Çanak, Çömlek Patladı..

Yalova'da tatilini geçiren bir arkadaşımdan mektup aldım. Kısaca şöyle diyor mektupta: «Bilirsin. Karamürsel'de Amerika'nın en büyük haberleşme üssü var. Üssün kapatıldığı ilan edildi. Oysa her gün, Amerikan nakliye uçakları inip kalkıyor. Ayrıca, üstte bulunan özel radyoları -KCFR kısaltılmış ismidir- 15,90 üzerinden sabahtan akşama yayına devam ediyor. Bilgin olsun diye sana yazdım. Gelince görüşürüz, selam.»
Arkadaşımın mektubuna bakılırsa, üsler şakır şakır çalışıyor. Amerika'nın üsteki adamlarını geri çekmeyişinin yahut çekmek istemeyişinin bir nedeni de belki de gizli gizli çalıştırmak. CHP Genel Başkanı Ecevit de basın toplantısında değindi buna.
Bizim kapıcı Ziya söyledi geçen gün:
— Üsleri durdurdum, diyor Süleyman Bey ama essahtan durdurdu mu bakalım?
Kapıcı Ziya bilmektedir, Türkiye'de yeni bir durumun doğması gerektiğini. Amerika ambargo koydu, parasını ödediğimiz silahları vermedi, hükümet buna karşılık üsleri durdurma kararı aldı. Süleyman Bey'in de belirttiği gibi, artık bunun dönüşü yok. Üsler eski üsler olamaz. Süleyman Bey, Helsinki dönüşünde Bakanlar Kurulu'nda da açıkladı...
Sokaktaki, balkondaki vatandaşın bir başına kaldığı zamanki düşüncesi, bu kadar da değil. Daha da düşünüyor. Bundan sonra ne olacak? Bundan sonra ne yapacak, ne yapabilir Amerika? Prof. Sadun Aren'le konuşuyordum, o söyledi:
— Gerald Ford'un, Kissinger'in Amerikan Temsilciler Meclisinden çok farklı düşündüklerini sanmak yanlış olur. Haydi, Amerikan Temsilciler Meclisine söz geçiremediler, Avrupa'ya da mı geçiremiyorlar? Ya çeşitli yardım kuruluşlarına?
Dünya Bankasının Başkan'ı Mc Namara, Amerikan eski Milli Savunma Bakanı, Dünya Bankası da mırın kırın etmekte, iş yardıma gelince, Afşin projesi için koşullarını iyi biliyorum.
Anlaşılan, Amerika Türkiye'ye ambargo koymakla kalmayacak, belki aklı sıra başka tedbirler ve baskılar da düşünebilecektir. Bunlar neler olabilir? Türkiye'de aydınların kafa yordukları sorulardan biri de bu.
Öyle görünüyor ki Amerika, Türkiye'deki Amerikancılara çok çok güvenmekte. Baskıyı arttırırsa bile, Türk kent soylusunun buna dayanamayacağını, boyun eğeceğini tasarlıyor. Amerika bunu sağlayabilir mi?
1955 yıllarıydı, Dünya Bankasından Dünya Bankası Genel Müdürü Eugen Black'in önsöz yazdığı bir raporu da eline alan «Barker» heyeti Türkiye'ye gelip zamanın Başbakanı Adnan Menderes'i ziyaret etmek istedi. Rapor, baştan sona Türkleri uydu yapmak için hazırlanmıştı denilebilir. Büyük baraj projelerinin durdurulması öneriliyordu bu raporda. Türkiye ayağını yorganına göre uzatmalıydı, filan. Sarıyar Barajı hadi, başlandığı için bitirilmeli, ama böyle işlere bir daha ölçüp biçmeden girmemeliydi Türkiye...
— Türkiye, çanak çömlek yapmalı...
Raporun özeti buydu aşağı yukarı.
Neyse, heyet Menderes'le görüşmek isteyince kovdu Menderes «Barker» heyetini Kabul etmedi.
Aradan yirmi yıla yakın süre geçti. Türk halkındaki bilinçlenmenin farkında olmayanlar, bugüne nasıl gelindiğini bilemezler.
Anadolu’nun her köyünde çocukların oynadıkları «çanak çömlek patladı» oyununu bilir misiniz?