Cinayetler Zinciri...

Uzun süredir bekliyordum, demek Cumhuriyet’in “trafik"le ilgili ekleri, '‘Oto-Yaşam" adıyla bugün çıkmaya başlıyor. Mutfakta neler hazırlandı bilmiyorum, ancak mutfağa gidenleri ucundan, kıyısından gözledim. Epeyi oluyor, Ahmet Korulsan Ankara'ya bunun için gelmişti. Trafik konusunda İçişleri Bakanı Ali Tanrıyar’la görüşecekti. Bakanlığa birlikte gittik. Ancak, bu konunun ustası da, uzmanı da Emniyet Genel Müdürü Fahri Görgülü'ydü. Bakanlığın Basın Danışmanı Hayat İlhan, bizi Görgülü’ye götürdü. On beş, yirmi dakika görüşeceğimizi sanıyordum; genel müdürle toplantı üç, dört saati buldu. Yemek saati geçti, Hayat İlhan zaman zaman sandalyesinde kıpırdıyor, o değilden Korulsan’ın soruları kısa kesmesini diliyor, gözleriyle sanki yalvarıyor. Korulsan, gelmişken genel müdürü bu konuda iyice sağmaya kararlı... İçimden:
Bre Korulsan, yeteri diyeceğim geliyor. Fahri Görgülü’nün sabrına şaşıyorum...
O da, böyle meraklı birini yakalamışken, ne var ne yoksa anlatayım, düşüncesinde anlaşılan...
Yeni Trafik Yasası mı, Korulsan’ın çantasında. Birini de bana veriyor Ahmet Korulsan. Belli, Ankara'ya gelmeden hazırlanmış. Uykusu gelen Hayat İlhan'ın da uykusunu birazcık açmak için, araya girdiğim oluyor: Genel Müdüre:
Efendim, bu bayan trafik polisleri olayı çok iyi, kim düşündüyse iyi düşünmüş vallahi! diyorum. Kanımca bu, 12 Eylül'ün en iyi işlerinden biri...
Ahmet Korulsan o kanıda değil, İstanbul’da pek başarılı olmadığını söylüyor. Genel Müdür Fahri Görgülü, bilgi veriyor:
Başlangıçta yadırgandı ya, sonra alışıldı. Kafamdaki soruyu yapıştırıyorum:
Efendim, bizim şoförleri bilirsiniz, bayan trafik polisini pek ciddiye almak istemezler, bıçkın olanları hani yanlarına yaklaşıp: "Haydi abla, nöbetin bittiyse biraz gezelim" ne deyiverirler. Bu konuda yakınmalar geliyor mu size?
Öyle bir şey yokmuş. Hatta, bayan trafik polislerine şoförler daha ince davranmak zorunda kalıyorlarmış. Pek kimse bilmiyormuş, ama yollarda gördüğümüz bayan trafik polisleri iyi eğitilmişler; örneğin, bir şoför maraza mı çıkarmak istedi, hemen onu arabasından indirip, bileğini büküp yere yıkacak yetenekteymişler...
Anne, dedim içimden, Fahri Görgülü anlatıyordu:
Yalnız bir sıkıntımız, bayan polislerin lojmanları konusunda çıktı. Onları nerede yatıracaktık? İstanbul'da arkadaşlar, “Efendim, yarın biri bir bayan polisi kaçırır, adı kız kaçırma değil, polis kaçırıldı olur!" dediler. Bunun üzerine, onları bir yurtta topladık. Zamanla hepsini lojmanlara alacağız...
Ahmet Korulsan’ın "Oto-Yaşam" çalışması böyle geçiyordu. Yazılar, çıktı çıkıyor derken Selahattin Güler, Ali Alakuş, Selahattin’in eşi Sevgi Güler, polis memuru Okan Okan bir trafik cinayetinde yaşamlarını yitirmezler mi?
Haydi, bulun bakalım bir söz de söyleyin!