Çocuklarımız Nasıl Yetişiyor?

Geçen Ramazan bayramında, okurumuz Hasan Köse, benim zaman zaman ‘‘domuz eti” konusuna değindiğimi düşünerek, elli kadar domuzlu bayram kartı armağan etmişti. Domuz resmi, Anadolu Uygarlıkları Müzesi'ndeki domuz biçimli kaptan alınmıştı. Ajanstürk Basımevi'nda çoğaltılmış; belli ki turistlere, isteyenlere satılıyor. Okurum Hasan Köse’nin bu armağanını değerlendirmek İstedim; sevdiklerime bu kartlardan yolladım. Domuz fotoğrafı, 4000 yıl önceki Anadolu'yu yansıtıyordu. Dernek, Anadolu'da o yıllar domuz sevilen bir yaratıktı ki domuz biçiminde kaplar yapılıyordu. Bu kartlardan yolladıklarım arasında Nadir Nadi ile Berin Nadi de vardı. Berin Hanım, domuzlu karta çok gülmüştü. Londra'da yaşayan Orhan Suda şu karşılığı verdi;
“Sevgili Ekmekçi!
'Domuzlu' kartına bayıldık. Domuzuna güzel bir karttı. O kart için, Ülkü'yle haber saldım sana. Dr. Ülkü Ankara’ya gidiyordu. Selamlarımızı telefonda ilettik kendisine.
Bugün Cumhuriyet Hafta'nın 10-16 Mayıs sayısı geldi. Senin Tezgâh' başlıklı yazını okuduk. On üzerinden yüz alması gereken bir yazı. İçimizden kutladık seni. Sevgi ile kulaklarını çınlattık uzun uzun.
Bir pürüz çıkmazsa ekimde iki aylığına gelmek istiyoruz. Ankara'da seni doyasıya kucaklayacağız.
Hoşça kal. Remzi İnanç’a, Hafit Çelenk’e sevgilerimizi ilet.
Gözlerinden öpüyoruz. Kalemine bereket.
Not: Cumhuriyet Hafta'yı, “Kitap” eksiz yollamaya başladılar. Bir de çok geç yolluyorlar. Ne hikmettir anlamadık gitti.'’
Domuz yazılan gerçekten etkili olmuştu. Bir okur da mektubunun altına tek satırlık şu notu düşmüştü:
“Ondan kurban da olur mu abi?"
Domuzlu bayram kartından, eski arkadaşım Hasan Pulur'a da yollamıştım. “Milliyet" kartının arkasına şunları yazmış Hasan:
“Sevgili Ekmekçi,
Bayram kartına ve kutlamana geç cevap verdiğim için beni mazur gör...
Özellikle kartına iliştirdiğin 'biraderinin' suretine çok teşekkür ederim; ne kadar da sana benziyor...
Eee, ne demişler? Kandır, çeker demişler...
Gözlerinden öperim- Hasan Pulur”
Belli ki Hasan Pulur'u çok kızdırmışım! Kızıp kızmamak arasında da ikircikli kalmış. Domuz fotoğrafını görünce, güya benim ona, “Sen domuzsun, al işte!" dernek istediğimi düşünmüş. Ben, Hasan Pulur'a hiç domuz der miyim? Yanlış anlamış! Sonra, domuzu ne denli sevdiğimi Hasancığım bilmez mi? Kimseden böyle bir tepki gelmedi! Aşkolsun Hasancığım! Bu bayram, domuzlu kartım yoktu, yollayamadım. İşte, Kurban bayramı da geldi geçti; kimler et yedi, kimler yemedi hiç düşündünüz mü? Çocuklar nasıl, neyle besleniyorlar? Nâzım’ın dizeleri geliyor usuma:
“Açsınız/Et ile ekmek ile beslenmeye muhtaçsınız.”
