Her şey usuma gelirdi de, bu halkoylaması kampanyasında, çocukların babaları aleyhine çalışacakları usuma gelmezdi. Hatta, babanın çocuklarına, "Gidin aleyhime çalışın!" demesi olacak şey değildi...
Turgut Bey'in kardeşi Korkut Bey, "hayır" kampanyası için kızlarını görevlendirdi Korkut Bey, on yıllık siyasi yasaklılardandı. "Evet" çıktı da, o da siyasal haklarına kavuştu. Ama, gelgelelim, "hayır"çıkması için uğraştı da uğraştı. Onun için on yıllık siyasal yasak, ağabeyinin iktidarından daha mı az önemliydi? Büyük Özal, iktidardan gitti mi, Korkut'un ekonomik geleceğinin yerinde yeller eserdi, öyle mi? Kızları bunun için Keçiören'de kolları sıvadılar. "Evet" diyeceklerden bir bölüğünü de "hayır"a çevirmeyi başardılar. Belki şöyle de demişlerdir konuştuklarına:
Bakın, bu işin içinde babamız bile var! Babamızın aleyhine de olsa, biz "hayır” verilmesinden yanayız. Siz de öyle yapın!
Eh, kızı babasına karşı konuşursa ona kim inanmaz?
Korkut Bey'ler vaktiyle Keçiören'de oturmuşlardı. Kızlar da, eskiden kiracı olarak oturdukları yerlere gidip amcaları için çalışmışlar işte Korkut Bey'in kızlarından bir açıklama gelirse, kimlere gittiklerini adları ile açıklayacağım! Kimlerin elini öpüp, "hayır" istediklerini sergileyeceğim! Dua için "hayır" istemediler herhalde!
Halkoylaması ile ilgili öyle olaylar, öyküler dinledim ki, bir iktidarı "Yüce Divan "a götürmeye yeter de artar. "Hayır" oyları toplamak için, ne partizanlıklar yapılmış, ne sözler verilmiş, sanıyorum aylarca yazılsa bitmez. ANAP'lı milletvekilleri yol, su sözü vermişler: "hayır" veren köylüler şimdi buldozerleri, greyderleri bekliyorlarmış. Devletin yapması, eşit olarak, ayrım gözetmeden yapması gerekli yatırımlar, "hayır" oyu için pazarlık konusu yapılmış çok yerde. Halkoylaması sonucunda yüzde 49’u aşan "hayır” oyları, davulcu Asım'ın tokmağıyla çıkmadı. Çoğu partizanlık oyunlarıyla çıktı!
Köy muhtarları üzerinde büyük baskılar yapıldı. ANAP’ın ileri gelen milletvekilleri köy muhtarlarıyla toplantılar yaptılar. Köyün gereksinimleri ortaya döküldü. Yapılamayacak şey yoktu, yeter ki 6 Eylül'de "hayır" çıksın!
Ankara da "hayır" çoğunlukta, neden? Sincan'da, ANAP'lılar "hayır oyu vermezseniz çivi çakmayız, köyler böyle kalır!"mı demişler?
Konya'nın bir Karasınır kasabası var; kasabanın çalışkan bir belediye başkanı. Adı Mehmet Yakıcı. 12 Eylül dönemleri dışında, kasabasının belediye başkanlığını yapmış, yürekli bir genç. Ama ANAP işbaşına geleli, eski SODEP'li, yeni SHP'li başkana bir türlü çalışma olanağı tanımadı. Kasaba, ilçe olma hevesindeydi. Eee, belediye başkanı SHP'li Mehmet Yakıcı dayanamadı, hemşerilerine;
İlçe olmanıza engel ben isem, görevimden çekileyim! dedi. Karasınırlılar pek ses çıkarmadılar. Başkanı seviyorlardı. Ama 6 Eylül'de kasaba "hayır" oyu verdi. SHP'nin kalesi bir kasabadan "hayır" oyu çıkıyordu! Bunu Turgut Bey, şimdi açıklamazsa yarın, öbür gün kesinlikle Yüce Divan'da açıklamak zorunda kalabilir. "Sen demokrasinin canına okudun, onu katlettin!" diye hesap sorulabilir... Bu arada kimi yerlerde SHP’lilerin yeterince "evet"e asılmadıkları da ileri sürülebilir.
Benim doğduğum Hadım ilçesinin bir Taşkent bucağı vardı. İkisi de taşlık yöre, ne eker ne biçer, yoksul yerler. Yıllar yılı, Taşkent ilçe olmak ister, Hadımlılar ise, "Aman, Taşkent ilçe olacakmış, o zaman biz ne oluruz?" diye tasalanırlardı. 4 temmuzda çıkan kararname ile Taşkent ilçe oldu. Taşkent kasabasında, belediye başkanlığını SODEP'li kazanmıştı. İlçe olmadan önce belediye başkanı ANAP'a geçti, ilçe oldu. Ne oldu, hiiç! Ben sevindim, yakın bir yöredeki kırgınlık böylece gitmiştir diyordum; bu kez siyasal ahlaksızlık başladı, insanlar, partilerini, pırtılarını değiştirir oldular. Bunu da Turgut Bey gıdıkladı...
