1402’likler Kurultayı...

Bugün değineceğim bazı açıklamalarda, izinlerini almadığım için, açıklama yapanların adlarını yazmayacağım. Bu başvurular, 1402'liklerden geldi İnsan Hakları Derneği'ne. Biri, şöyle diyor özetle:
“Samsun Vezirköprü Yolpınar Köyü’nde ilkokul öğretmenliği yaparken 14 Kasım 1962 tarihinde gözaltına alındım 251.1984 tarihinde beraat ettim Göreve başlamak üzere beraat kararıyla Vezirköprü İlköğretim Müdürlüğü'ne başvurunca göreve son verme yazısını tebliğ ettiler. Resmen 1402'lik oldum. Birçok kez bakanlığa başvurarak görev istedim. Bir sonuç çıkmadı. Genelkurmay Başkanlığına başvurdum, orası da ‘görevime son verilmesini isteyen Sıkıyönetim Komutanlığı'nın hukuki varlığı 19 Temmuz 1985 tarihinde sona erdiğinden, durumumun incelenemeyeceğini' bildirdi. İdare Mahkemesi'nde dava açtım, dava devam ediyor.
Bu arada ekonomik olarak büyük sıkıntılara düştüm. Ayrıca iş aradım. Gerek özel sektör, gerekse kamu sektörü 1402'lik olmam nedeniyle, peşin hükümlü olarak, kapılarını yüzüme kapadılar. Eşim de 1402’tikier gibi muamele görüyordu. Ona da iş vermediler. Adana'da iş aramaktan bıkınca memleketim olan Kadirli'ye gittim. Bir seyyar tabla aldım. İki yıldan bari sebze, meyve pazarlamacılığı yapmaktayım…”
İnsan Hakları Derneği'nin duyurusu üzerine, gelen başvurulardan birinde de şöyle deniyor özetle:
'1979 yılında eğitim enstitüsünden mezun oldum. Beşiri Hürriyet İlkokulu'nda çalışırken 1982’de tutuklandım, iki ay sonra Eruh Ormanardı Köyü’ne tayin edildim. Can güvenliği olmadığından birkaç gün görev yerinde bulunamayınca müstafi oldum. Evli olup dört çocuk babasıyım. Başka bir mesleğim olmadığı gibi herhangi bir geçim kaynağım da yoktur. Evim kira olup geçim kaynağımı kahvelerde çırak olarak çalışmakla sağlıyorum."
Biri de kısaca şöyle demiş:
"Hozat Lisesi'nde resim öğretmeni ikan 1981'de görevden alındım. İki yıl Milli Güvenlik Konseyi'ne, Millî Eğitim Bakanlığı'na çeşitli dilekçelerle başvurdum. Fakat şu ana kadar meslekten ihraç edilmemin nedenlerini öğrenemedim."
İnsan Haklan Derneği'ne gelen şimdilik sayısı yetmişi aşan belgeler arasında, sıkıyönetim komutanlığı buyruktan da var. Bunlardan birinde özetle şöyle deniyor:
"Ekli listede temlikleri belirtilen personel hakkında komutanlığa intikal eden bilgi ve belgelerin tetkik ve tahkiki sonucunda, bu personelin anılan müessesede görevlerine devamlarının güvenlik ve huzur yanı sıra hizmetin yürütülmesi açısından da sakıncalı olacağı değerlendirilmiş ve bu nedenle 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu'nun 2. maddesine 2301 sayılı kanunla eklenen 1. ek maddenin Sıkıyönetim Komutanı'na tanıdığı yetkiye dayanarak işlerine son verilmesine karar verilmiştir..."
Komutanlığın bu yazısıyla dokuz kişi görevinden alınıyor. 19 Ocak 1982 günlü bu yazıyı alan bölge müdürü bir mühendis, 27 Ocak 1982 günü, gecikmeden Sıkıyönetim Komutanı’na şu yazıyı yazıyor:
"... Adı geçen elemanların şahsi dosyalarının incelenmesinde, anlaşılacağı üzere, mezkûr elemanlar, çalışma süreleri içinde tam bir liyakat ve sadakatle hizmet vermiş ve bu süreler içinde haklarında işyeri disiplin kurulunca herhangi bir nedenle soruşturma açılmadığı gibi, bir eylem sebebiyle de tecziye olunmamışlardır. İlgi emirlerinizde, hizmet akitleri feshedilen elemanların yasadan ve toplusözleşmeden doğan haklarının ödenip ödenmeyeceği hususunda bir açıklık bulunmamaktadır. Hizmet akitleri fesholunan elemanlar tazminatlarını dilekçeyle istemektedirler. Konunun incelenerek. bu elemanların yasadan doğan haklarının ödenip ödenmemesi hususunda bilgi verilmesini. ."
