Fıkrayı, Avukat Nevzat Boztaş'ın bürosunda, Ağınlı ressam Zafer Gençaydın anlattı. Şöyle; Ağın'ın Hozakpur, yeni adıyla “Beyelması" adında bir köyü var. Bir de onun yakınında "Zabulbar" köyü. “Hozakpur"lu bir genç, "Zabulbar"a kes etmeye gider. Kes etmek, tarlalardan otları, yoncaları toplamak demek. Zabulbarlı biri bunu görür, kızar:
Ne yapıyorsun lan burda?
Amca, der genç, kes etmeye geldim. Hayvanlarımız aç!
Eline geçirdiği sopayla köylü, genci dövmeye girişir. Genç yalvarır:
Ne olur amca, beni dövme! Anama söyleyeyim, sana bir peşkir dokusun, abdestten sonra elini, yüzünü silersin!
Peki lan! der köylü, genci bırakır. Madem anan peşkir dokuyacakmış...
O yörelerde kadınlar, havlu yerine kullanılan peşkirleri dokurlarken, uçlarına kırmızı bir ilmik de atarlar, daha güzel, daha biçimli olsun diye...
Köylünün elinden kurtulan genç, epeyce uzaklaştıktan sonra bağırır:
Amcaaa, ucuna da kırmızı attıram mı?
Nevzat Boztaş’ın avukat yazıhanesi dedim ya, duvarlar silme tablolarla dolu. Konukların çoğunluğu ressam. Habib Aydoğdu, Yalçın Gökçebağ, Kemal Önsoy, Veysel Günay, Nuran - Tosun Terzioğlu, mimar Zekai Seren, Şekip Oğuz, Lüttiye Oğuz, Meclis Başkanı’nın özel Danışmanı Yüksel Germen, Ayşe Soyer, Selahattin Soyer, Önder Şenyapılı, Tansı Şenyapılı, ressam “Ramo", İzmir'e yerleşen Hüsamettin Ünsal oradalar, Yalçın Gökçebağ'la, Zekai Seren çalıp söylüyorlar...
4 mayıs cumartesi günü, "Evrensel”de ozan Ahmet Erhar’la, Adnan Satıcı’nın, "Motif Kitabevi"nde Mahmut Makal'la, A. Kemal Gözükara, "Dost”ta da Murathan Mungan'ın imza günleri vardı. Önce Evrensel’e uğrayıp gençlere başarılar diledim. Mahmut Makal'ın "Bizim Köy"ü ile "İşçinin Günlüğü"nü aldım. "Motif Kitabevi", Zafer Çarşısı’nın yanında yeni bir kitabeyi.
Alışılmış şeydir, Köy Enstitülüler, birlikte anılırlar. Talip Apaydın'ın da "Akan Sulara Karşı" adlı “öğretmenlik anıları" çıktı. Talip Apaydın’ın, kendine özgü biçemi, rahat bir yazısı var...
Daldan dala geçerken, Ahmet Say'ın yayımladığı "Müzik Ansiklopedisi"ni duyurmak isterim. Müzik bilgisi edinmek isteyenlerle, çocuklarını bu konuda eğitmek isteyenler ilgilenmeli "Müzik Ansiklopedisi"yle. Dördüncü sayısı çıktı. Yazışma adresi: İlkadım Sokak, 21/5 Gaziosmanpaşa / Ankara.
“Ayşe Abla”öldü. 1941’de "Radyo Çocuk Kulübü”nü kurmuş Ayşe Abla, daha sonra. “Çocuk Yuvası"nı, daha sonra da "Ayşe Abla İlkokulu"nu. Nusret Hızır’ın eşiydi. Radyodan ilk kıyıma uğratılıp, uzaklaştırılanlardan. Görüşüp, bir konuşma yapmak istiyordum, olmadı. Artık hiç görüşemeyeceğim.
Pazar günü akşam üstü. Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’nde Atatürk'ten bu yana gelmiş geçmiş Cumhurbaşkanlarının fotoğraflarından oluşan bir fotoğraf sergisi açıldı. Sergiyi, “Foto Muhabirleri Derneği" düzenlemişti. Cumhurbaşkanı Evren açtı sergiyi. Eski Cumhurbaşkanı Korutürk, Meclis Başkanı Karaduman, Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyesi Ersin, Devlet Bakanı Yılmaz, Bedrettin Demirel de vardılar.
Sergiyi gezerken, bir yerde, kendi resmimi de gördüm. Fotoğrafta 27 Mayıs Devrimi'nin önderi, dördüncü Cumhurbaşkanı Cemal "Aga", Senato Başkanı Ürgüplü, bir köşede de not alan kendimi görünce duygulandım. Saçlar kapkara, genç bir gazeteci. Mehmet Sürenkök'ün arşivinden alınmış. 1961'de çekilmiş olmalı...
Sergide, kırka yakın foto muhabirinin yıllar önce ve şimdilerde çektikleri fotoğraflar var. Mehmet Sürenkök'ün, Ara Güler'in, Ozan Sağdıç'ın, Yaşar Uçar'ın, Mustafa Türkyılmaz’ın fotoğrafları var. "Atatürk dönemi fotoğraflarını, Cemal Işıksel ile Bülent Giz’den almış olmalılar" diye düşündüm. Kurtuluş Savaşı fotoğraflarından birinde, Mustafa Kemal'in solunda Çerkez Ethem de var. İnönü dönemi fotoğraflarını gezerken. İnönü'nün yanındaki Kemal Satır'ı gösteren Evren:
Kemal Satır, dedi.
Resim, İnönü'nün Cumhurbaşkanlığı dönemi ile ilgili değil, CHP Genel Başkanlığı dönemi ile ilgili. Oysa, Cumhurbaşkanlığı dönemine ilişkin ne güzel fotoğrafları vardı Paşa'nın. Özellikle Köy Enstitüleri kurulurken.
Bayar döneminde, Menderes de görülüyor fotoğraflarda...
Dün 61 yaşını kutlayan Cumhuriyet'in, "Siyaset 85”inde, bir “Arşiv Konuşuyor" bölümü vardır, meraklılarına çok ilginç şeyler söyler.
Sergi öylesine düşündürücüydü. Gruplar içinde, eski Başbakanlardan Süleyman Bey'in, Bakanlardan Çağlayangil’in, Hasan Esat Işık'ın resimleri göze çarpıyordu. Gözüm, Ecevit’in resimlerini aradı, yok...
Evren, getirilen özel defteri yazıp imzaladı. Foto muhabirleri, Evren ve Korutürk'le resim çektirmek istediler. Evren:
Biz oturalım, siz de arkaya geçin, çektirelim... dedi.
Resimler çekilirken, Korutürk:
Her zaman çekerler, çektiklerinden bir tanesini göndermezler, getirip vermezler! dedi. Evren:
Arşive koyarlar... diye karşılık verdi. Sonra, foto muhabirlerini övdü:
Foto muhabirlerinin işi çok zor. Yakalamak için canla başla çalışıyorlar... diye ekledi. Beni gördü:
Köşe yazarları da, böyle bir sergi açsın Ekmekçi... dedi.
Korutürk, "Bunlar böyle kalmamalı, kitap olmalı" önerisinde bulundu. Evren, Necmettin Karaduman’a:
Bu, burada kalmasın, başka illeri de dolaşsın... dedi.
Serginin gezilmesinden sonra, "Camuzoğlu"nun hazırlattığı kokteylde, meyve suları içildi.
Foto muhabirlerinin sergisi, 14 mayısa dek açık kalacak.
8 Mayıs 1985, Cumhuriyet