Beşikçi Neden Çıkamıyor? (1)

İsmail Beşikçi’nin yapıtlarını yayımlayan “Yurt Kitap" Yayınları yöneticisi Ünsal Öztürk, cezaevinden çıktı; çıkar çıkmaz da Cumhuriyet bürosuna geldi, konuştuk. Ünsal Öztürk'ün cezaevinden çıkışı, -kendi anlatımına göre-geçici. Çünkü milyarlık para cezalarını ödeyemeyeceği için çok geçmeden yine cezaevine girecek. Ünsal Öztürk’ten önce, İsmail Beşikçi'yi soruyorum:
İsmail Beşikçi ne zamandan beri içeride?
Son girişi 13 Kasım 1993; daha önceleri de var; ortalama 13 yıl cezaevinde kaldı, diyebiliriz. Tabii, cezaevlerine giriş bir defada olmuyor, değişik zamanlarda cezaevinde kaldı hoca; şimdi de cezaevinde. Son olarak Özgür Ülke gazetesinde yayımlanan bir yazısından dolayı girdi. Peş peşe birçok yazı, kitap, konuşmalar.. 3O'u geçmişti Yargıtay'da onaylanan cezaları. Ayrı ayrı 40 davaya yaklaşmıştı. Son yapılan hesaplara göre 200 yılı geçmekteydi hapis cezaları, para cezaları da var biliyorsunuz...
Ne kadar tutar para cezaları?
6 milyar filan gibi bir rakama vardı.
8. madde dolayısıyla DGM'nin indiriminden sonra ne oldu? Ondan yararlanıyor mu İsmail Beşikçi?
Terörle Mücadele Yasası’nda bir değişiklik istendi, daha çok Avrupa'nın isteğiydi: “Terörle Mücadele Yasası'nı kaldırın, Gümrük Birliği'ne girmeniz için, gerekenlerden birisi budur!” Birisi de örneğin DEP'li milletvekillerinin salıverilmesiydi. Şimdi, bizim yöneticilerimiz: "Biz. Avrupalılar, yabancılar istediği için demokratik adımlar atmayız, halkımız istediği için atarız” dediler.
Böyle tartışmalar oldu; daha sonra 8. maddede bir değişiklik yapıldı, “hangi yöntem ve maksatla olursa olsun” tümcesi yasadan çıkarıIdı. 8'in 1. fıkrası bu biçimde bir değişikliğe uğradı. Normal olarak suçun tanımında değişiklik oldu. Bu, şu anlama geliyor: Değişiklikten önceki bütün davaların düşürülmesi gerekir. Hukukçular da aynı görüşteler. Örneğin Çetin Özek, kamuoyuna bunu açıkladı. Bizim davalarımızda düşme söz konusu olmadı...
Nasıl yani?
Şu şekilde, daha önce Terörle Mücadele Yasası. 2-6 yıl arasında hapis cezası, 50-100 milyon liraya kadar para cezası veriyordu. Şimdi ise bu, 2-5 yıl arasında hapis. 1-3 yıl arasındaki hapse dönüştürüldü. Ama para cezası arttırıldı, 100-300 milyon lira para cezasına çıkarıldı.
Şimdi, İsmail Beşikçi çağrılıyor DGM’ye, diyelim ki bir kitaptan, birlikte çağrılıyoruz zaten; diyelim “Bir Aydın, Bir Örgütle Kürt Sorunu” kitabından çağrılıyoruz. Yargıçlar, bizim düşüncelerimizi soruyor, biz de normal olarak: “8. maddede bir değişiklik yapıldığını, bu değişikliğin düşünceyi suç olmaktan çıkarmadığını, insanların düşüncelerinden dolayı bundan sonra da yargılanacaklarını” söylüyoruz, yargıçlar dinliyorlar, sonra Beşikçi'ye diyorlar ki:
“Senin cezanı daha önce iki yıl olarak vermiştik, bunu bir yıl olarak değiştiriyoruz, daha önce sana 100 milyon lira ağır para cezası vermiştik, 100 milyon lira cezayı aynen veriyoruz. Yargıtay yolun açıktır ” bu biçimde söylüyorlar. Bana da diyorlar ki.
“Ünsal Öztürk, sana da altı ay hapis, 50 milyon lira para cezası vermiştik. Altı aylık hapsi, kısa süreli bir ceza olduğu için 900 bin lira para cezasına çeviriyoruz; böylece senin 50 milyon 900 bin lira cezan var."
Bir de diyorlar ki: "Siz suç işlemekte ısrar ediyorsunuz, onun için para cezasını ertelemiyoruz, tecil etmiyoruz, bu cezalarınızı çekeceksiniz."
Yani, birimiz düşünce üretmişiz, birimiz kitap yayımlamışız. Onlara (yargıçlara) göre suç oluyor, biz suç işlediğimizi sanmıyoruz. Düşünce ya da kitap yayımlamak suç değildir. Tabii, İsmail Beşikçi’nin yüzden fazla davası olduğu için her birinden bir yıl hapis verseler, zaten yüz yıl ediyor. Bir de bunun para cezaları var, bu büyük rakam tutuyor...
Senin durumun nedir?
Benim de hocamdan aşağı kalır bir yanım yok. Benim 60'tan fazla davam var; her birinden 50 milyon 900 bin TL ceza verdiklerini düşünün, o da 3 milyar 54 milyon TL tutuyor.
Şeninkini paraya çeviriyor değil mi?
Paraya çeviriyor ama ertelemiyor. Suç işlemekte ısrarlıymışım ben de kitap yayımlayarak...
Bir de beni yazıişleri müdürü gibi kabul ediyorlar. Mustafa Abi, şöyle: Terörle Mücadele Yasası (TMY) 12 Nisan 1991’de kabul edildiğinde, yayıncı en çok satan günlük gazetenin bir önceki ay ortalama satış tutarının yüzde doksanına dek para cezası veriyorlardı, o da milyarlar tutuyordu. O zaman SHP, Terörle Mücadele Yasası’nın bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Bunun içinde benim durumumla ilgili bölüm de vardı. Anayasa Mahkemesi, yayımcılarla ilgili bölümü iptal etti, çıkardı yasadan. Ve Terörle Mücadele Yasası’nın 6., 7., 8. maddelerinin son fıkralarında sadece gazetelerin sahipleri ve gazetelerin sorumlu müdürleri kaldı. Kitap yayımcısı kalmadı. Ankara'da görülen davalarda, 1. No'lu DGM, benim hakkımda hüküm kurmadı. Çünkü, Anayasa Mahkemesi iptal ettikten sonra Terörle Mücadele Yasası'nda benimle ilgili suç maddesi kalmadı. Ama Yargıtay 9. Ceza Dairesi. “Yayıncı, sorumlu müdür kabul edilmek durumundadır” diyor. Yargıtay bunu kıyas yoluyla, yorum yoluyla yaptı. Ve DGM’lere dayattı, önerdi. DGM'ler de bu tür cezalar verdi. TMY'nin son değişikliğinden sonra benimle yanı yayıncı ile ilgili hüküm var. 8. maddenin 3 fıkrasına konmuş bu. Suç tanımı şimdi var. Ama eskiden 6., 7., 8. maddelerin son fıkralarında yayıncı ile ilgili bir suç tanımı yoktu. Yargıtay, kıyas, yorum yaptı. Hukuka göre kıyas yorum yapılamaz!