Azınlık İktidarı...

Erhan Karaesmen'i, 1973 seçimleri gecesi tanıdım sanıyorum. Daha önceleri görmüşlüğüm olabilir, asıl o gece tanıdım. Seçim sandıklarının açılmasına yakın, yanında bir ya da iki gençle gelmişti, kendini tanıttı:
Ben dedi, ODTÜ'de öğretim üyesiyim. Seçim sandıklarından gelen bilgilen, bilimsel yöntemlerle değerlendirip, sağlıklı bir biçimde sonuçları verebilmek için size yardımcı olmak istiyorum! Bunlar da yardımcılarım...
Yeni Ortam gazetesindeydim. Onlar daha önce CHP Genel Merkezi'ne gitmişler, genel merkezde "Bizim tahminlerde bulunacak uzmanlarımız çok" yanıtını alıp çıkmışlardı.
Hay hay! yanıtını verdim. Buyurun, şu masa sizin, çalışın...
Gelen bilgileri onlara veriyorduk, parasız çalışacak danışmanlar, uzmanlar bulmuştuk. İşlerini zevk için yapıyorlardı. O gece, en sağlıklı sonuçları bulmuşlardı. Ecevit, iktidara geliyordu. Bir ara, kim getirdiyse şampanya getirmişti gazeteye. Şampanyaları içerken, Ecevit’in olduğu yerden aradılar, ne yapıyoruz diye…
Şampanya içiyoruz! dedim. Sözlerimi Ecevit’e aktarıyorlardı:
Şampanya içiyorlarmış! Onların daha kazandıklarından haberleri yok muydu?
Erhan Karaesmen, sonraları -bir süre- Ecevit’e oldukça yakın oldu, danışmanlık etti. Cumhuriyette, geçmiş seçimlerle ilgili yorumları, incelemeleri çıktı...
Bu seçimlerle ilgili olarak, Erhan Karaesmen'in düşüncelerini öğrenmek istiyordum. Seçim sonuçlarını nasıl değerlendiriyordu? Asıl soracağım ise, 1983 seçimlerinde MDP'nın aldığı yüzde 23.2'lik oy nereye gitmişti? Bu nasıl değerlendirilecekti? Geçen yıllarda ağır bir trafik kazası geçiren Erhan Karaesmen, sonra ağır bir kalp krizi geçirdi. Şimdi iyi, aradığımda kırmadı, soruma şu karşılığı verdi:
Dikkatlerin, DSP'nin SHP'yi çelmelemesi olgusuna çok fazla dönüşmesi dolayısıyla, toplam sağ ve sol oylardaki gelişme üzerinde yeterince durulamadı. Oysa, sayıca küçük, fakat anlamlı bazı değişiklikler ortaya çıktı. Bu, ilginç ipuçları veriyor. Toplam sol, 1983'e göre yüzde ikiye yakın bir sıçramayla ilerleme kaydetti. Ayrıca, 1979 senato ve milletvekili ara seçimlerinin gösterdiği tabloya göre de, yüzde üçü aşan bir ilerleme var. Bu, solun bölünmüşlüğüne ve dağınıklığına karşın, son yılların toplumsal tepkisi olarak yine de solda oyların küçük miktarda da olsa arttığını gösteriyor. Toplam sağ oylar ise 1983’ten bu yana yüzde 1.5 düzeyinde bir azalma kaydediyor.
Ayrıca, 1970lerde sandık başına gitmeyen, dolayısıyla politikayla hiç ilgilenmediği düşünülebilecek bir kesim cezai yaptırımlar ürküntüsüyle, 1980'lerde oy kullanmaya başladı. Öncelere dayalı hiçbir politik duyarlığa sahip olmayan bu kesimin çoğunlukla sağ partileri destekleyeceği düşünüldüğünde sol oylardaki bu yüzde 2 gibi küçük görülen artışın, aslında önemlice bir toplumsal duyarlığı yansıttığını söyleyebiliriz...
