Cumalı'nın Çocukları...

Mersin de, Mersin bale sanatçılarının oynadıkları "Boş Beşik "i izledikten sonra, Mersin Belediye Başkanı Kaya Mutlu'nun Mersin Oteli'nde verdiği yemeğe gittik. Amacım, oyunun yazarı Necati Cumalı'yla konuşmaktı. O da, sanatçılar gibi, çevresini alanlardan bir türlü kurtulamıyordu.
Herkes dağıldıktan sonra, eşi Berin Cumalı’dan izin alarak alt kata indik; o bir tostla süt söyledi, ben de bir bira istedim, başladık konuşmaya:
Boş Beşik balesiyle ilgili düşüncen ne? "Harika" dedin, “Güzel oynadılar” dedin, ama ben derli toplu bir yazmak istiyorum. Ne dersin?
Şimdi, oyundan yeni çıktık. Geleli iki-üç saat oldu. O iki üç saatte de "Boş Beşik"ten bahsediliyor, yukarıda verilen yemekte. Ben oyunu seyrederken, doğrusunu istersen, belli bir çizginin çok üstünde buldum temsili. Bizim "Boş Beşik "e yeni bir yorum geldi. Bu yorumda sanıyorum, koreografın, rejisörün, müzikleri yapanın -hepsi bunlar yabancı- Azerbaycanlının...
Ruslar...
Ruslar, sonra bunlar, kendi kültürleriyle birleştirdiler. Kendi tiyatro deneyimleri, kendi sahne deneyimleri ve dünyaca ünlü Rus balesinin birikimi, müziğin tüm zenginliği.. Bunların Boş Beşik’e katkıları oldu. Çıkınca, bunu benim için söylemek zor, bizim temsillerimizin üstünde bizim kendi ürettiklerimizin üstünde bir şey çıktı ortaya. Bir de.. Beni mutlu etti. Şundan dolayı: Hep söyler dururum, ben hayırsız babalara benzetirim kendimi, çok çocuklu fakir aileler var. böyle; çocuk yapar yapar, bırakır sokağa, kimisi kunduracı çırağı olur, kimi bilmem ne olur, ayakkabı boyar, kimisi ona buna, istasyona eşya taşır, ama bir bakarsın, hayatta bir yere gelirler. Benim çocukları saldım ben. hepsi ekmeklerini kazanıyorlar. maşallah! Piyeslerim, hikayelerim, romanlarım, şiirlerim...
Şimdi "Boş Beşik"; “Boş Beşik”in çok talihli günleri oldu benim göremediğim. "Boş Beşik" İzmir'de çıktı, ondan sonra, İzmir Şehir Tiyatrosu oynadıktan sonra, -ki çok ilkel bir sahne düzeni vardı, ilkokul müsamerelerini andıran koşulların biraz üstünde bir tiyatroydu. Belediyenin yardımı çok küçüktü, sahnesi çok ilkeldi, salonunda kahve sandalyeleriyle oyun seyredilirdi- derken, bir ses geldi Üsküp'ten. Üsküp'te kondu "Boş Beşik", Üsküplüler onu anlata anlata bitiremezler. Orda da Rusların tanınmış bir rejisörü gelmiş koymuş sahneye. Sonra, "Boş Beşik" Erlangen’e gitti Gençlik Tiyatrosu’yla Erlangen'de büyük sükse yaptı) Orda o zaman anımsarlar. Dünya gazetesinde, Metin Serezli -Boş Beşik'in jönünü oynamıştı, gençti, amatördü daha- onun bir dizi yazısı çıktı "Boş Beşik”le ilgili. Erlangen’de nasıl karşılandıklarını, nasıl oynadıklarını anlattı..
Bu akşam nasıldı?
Bakın, bu akşam ben Tevfik Elekbaşoğlu'nu tanıdım. Bu, Azerbaycan Bestekarlar Derneği Başkanı. Çok kültürlü adam, dedi ki: "Sizden bu kadar ünlü besteci çıktı, böyle bir esere nasıl bu kadar yıl ilgi göstermezler, bunu opera, bale yapmazlar; şaştım kaldım!" dedi. "Bakın, dedi, bu temsil hurda başladı, biz göremeyiz belki, ama herkes görecek, bu temsil dünyayı dolaşacak. Başka başka sahnelerde konacak, öyle bir bale çıktı ortaya. Bunu Rusya'da da Amerika'da da göreceksiniz" dedi. Bu Azman, bizde bu ayarda bale uzmanları yok. Gördünüz rejisörü, neler yapmış değil mi? Sonra, yaparken

[devamı yok]