Yunak, Akşehir, Konya’da...

Geçen hafta cuma günü, masamda bir not buldum. SODEP İl Yönetim Kurulu üyesi Gül Köksal, o gün öğleyin “sosyal demokrat” bayanların Anadolu Kulübü'nde yemek yiyeceklerini, yemeğe Erdal İnönü'nün de katılıp bir konuşma yapacağını bildiriyor; beni de yemeğe çağırıyordu. Jülide Gülizar da çağrılıymış; birlikte gittik. Anadolu Kulübü'nün beşinci katındaki salondaydı yemek. Jale Candan, Sabiha Çaycı, kimi eski milletvekillerinin, SODEP yöneticilerinin eşleri de vardılar. Oldukça kalabalık. Her ayın ilk cuma öğlesi, burada toplanıp sorunları konuşurlarmış. Erdal Bey’le birlikte, Güler Tanyolaç, Birgen Keleş, Onur Kumbaracıbaşı da geldiler. ANKA'dan Müşerref Hekimoğlu'yla karşılıklı oturmaktayız. Hürriyet'ten Şefika Koymen yanımda...
Mustafa Abi, burada üç erkek var; Erdal Bey, Onur Bey, bir de siz! diyor Şefika Köymen muzip muzip..
Siyasal partiler artık “kadın kolları", "gençlik kolları" kuramıyorlar, onlar da "sosyal komite" adı altında çalışmalar yapıyorlar sezdiğim. Gecekondulara gidip, kadınlarla konuşuyorlar...
Erdal Bey, ilk kez böyle kalabalık bir bayanlar topluluğunda konuştuğunu söyledi. Onlara, SODEP'teki çalışmaları, gelişmeleri anlattı. Bana dönüp:
Aybastı'dan yeni haber var mı? diye sordu.
Merkez Karar Yönetim Kurulu toplantısına gideceği için yemeğin yarısında ayrıldı, Erdal Bey, bana da:
Sen keyfine bak: dedi, gitti...
Kaldım mı orada tek başına? Çok geçmeden ben de ayrıldım!.
Son günlerde Yazar olayı nedeniyle, DYP'de haberler yoğundu. SODEP kulislerinde ise sessizlik egemen. Ancak yarından sonra toplanacak “Küçük Kurultay"da, önemli bazı konular tartışılabilir sanıyorum. Bunların arasında "af" konusu da olabilir. "Hint Horozu” Erdal Bey’in af konusunda ısrarlı olduğunu çok kimse biliyordu. Küçük Kurultaydan çıkacak görüşler arasında “af” konusu da olur mu, olur. Yine burada, "solun birleşmesi" konusu da gündemde olabilir. "Sosyal demokrat bayanların yemeğinde, bir ara yanıma gelip tanışan, Diyarbakır Çüngüç ilçesi HP'li Belediye Başkanı Mehmet Yıldızhan ile eşine. Erdal Bey'in:
Yakında birleşiyoruz... demesi, boşuna değildi, gibime geliyor...
* * *
Bir okur "Ankara Notları”nı pikniğe benzetti mektubunda, çok güldüm.
Hafta sonu da, cumartesi, pazar pikniğe benzer bir gezi yaptık: Yunak. Akşehir, Konya'yı dolaşıp döndük. Yorucu belki, ancak çok yararlı oldu. Karadeniz gezisine benzer bir gezi. Yine SODEP’lilerle birlikte! Nail Gürman, Fikret Ünlü, bir de Milliyet'ten Teoman Erel, Konya'dan Vedat Dalokay'ı da alıp Ankara'ya döndük.
Yunak'ta bir kahvede, Yunaklıların sorunlarını dinliyorduk. Yunak SODEP İlçe Başkanı Sami ünal, 1950'lerden beri başlayıp bir türlü çözüme kavuşturulamayan “otlak" yani "mera" sorununu anlattı 1950'lerde Yunak zenginleri, otlakları sürüp tarla yapmışlar, kamunun malına el koyup, ekip biçmişler. Yüz bin dekarın üstünde otlak, tarla olmuş!
Yine Yunak'ta, bir sorun da Bağ-Kur'a nasılsa üye olmuşların başlarına gelenler. Uğraşları nedeniyle, yasa gereği Bağ- Kur üyesi olmuş, kimi esnaf, kahveci gibi vatandaşlar, primlerini yatırmadıkları gerekçesiyle icraya verilmişler. Bir kahvecinin televizyonu alınmış, bir başkasının traktörü! Bağ-Kur üyeleri, yıllardır prim de yatırmadıkları için, unutmuşlar, üyeliklerini. Sonradan 70-80 bin lira tutan borçları çıkartılıp, icralar başlayınca ne yapacaklarını şaşırmışlar. Konuşanlar, Teoman'la ikimize bakıp:
Bu sorunumuzu lütfen yazın, bir yol bulsunlar buna... diyorlardı.
Bir de traktör sürücülerine sürekli ceza kesilmesinden yakınmaktaydılar.
Kahvelerde video var mı? diye sordum. Biri:
Var efendim dedi, fakat film yasak, dansöz ise serbest!
Yunak küçük bir ilçe. Akşehir'e giderken yol üzerinde.
Yunak, ilgilenilmemiş, ilçelerden biri. Sapa yerde de olduğu için çok kimse yerini bilmez bile, belki...
Yunak'tan Akşehir'e geçtik. Konya'dan SODEP’in yeni İl Başkanı Dr. Recai Ersoy, Hilmi Köprülü, emekli öğretmen Mehmet Köse, Mehmet Aydın taa Yunak'a karşılayıcı gelmişlerdi. Akşehir'de. Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa'nın, şimdi müze olan "karargâh"ını gezdik. Nasrettin Hoca'nın türbesine gidip, gülümsedik. Akşehir, Konya izlenimlerini de bir başka "Ankara Notları"nda anlatırım...