Toplam sağ ve sol oyların 40 yıllık yaşamındaki değişikliğe göz atıldığında, 1987'nin manzarası, 1969 ile 1973 arası değişik manzarasına, o tarihlerdeki CGP’in bölmesinden dolayı ortaya çıkan manzaraya, ölçeği farklı olmakla birlikte, bir hayli benziyor. Bu, aslında tarihsel gelişme çizgisi yönünden iyimserliğe sevkeden bir sonuç. 1990’lara doğru sol oylarda kaçınılmaz bir artış olacağı söylenebilir...
Şimdi, senin merak ettiğin bölüme geliyorum ki, herkes merak edebilir; 1983’ten bu yana partilerin sağ veya sol olsun, aralarındaki muhtemel oy kaymalarına gelince, ANAP’tan büyük kentlerde sola doğru bir miktar kayma olduğu gözleniyor. Yine ANAP’tan, güneyde, Güney Ege ve Akdeniz bölgelerinde DYP’ye doğru aşikâr bir kayma söz konusu. Refah Partisi’nin güçlü olduğu yerlerde, hem ANAP'tan, hem MDP'den oy aldığı anlaşılıyor. Buna göre, MDP'nın oyları, sanıldığı gibi tümüyle DYP'ye gitmemiş. Karışık bir bölünme mekanizması içinde kısmen ANAP’ı da beslemiştir. ANAP böylece, kaptırdığı oyların kısmi telafisini yapabildi. MDP oylarının, Doğu Anadolu'daki dağılımından örneğin ANAP'ın büyük kârla çıktığı gözleniyor. MDP oyları büyük kentlerde daha sınırlı da olsa (İzmir'de ciddi biçimde var) ANAP'a kaymış. Bu İzmir'de daha çok gözleniyor. Bu sayededir ki, SHP'ye olan kayışların telafisine yardımcı olduğu söylenebilir. İzmir kent merkezinde, seçimlen ANAP'ın kazanmış olması, aslında çok manidar. Karşıyaka dışındaki bölge bur- da, ANAP'ın sola, biraz da DYP'ye kaptırdığı oyların yerine, MDP tabanından geniş bir destek sağladığını gösterir.
MDP oyları ANAP’a geldiğine göre, ANAP'ın aldığı yüzde 36 oyun ne kadarı MDP oyudur?
O, bölge bölge değişir. Ben sana onu anlatmaya çalıştım aslında. Onu, üç beş gün sonra söyleyebilirim, belki bir hafta sonra...
MDP'nin 1983 seçimlerinde oyu yüzde 23 olduğuna göre, bunun ne kadarı ANAP’a kaymıştır?
Sözünü ettiğim Doğu Anadolu'da ve İzmir başta olmak üzere, büyük kentlerde yarısının ANAP'a gittiği düşünülebilir.
O zaman ‘ANAP'ın kendi çekirdek oyları yüzde 25'i aşmıyor' diyebilir miyim?
Yok, yüzde 25 deme, en azından benim ağzımdan deme. Yüzde 30'un altında diyebilirsin!
Erhan Karaesmen'le söyleşimiz, burada bitti. Erhan Karaesmen'in dediği gibi, 1983’teki yüzde 23’lük MDP oyları 1987'de yüzde 36'lık ANAP'a, yüzde 19-20'lık DYP'ye, yüzde 7'lik Refah Partisi'ne, yüzde 3'lük Türkeş'in partisine gitmişti. DYP'nin, RP'nin, Türkeş'in oyları toplamı yüzde 28-29'u buluyor, bunların toplamı MDP oyu olamaz ya ANAP’a gitti çoğu, bu besbelli! ANAP, 1983 seçimlerinde yüzde 45 oy almıştı. Şimdi yüzde 9 oy yitirerek yüzde 36'ya inmiş görünüyor. Bunun, haydi yüzde on demeyeyim yüzde sekizini de MDP oyu saysak oyu yüzde 28'e düşmüş demektir. ANAP, gerçekte -kendi oyu açısından- yüzde 28'le dünyanın en adaletsiz seçim yasasından da yararlanarak iktidar olmuş partidir. Baskılar yapıldığı, para dağıtıldığı söylentileri caba.