Birkaç örneğini verdiğim 1402'liklerın sayısı gerçekten beş bine yakın. Beş bine yakın insan, 12 Eylül'den bu yana kıyıma uğradı. Bunların tam sayılarını İnsan Hakları Derneği’nden Haldun özen, bilgisayara alıyor, sıralıyor İnsan Hakları Derneği’nde, 1402’liklerte ilgili kurulun başkanlığım Doç. Dr. Nurkut İnan yapıyor. Ankara'daki kurul çalışmalarına Haldun özen, İnsan Haklan Demeği Genel Sekreteri Akın Birdal. Prof. Dr. Yakup Kepenek, Fevzi Çimen. Rüştü Apaydın, Mehmet Danışman, Asım Arı katılıyorlar; İstanbul’da oluşturulan kurulda Prof. Dr. Aydın Aybay, Prof. Dr. Nuri Karacan, Prof. Dr. Rona Aybay, İzmir’de ise Prof. Dr. Tayyar Bora, Prof. Dr. Türkân Süren, Prof. Dr. Veli Lök, Prof. Dr. Orhan Süren var.
Kurulların çalışmaları oldukça ilerledi. Hafta başında pazartesi günü Ankara'da İHD'de yapılan toplantıda, 1 Ekim 1988'de Ankara'da bir "1402’likier Kurultayı" yapılması kesinleşti. 6u arada, eylül ayında, Ankara. İstanbul, İzmir, Adana’da 1402Tikierle ilgili ön toplantılar yapılacak. 8u. 1402'liklerte ilgili kurulun başkanı Doç. Dr. Nurkut İnan, pazartesi toplantısıyla ilgili olarak şunları söyledi:
"Yeni bir karar almadık, ama eski karartan kesin hale getirdik. Yanı 1 ekim cumartesi günü, bir günlük bir kurultay yapmak kararma vardık. Ve Türk-İş salonunda, izin alabilirsek, ya da boşsa ki, şimdiden başvurmayı düşünüyoruz. Yani alınan karar şu: Kurultay öncesi, dört kentte ayrıca bir Ön toplantı yapacağız. Ankara. İstanbul, İzmir, Adana’da, 1402'likleri, burada biraraya getireceğiz, ön toplantıları eylül içinde düşünüyoruz. Bunun dışında kurultaya, normal protokolü çağırmayı düşünüyoruz; halen görev başında olan, bizimle ilgili gördüğümüz batanları, Adalet, İçişten, Milli Eğitim Bakanlarıyla YÖK Başkanı'nı, ayrıca da sıkıyönetim dönemindeki 1402 uygulamalarından sorumlu olarak gördüğümüz kişileri ismen çağıracağız. Örneğin sıkıyönetim komutanları gibi, o zamanki Milli Eğitim Bakanı, İçişleri Bakanı gibi... Kendilerinden bilgi ve hesap soracağız. Şimdiden söylüyoruz"
1402’likler yanında, bir de 1401 'tikler var, bunlar kim? Bunlar, YÖK oluşurken. "Artık burada durulmaz, burada çalışılmaz" diyerek istifayı basıp ayrılanlar. 1402'nın geleceğini düşünüp, kamu görevlerini bırakanlar. Bir de bunların durumlar var. Bunlar da geleceği görüp kendini işsizliğe atanlar. Bunların durumları da 1402 kurultayında ele alınmalı...
Şimdi SHP Kurultayı var 25 haziranda. SHP’ye oy verenler de, SHP örgütü de çoğunlukla ezilenlerden oluşuyor. Böyle önemli, büyük bir Kurultay’da, 1402'likler, işkence görenler, cezaevlerinde yatanlarla ilgilenilmesi öyle doğal ki... Bankerzedelerin sorunları yıllardır çözülmüş değil Tüm çalışanlar, emekçiler bankerzede oldu ülkede Kurultay'da, buna ilişkin kurullar oluşturulmalı, gelecek yönetimlere bu konularda görevler verilmeli kanımca. Gözleyeceğiz bakalım. SHP ne yapacak?