konferans’ının bitiminden altı ay sonra ele alınıp görüşülecektir.
Hükümetlerarası Konferans ne kadar sürer bilinmez.
Kıbrıs Rum tarafı Kıbrıs Türk tarafı ile Türkiye'nin Kıbrıs'ta çözüm istemediklerini ileri sürmekte, tek başına bütün Kıbrıs adına Avrupa Birliği'ne girmeye çalışmaktadır.
Kıbrıs Türk tarafının sözcüsü KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş, Kıbrıs'ta karşılıklı kabul edilebilir bir çözüm bulunsa bile Kıbrıs'ın Türkiye'den önce Avrupa Birliği'ne giremeyeceğini söylemektedir.
Cumhuriyetçi Türk Partisi olarak biz bu yaklaşımı paylaşmıyoruz.
Türkiye, Avrupa Birliği ile gümrük birliğine girmeye çalışmaktadır. Bu nedenle Türkiye, Avrupa Birliği'nin dışında sayılmaz...
... Cumhurbaşkanı Denktaş’ın 'Türkiye Avrupa Birliği'ne girmeden Kıbrıs giremez' söylemi bize göre olumsuz bir söylemdir..."
Özker Özgür, daha sonra şunları da söyledi:
"... Kıbrıs sorunu Türkiye’nin insanını yakından ilgilendiren önemli bir konu olduğu halde yıllarca tabu sayıldı. Serbestçe tartışılması sürekli engellendi. Türkiye kamuoyu hep tek yanlı bilgilendirildi. Konu Türkiye'de yeni yeni tartışılmaya başlanmıştır. Bu iyiye bir göstergedir. Tabular (yasaklar) yıkıldıkça Türkiye'nin de Kıbrıs Türkünün de önü açılacaktır..."
Özker Özgür, konuşmasında, satır arasında ilginç açıklamalar yapmaktaydı. O söylemiyordu, ama belliydi ki Denktaş, Özker Özgür'ü görse bir kaşık suda boğar mıydı? Kıbrıs'tan aynı uçakla gelmişlerdi. Denktaş, eski başbakan yardımcısını görmezden mi gelmişti? Denktaş. “Aydınlar Ocağı"nın düzenlediği bir toplantıda konuştu: Kıbrıs’a döndü.
Konuşmamda buna değindim. Ayrıca, “Denktaş demokrat değildir!" dedim. “Kuzey Kıbrıs'ta da demokrasi yoktur; yapılan seçimlere. Türk yöneticileri her zaman karışmışlardır" diye ekledim. Salonu hemen hemen Kıbrıs'tan gelip İstanbul'a yerleşen ya da İstanbul’da bulunan Kıbrıslılar doldurmuşlardı. Arka sıraları dolduran Kıbrıslı gençler, sözlerimi onaylıyor, alkışlıyor, önde oturan yaşlılar ise protesto ediyorlardı. Yaptığım konuşmanın yerine ulaştığını, toplantıdan sonra anladım. Daha çok gençler kutluyorlar, kucaklıyorlardı. Oysa, oldukça yumuşak konuşmuştum. Türkiye'nin eski büyükelçilerinden Emin Dirvana'nın, 15 Mayıs 1964'te Milliyet'te çıkan yazısında Denktaş için söylediklerini aktarmamıştım. Emin Dirvana, Denktaş için daha ağır sözler kullanmaktaydı. Dirvana bir yerde şöyle diyordu:
"... Daha uzaklara gitmeye lüzum yok. Bizzat kendisinden misal getireyim: Ben Kıbrıs'tan kat'i olarak ayrılmaya karar verdikten ve bunu Ankara ’ya da bildirdikten sonra Dr. Küçük ve diğer bir iki cemaat temsilcisi ile beraber büyükelçiliğe gelerek benden ayrılmamı ısrarla rica edenlerden biri de bizzat Denktaş değil midir? Bunu o zaman mürailikle yaptıysa bence kabahati daha büyüktür. "(Milliyet, 15 Mayıs 1964, “Denktaş Hakikati Tahrif Ediyor".) "Mürai" "riya"dan geliyor. Arapça bir sözcük: Türkçesi "ikiyüzlü "demek.
Açıkoturumda, araştırmacı-yazar İbrahim Çamlı, Hürriyet’ten Ferai Tınç, Sabah’tan Sedat Sertoğlu vardılar. Açıkoturumu Kıbrıslı sağınlardan (hekimlerden) Cemal Mert yönetti. Ön sıralara yaşlılar oturmuşlardı. Prof. Derviş Manizade (90), Kıbrıslı savunman Nevzat Karagil, Özker Özgür'le birlikte Kıbrıs'tan gelenlerden Girne Milletvekili Ömer Kalyoncu, Lefkoşa Milletvekili Feridun Önsal, CTP Örgütlenme Sekreteri Özkan Yorgancıoğlu. Kıbrıs Türk-Kültür Derneği yöneticileri, Kıbrıs İstanbul Konsolosu Saadettin Topukçu vardılar.
Yazar Yıldız Sertel ile zaman zaman domuz ve çevre konularında, "Ankara Notları"na konuk olan Ahmet Aşıcı ve Panayot Abacı toplantıyı sonuna dek izlediler. Yönetici Cemal Mert'e telefon ederek bilgi toplamaya çalışmışlardı... Açıkoturum sırasında, dinleyicilerden biri, oturduğu yerden sordu:
Siz bizim, Rumlardan neler çektiğimizi biliyor musunuz?
Prof. Derviş Manizade de:
Kıbrıs konusunda bilen bilmeyen konuşuyor! diyordu. Hiç üstüme alınmadım. Kıbrıs konusundaki yasakları yıkmaya çıkmıştım ya, bunlara alışacaktım. Onların sorularına, İsmet Paşa’nın bir yanıtı ile karşılık verdim. Paşa’ya bir genç:
Paşam, bayrağımızı yırttılar! deyince, şu karşılığı alır:
Dikiver oğlum, dikiver!
Kaç gündür Bodrum karşısındaki Kardak kayalıklarında yaşananlar, tam Aziz Nesin'likti. Meclis'te şahinler, keçileri kaçırmak üzere miydiler? Bayrak dikmeye kalkan gazeteci geçinenler ise eşekten düşmüş karpuza mı dönmüşlerdi ne? Yaptıklarının gazetecilikle ilgili olmadığını anlayacaklar mıydı?
Anlayacaklardı belki, ama ne zaman?