Dersimiz Bağımsızlık

Mustafa Kemal, annesi öldüğü zaman, İzmir'e mezarına gitti. Annesinin mezarından ayrılınca, ünlü söylevini söyledi:

Mezardan ayrıldığında çevresindeki bazı kişiler:

— Paşam, buraya muhteşem (görkemli) bir abide (anıt) dikelim, diye öneride bulundular.

— Hayır.. dedi, Mustafa Kemal Paşa, şu karşıdaki «Yamanlar» dağından bir kaya koparacaksınız, o kayayı mezarına dikeceksiniz..

Mustafa Kemal, bunu söylerken Tevfik Fikret'in «Ben Tabiatta Bir Kayayım» şiirinden mi esinlenmişti?

Sütunlarında, Atatürk'e karşı yazılar çıkmış bir gazete, Atatürk'ün annesini «Yüzyılın Annesi» seçmeseydi, yukarıdaki olayı anımsatmayacaktım. Bu konuda, hava— cıva biçemiyle (üslubuyla) «Gazeteniz Tercüman'ın Türk milletinin şükran duygularını dile getiren bu seçimi, diğer bir değerli refikimizin takip etmiş olması da bize ayrıca mutluluk verdi» deniyor. Nelerin sömürülmek istendiği, satır aralarında belli oluyor...

Ozanlar, yazın adamları içten insanlardır. Ozan Ali Yüce, İzmir'de «Sanatçılar Derneği»nin düzenlediği şiir yarışmasında «Dersimiz Bağımsızlık» şiiriyle ödül aldı. Şiir şöyle:

Benim ışığım / Halk ışığı efendiler / Sevginin büyük ışığı / içinize akmamışsa eğer / Yıkanmamışsa yürekleriniz / Mutluluğun kapıları / Kapanmışsa halkın yüzüne / Karşıma nasıl çıkarsınız / Ne yüzle bakarsınız yüzüme.

Bir sabah / Hiç unutmadığınız bir sabah / Kucağımda binlerce güneş / Kapınızı vuracağım / Tarihin kulakları çınlayacak.

Benim yolum / bilim yolu efendiler / Evrimlerin devrimlerin yolu / Ayaklarınız alışmamışsa eğer / Uygarlığın kapıları / Kapanmışsa yüzünüze / Nasıl varacaksınız nasıl / Benim gösterdiğim yere.

Bir sabah / Hiç ummadığınız bir sabah / kucağımda binlerce güneş / kapınızı vuracağım / Duran saatlerin ibresi / Dönmeye başlayacak.

Benim halkım / Barışın özgürlüğün anası / Tohumla süt kardeş / Toprakla yaşıt sevdası / Sopasıyla ordular kovalamış / Cepheler yarmış kağnısıyla / Büyüdükçe güzelleşmiş kavgası / Destan olmuş efendiler.

Bir sabah / Hiç ummadığınız bir sabah / Kucağımda binlerce güneş / Kapınızı vuracağım / Üreten yaratan halkın yüzü / gülmeye başlayacak.

Ben ulusumun halkımın oğlu / Mustafa Kemal Atatürk / Savaşta asker barışta öğretmen / Okulumuz halk okulu / Dersimiz bağımsızlık efendiler / En güzel dersimizdir bağımsızlık / Anladık mı efendiler.

★★★

Yarın 19 Mayıs. Ozan, Haşan Hüseyin, «Yaşlanmayan Ananın Yaşlanmayan Mektubu» şiirini 1970'lerde yazdı, «Mustafa Kemal’i sevenlere» adadığı şiirinin bir bölüğünde şöyle diyordu Hasan Hüseyin:

Sen hep Samsun'a mı çakarsın ay oğul ay Kemal'im / Hele bir de buralara / Çık hele bir / Çık hele bir/ Kemal'im!

Yol uzak / Hane viran / Dersen eğer / Kemal'im! / Dilediğin yere çık / Çık hele bir / Çık hele bir / Kemal'im!

Gör ki ne haldedir «Ey Türk Gençliği»n / Gör ki ne haldedir «Bu yurdun efendisi» / Sen hep Samsun'a mı çıkarsın ay oğul ay Kemal'im / Hele bir de oralara / Çık hele bir / Çık hele bir / Kemal'im!

Karadeniz derler bir kara derya / abanmış üstüne Kozlu'da çocukların / kömür müdür yürek midir ocaklardaki / Ağıt mıdır figan mıdır bacalardaki / Zonguldak Zonguldak vurur yüreğim / Zonguldak dertlerim günde beş öğün / Katarlanır al bayraklı cenazelerim / Kimi ağlar ekmek ekmek ne bilem / Kimi ağlar okul okul ne bilsin / Ne bilsin grizuyu, grevi, sendikayı Kemal'im / Hele bir de kömürlere / Çık hele bir / Çık hele bir / Kemal'im!