Konya'nın SHP'li "Ayrancı" kasabası ilçe oldu, orada da "hayır" çok! "Hayır" çok çıkan illere bakınız, inceleyiniz, altında kesinlikle bir partizanlığın izini bulursunuz. Konya’da SHP’nin kalesi olan "Ayrancı"dan, "Karasınır"dan başka Göktepe, Dinek kasabaları var, oralarda da “hayır”lar, “evet”lerden çok. Konya’nın Ermenek ilçesine bağlı "Başyayla" kasabası belediyesi daha önce DYP'deydi, ANAP'a geçti başkanı, halkoylamasında 37 "evet", 800 "hayır" çıktı, iyi mi? Bu olaydan kim övünç duyabilir, söyler misiniz?
Ordu'nun Aybastı'sı CHP döneminde CHP kalelerindendi. 12 Eylül’den sonra CHP'liler sindirilince, ANAP'lı Salih Yaman, 25 Mart 1984'te belediye başkanlığına geldi. Ancak, başkanın altı kişiyi öldürme girişimi için silah sağladığı gerekçesiyle, 20 yıllık mahkûmiyeti hakkında tutuklama kararı vardı. Başkan Salih Yaman kaçtı, o gün bugün yakalanamadı. Ankara’larda dolaştığı, Meclise gittiği, ANAP ileri gelenleriyle görüştüğü söyleniyordu. Üç buçuk yıldır kaçak olan ANAP’lı belediye başkanını bir türlü yakalamayan iktidar, yerine bir atama da yapmadı. Başkanın yerini açık tuttu. Ama, mahkemelerden aklanıp çıkan Marmaris Belediye Başkanı Muharrem Elgin'le ilgili Danıştay kararını bir türlü uygulamadı. 6 Eylül'de Aybastı'dan 6 bin 600 “evet" 10 bin "hayır" oyu çıktı! ANAP Genel Başkan Yardımcılarından Şükrü Yürür"ün, son gün muhtarlarla toplantı yaptığı söylentileri Aybastı'da yayıldı.
Yine Aybastı yöresinde, CHP’nin eski kalelerinden Elbeyi köyünde 289 "evet", 525 "hayır" oyu çıktı. SHP’liler Elbeyi'nde sandık görevlisi bulamadılar.
Hayır” propagandaları, her yerdekinin aynıydı:
Hayır oyu çıkarsa, bölge okulunuzu yapılmış bilin!
Odacının atanması, "hayır" çıkmasına bağlı.
Yoksa, 12 Eylül öncesine mi dönmek istiyorsunuz?
Bunları diyenler, “faşo”nun ta kendisiydiler. Aybastı yöresinde birçok DYP'Ii de "hayır" oyu verdi. "Ha Özal ha Demirel" diyorlardı..
Eski CHP kalelerinden Ordu'da, Hinthorozu Erdal Bey’i, gece olmasına karşın iyi karşılamışlardı doğrusu. Ama Ordu'da görünmeyen bir yara kanayıp durmaktaydı. Ordu seçim bölgesi olarak ikiye ayrılmış, Ordu'nun etkinliği azaltılmıştı. Ünye'ye ağırlık veriliyordu. ANAP Genel Başkan Yardımcılarından Ordu Milletvekili Şükrü Yürür, Ünyeliydi Ünye’nin ilçeyken il olacağı söyleniyordu. İl olursa, birçok ilçe Ünye'ye bağlanacak, Sivas'tan da Suşehri Ünye'nin olacaktı. Ordu’nun ağırlıklı ilçelerinden Fatsa, ayakları, kolları kesilmiş bir duruma getirilecekti. Aybastı'nın ekonomik ilişkisi Fatsa'yla idi. Bu bağ da koparıldı. Fatsa bir başına bırakılırken, Aybastı, Kumru, Akkuş, Korgan, Ünye'nin "peyk" i oldular. Fatsa ise Ordu ile birlikte Perşembe, Ulubey, Gölköy, Mesudiye bir seçim bölgesi oldu.
103 ilçe yanında, hükümete daha 60 kasabayı ilçe yapma yetkisi verildi. İllere daha sıra gelmedi!
Bu "partizanlık" örnekleri, Türkiye’nin her yöresinde vardı Prof. Cevat Geray, ilçe-il olayları ile ilgili bilimsel bir çalışmayı yapmakta. O yapadursun, ben, yurdun çeşitli yörelerindeki okurlardan, 6 Eylül halkoylaması ile ilgili partizanlık örneklerini bildirmelerini rica ediyorum. Bu, "Yüce Divan'lık" olayları bir bir sergileyeceğim!
10 Eylül 1987, Cumhuriyet