Bosnalı sürgün Muhammed Çengiç. Bosna'nın sorunları ile ilgili olarak gerçekten karamsardır. Bir yandan da sayrıdır, acıları var. Izzetbegoviç'in tek adam durumunda görünmesi. Muhammed Çengiç’i kara kara düşündürüyor. Şöyle diyor:
Şimdi, Bosna 'da Alia Izzetbegoviç siz hiçbir şey çözümlenemez bir durum var. Geçenlerde TV’de, Bosna 'ya gönderilen yardımlarla ilgili bir program seyrettim. Herkes, Izzetbegoviç’in eline veriyorduk, Izetbegoviç'e gönderdik’ diyor madem ki, Bosna'da bir hükümet var, bu konu ile ilgilenen bir birim de olmalı. Örneğin, şimdi Izzetbegoviç'in eşi de yardım topluyor; bu yardımlar nereye gidiyor? Kim denetliyor? Izzetbegoviç'in eşi, onun eşidir, politikacı değildir. Kabile değiliz biz, bir ulusuz. Hükümetin değişik birimleri, her çeşit oluşumları, örgütleri var, düzenleme gerekli. Türkiye'de hiçbir partide, Izzetbegoviç 'in eşini böyle şeylerin içine çekmemelidir.
Yani?
Yani, kullanıyorlar. Mitinglerde konuşturuyorlar, onu sadece politikacılar yapar. Cumhurbaşkanı 'nın eşi yapmamalı!
Peki, Bosna sorunu nasıl çözümlenebilir?
Şimdi sorun, “Bosna sorunu nasıl çözülebilir?” Izzetbegoviç, “Dünyanın en büyük sorunu, Bosna sorununu çözmektir” diyor. Demek ki, Izzetbegoviç, sorunu nasıl çözümleyeceğini bilmiyor. Birleşmiş Milletler ‘in, Avrupa Konseyi'nin, değişik Avrupa ve dünya organizasyonla- rının önerdikleri her öneriyi kabul etti, Sırplar ise hiçbir zaman kabul etmediler. Her görüşmeden sonra Sırplar, bir ödün daha alıyorlar. Bir dolu barış görüşmesi yapıldı. Her görüşmeden sonra, Boşnaklar bir şey yitiriyorlar. Bu yüzden, Türkiye'ye ilk geldiğimde, gıda, maddi yardımların dışında, siyasal açıdan yardım istedim. Politik yardım istedim Türk hükümetinden. Çok genç ve çok deneyimsiz politikacılardık. Türkiye ’nin siyasal açıdan yardım etmesini istiyordum, bu gerekiyordu. (İçimden, "İsmet Paşa olmalıydı, size en iyi yardımı yapardı" diye geçirdim.)
Nasıl siyasal yardım?
Örneğin, önerileri biz kabul ediyoruz, Sırplar kabul etmiyor. Bize, Türk yetkililerin yol göstermesini istedik. Yani, biz çok deneyimsizdik, bilmiyorduk. Bizim kabul ettiğimiz plan için bir garanti vermeleri gerekirdi, bunun gerçekleştirileceğine ilişkin. Türkiye 'den öneriler istedik. Bize kim yardım edebilirdi bu konuda? Kim garanti verebilir bize? Yardımların gerçekleşeceği üstüne ya da "Planı kabul edelim ya da etmeyelim’ diye öneriler...
-Anladım!
Sence bu, ilaç, gıda yardımından daha önemli bir yardım olacaktı, örneğin Sırbistan'a, Rusya ile Yunanistan sürekli öğütler veriyor, “Şöyle yapın, böyle yapın” diye. Sırpların bir durumu vardı, Yunanlılar hemen toplantı yaptılar Atina'da. Sırplar, bu temas gruplarından olumsuz bir şeyler çıkacağını sezdiklerinde, hemen Ruslar devreye giriyor. Bizi böyle güçlü destekleyecek hiç kimsemiz yoktu. Rusya’nın Sırpları desteklediği gibi, ben Türkiye ’nin yanımızda olmasını istiyordum. Düşünüyordum. Bu gerekliydi. Çünkü çok sayıda Boşnak Türkiye 'de yaşıyor, aramızda sadece din bağı yok, aile bağlarımız, kan bağlarımız var. Deneyim açısından Türk diplomasisi bence yüksek düzeydedir. Bunu Türkiye mi istemedi, Bosna mı istemedi, nedenini bilmiyorum. Ama, siyasal destek gelmedi, düşünce desteği gelmedi.
Türkiye, Rusya. Avusturya’dan oluşan bir üçlünün Bosna'yı korumasına alması gerektiğini söylemiştiniz. Sonra “Yalnız başına Avusturya da olabilir” dediniz. Ona ilişkin geliştirdiğiniz yeni düşünceniz var mı?
Avusturyalılar, 1878’de Bosna'ya gelince, kendi siyaset sistemlerini bizim hükümete getirdiler. Avusturya'nın yaşam biçimi orada neyse, bize de aynı biçimde aktardılar. Herkese aynı, milliyetçi ayrılıklar yoktu onların döneminde. Bugün de böyle bir şeyin gelmesi gerekiyor. Üç ulusa da aynı hak, tek yasa, tek kararla Sırplar, Hırvatlar, Boşnaklar aynı olacak. Avusturya'yı düşünüyorum, çünkü demokrasisi yüksek bir düzeyde. Türkiye’yi de, Türkiye laik bir ülke olduğu için isterdim. Ruslarsız bir şey yapılamayacağını bildiğim için, ben bu yüzden Rusların da devreye girmesini istedim. Üç ulus bir arada yaşamadan savaşın sonu gelmez. Kesinlikle birlikte yaşamalar gerekiyor.
Bir şey daha: Bizim konuşmalarımızla ilgili yankılar geldi mi? Özellikle Bosna’dan...
Yok, Boşnaklar pek Türkçe bilmiyorlar. Türklerle fazla ilişkim olmadığı için...
Evet, başka ne diyeceksiniz çözüm için?
Belki de Bosna’nın Avrupa Birliği’ne (AB) girmesi iyi olur. Avrupa Birliği yasalarının, kurallarının, neyse, Bosna ’da da uygulanması gerekir. Belki de bu, iyi bir düşünce olabilir. Bosna sorununun çözümü için. Bence, o yolla da bu sorunlar çözülebilir.
Türk basınından, gazetecilerden sizi arayanlar oluyor mu?
Yok, çünkü yeni taşındım buraya, telefonumu kimse bilmiyor!