* * *
Bağnazlarla nasıl başa çıkacağız? Haber, Cumhuriyet'te bayram öncesi, arife günü çıktı. Güneş Gürson'un haberine göre Bilkent Üniversitesi'nde bilgisayar bölümünü bitiren “türbanlı" öğrenci Zehra Kök'ü, YÖK Başkanı Doğramacı öperek kutlamış. Kız öğrenci buna tepki, gösteriyor, şöyle diyor:
Hoca'nın yaptığı fetva vermek gibi oluyor. Böyle bir şeyin İslamda yeri olduğunu da sanmıyorum. Hocanın yaşı fazla olduğu için hoş görülebilir...
Ankara'nın göbeğinde “K” ortaokulunda, öğretmene derste öğrenciler "yağmurun nasıl yağdığını” sordular, öğretmen, bulutların yükselerek soğumasıyla yağmurun oluştuğunu söyledi, öğrencilerden kimi ise;
Yağmuru Allah yağdırıyor Öğretmenim! diyorlardı, öğretmen!
Ne Allahı oğlum, yağmur fiziksel bir olaydır, anlattığım koşullarda yağar... yanıtını verdi.
Öğrenciler, velilerine, veliler okul müdürüne başvurdular:
Sizin öğretmeniniz, yağmuru Allah'ın yağdırmadığını söylemiş!
Okul Müdürü, öğretmeni çağırdı, öğrencilerin, velilerin önünde şöyle dedi:
Seni ayaklarımın altına alırım! Eşek, namussuz herif, defol!..
Yine Ankara'da, adı bende saklı bir okulda, din kültürü öğretmeni, derslerinde, öğrencilere okul tuvaletlerinde aptes aldırarak sıraların üzerine çıkarıp namaz kıldırıyor, öğrenciler “türban" takmaya özendiriliyor. Bu okulda 1990-1991 öğretim yılı yaz dönemi dışardan bitirme ve beklemeli din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin sınav sorularını getirdi bir öğrenci. Sınav sorularından kimileri şöyle:
“(Orta III. sınıf için): 1- Hazret-i Peygamberimizin a) dedesinin b) babasının c) annesinin d) sütannesinin adlarını yazınız.
2- Papaz Bahira, Ebu Talib'e niçin Hz. Muhammed'i Şam'a götürmemesini tavsiye etmiştir? 3- Hz. Peygamberimizin kız ve erkek çocuklarının adlarını yazınız. 4- İlk Müslümanlar kimlerdir? Adlarını yazınız. 6- Hicret olayı nedir? Niçin olmuştur? 6- Medine döneminde Hz. Peygamberimiz müşriklerle hangi savaştan yapmıştır? 7- Gusül aptesi alması gereken (cünüp) bir kimse hangi işleri yapamaz? 8- Yolcular için namazda ne gibi kolaylıklar vardır? Yazınız. 9- Dinimizce kutsal sayılan Kandil gecelerinin isimlerini yazınız. 10- Türklerin İslamiyetten önceki dinleri nasıldı? Açıklayınız.
(Orta II. Sınıf): 1- Tabiattaki varlıklara bakarak Allahın var ve bir olduğunu nasıl anlayabiliriz? 2- Meleklerin ortak özelliklerini yazınız. 3- Dört büyük kitabı ve hangi peygamberlere gönderildiğini yazınız. 5- Ahirete inanmanın bu dünyada insana ne gibi faydalan vardır? Kısaca açıklayınız. 6- Kaza ve kader nedir? Kısaca açıklayınız. 7- Tevekkül nedir? Açıklayınız. 8- Tarihte kurulan Müslüman Türk devletlerini yazınız. 9- İmam-ı Azam Ebu Hanife kimdir? Yazınız. 10- Gusül (boy) aptesinin farzlarım yazınız."
Birinci sınıfa sorulan sorular da bunların benzeri... Çocuklarımız nasıl yetiştiriliyor? Ülke, tam bir yobazlığın, bağnazlığın kucağına atılıyor. Bir Köy Enstitülerini, bir de bugünkü okullar düşünün, karşılaştırın...