Akıllı Gelinin öyküsü...
Eve dünürler gelecekmiş; anası, kızına:
Kızım, demiş, ben dünürü söze tutayım, sen yüzünü köze tut:
Kız yüzünü ocaktaki köze tutacak ki, yüzü allansın, dünürlere solgun görünmesin:
Dünürler gelmiş, ana onları söze tutarken, kız yüzünü köze tutmuş. Az sonra, anasına seslenmiş:
Ana, kızdım kızardım, geleyim mi?
Muammer Yüzbaşıoğlu'nun yeni yapıtları geldi. Lise, ortaokul öğrencilerine yardımcı ders kitapları niteliğinde, biri “Örneklerle Yazılı ve Sözlü Anlatım Bilgileri’’, öbürü “Türk ve Batı Edebiyatında Şairler Yazarlar’’. Yapıtta, kendi adımı da görünce, görücüye çıkmış gibi kızardım. Ozanlar arasında, sevdiklerimi aradım, örneğin bir Ali Yüce yok. Neden yok?
Yüzbaşıoğlu, “Ankara Notları" için şöyle demiş: “Ekmekçi’nin fıkralarını özgün, diye niteleyebiliriz. Fıkranın bilinen özelliklerinden ayrı biçimde, özdedir. Birbirinden kopuk, birbiriyle ilgisiz gibi görünen konular, aslında bir arada düşünüldüklerinde, bir bütünü oluşturmaktadır. Neyi anlatsa, açık olmadığı zamanlar satır aralarında, ülkemizin ve halkımızın çağdaşlaşması amacını gözetmektedir."
* * *
Geçen hafta Ankara, “Kent-Koop''un Ankara'sıydı. Kent-Koop, “Batı Kent Konut Üretim Yapı Kooperatifleri Birliği"nin kısa adı. Başkanı Murat Karayalçın. Toplantılar, Kent-Koop'un beşinci yılına girişi nedeniyle yapıldı. Konser, film gösterisi, kokteyller, spor gösterileri ile tam bir şenlik havası yaşandı. Bu hafta ile ilgili olarak Murat Karayalçın'la konuştum, şöyle dedi:
Kent-Koop, 17'Ekim 1979'da kuruldu. İnşaata başlamamızın da üçüncü yılı, inşaata 1981 ağustosunda başlamıştık. Nereden nereye geldik, size üç gösterge vereyim: Kent-Koop, 123 ortakla 13 kooperatif kurmuştu, kurulduğumuz gün. Ben de o zaman müsteşar yardımcısıydım, "Memurlar Kooperatifi"ni kurmuştum. Bugün 88 kooperatifimiz var, üye sayımız da 22 bin dolaylarında. Mali varlıkları göz önünde tutarak bir karşılaştırma yaparsak, 1979 yılı bilançosunu 455 bin lira olarak kapatmıştık. 1983 bilançosu, 16.9 milyar TL. olarak kapatıldı. Son mizanı daha almadım ama, bir yirmi milyarı aşmamız söz konusu. İnşaat açısından ise, herhalde en önemlisi odur diye düşünmemiz gerekiyor, üç yılda on üç bin konutun yapımına başladık, Batıkent'te, bu yıl sonu 14 bini aşacağız sanıyorum. Yarın, öbür gün üç-dört kooperatifimiz daha temel atıyor. 516 konutumuzu da, yerleşime açtık. Yani iki bin hemşerimiz Batıkent'te yaşıyor şimdi...
Batıkent'te on bin ağaç dikildi. ODTÜ’nün ağaçlanmasını yapan Alaattin Egemen'i danışman olarak aldılar. Gelecek yıllarda, daha büyük bir alan yerleşime açılmış olacağı için, yeni parklar hazırlanıyor.
Batıkent, 55 bin konut, üç yüz bin nüfusun yaşayacağı bir yer olacak. Türkiye'de ilk kez böyle bir kent kurulmakta. Hem de bunu, bir kooperatif, bir “sivil toplum" örgütü kuruyor. Murat Karayalçın şöyle sürdürüyor konuşmasını:
Biz yılda beş bin konutu inşaata sokabiliyoruz. Böyle bir güçlü kapasitemiz var. Bunun anlamı, düzenli bir kredi akışıyla, yılda beş bin konut üzerinden, bundan sonra yedi-sekiz yılda, bu kentin bitebileceği yolundadır.
Devletten, çeşitli hükümetlerden yardım görmüşler, ancak büyük ölçüde dış yardımlar almışlar. Demirel iktidarında mayıs 1980'de, Avrupa Konseyi İskân Fonu'ndan 28 milyon dolar, daha sonra Ulusu Hükümeti sırasında 46 milyon dolar, Özal Hükümeti sırasında, şimdi, 20 milyon dolarlık bir dış kredi söz konusu. Anlaşılan, projenin büyüklüğü oranında hükümetlerden sürekli destek görmüşler. Karayalçın, iç krediler konusunda da şunları söyledi:
İç kredilerin işleyişi, tabii özellikle geçen yıllarda sıkıntılıydı. İç kredileri 1985 yılından sonra değerlendirmek gerekiyor...
Murat Karayalçın, Kent-Koop’ta çalışanları unutmadı: Cumartesi akşamı çalışanları eşleriyle birlikte, Dedeman Oteli'ne yemeğe çağırdı.
***
Sıra akıllı gelinin öyküsüne geldi, o da şöyle: Bir köyde, başı sıkışan herkes, "akıllı gelin" dedikleri, geline başvururmuş. Bir gün, bir öküzün başı, küpe girmiş. Bir türlü çıkaramamışlar. Akıllı geline gitmişler, o:
Öküzün başını kesin; demiş, kesmişler...
Eeee, demişler, kestik ama, öküzün başı yine küpte kaldı!
Akıl vermiş, akıllı gelin:
Küpü kırın! demiş...
Akıl yerine, us sözcüğünü kullanmak isterdim ya, burada olmuyor. Turgut Bey, en iyi bildiğini söylediği ekonomik konularda da iyicene bodoslama gitmeye başladı. Gökova olayındaki tutumu, usa gelecek şey mi?
Sonu iyi gelir inşallah, ne diyelim? Turguy Bey, kılık değiştirip bir “tebdil" gezsin de, işçi, köylü, küçük memur ne diyor bir dinlesin...
22 Ekim 1984, Cumhuriyet