Denizli’de...

Ali Yüce, bir süredir Almanya'da; orada şiirler okuyor, gezip tozuyor. Yurt özlemiyle ara sıra telefon ediyor, gezisiyle ilgili bilgi veriyor. Öğrencisi bir ozan Ali Yüce'ye yardımcı oluyormuş; böylece bencileyin oralarda yitip ne etmiyormuş. Ali Yüce 16 ekimde Hollanda'ya geçecek, orada "Kırmızı Gül" dergisinin düzenlediği sanat şenliğine katılacak. Antalyalı ozan Metin Demirtaş da. Kırmızı Gül Sanat Şenliği'ne katılıyor.
Ali Yüce anlattı; bir gün Rhein ırmağı kıyısında bir yere gidiyorlarmış öğrencisi Mustafa’yla; Ali Yüce bir bakmış, pamuk gibi domuzlar, çayırda yan gelip yatmışlar; karınları doymuş besbelli. Ali Yüce öyle keyiflenmiş ki!
—Mustafa Ekmekçi’nin selamı var! demiş, yürümüş...
Şili'deki halkoylaması gününden beri, bayram ediyorum içimden. “Pinochet'lere hayır!" yazısından beri, heyecan doluydum, “Ya kazanırsa Pinochet?” diye. Şili işkencelerini anlatan Sheila Cassidy'nin "İnanıyorum ki Biz Kazanacağız" kitabını Türkçe’ye çeviren Gencay Şaylan da kuşkuluydu. “Hiç belli olmaz, Pinochet kazanabilir” diyordu halk oylamasından önce.
—Yapma Şaylan, diyordum içimden; kazanamasın!
—Pinochet kazanamadı. Tahsin Saraç, Denizli'de konuşurken:
—Dansı, tüm Pinochetlerin başına! dedi. Öyle alkışlandı ki...
Denizli İnsan Hakları Derneği'nin düzenlediği "Şiir Gecesi”yle, "İnsan Hakları ve Demokrasi" konulu açıkoturuma katılmak için Denizli'ye gelmiştik cuma günü. Ankara'dan Nevzat Helvacı, Akın Birdal, Tahsin Saraç, Muzaffer İlhan Erdost, Nedim Tarhan, Jülide Gülizar; İstanbul’dan da Şükran Ketenci'yle, Refik Durbaş gelmişlerdi. Cuma akşamı saat 20.00'de "Şiir Gecesi", cumartesi günü de açıkoturum vardı. Kimimiz, İnsan Hakları Derneği Denizli Şubesi'nce açılan şiir yarışmasında seçici kurul üye- siydik, kimimiz açıkoturumda konuşmacı. Toplantılar “Belediye Sineması”nda yapıldı. Sıralar dolu. İnsanlar, bir susamışlığın özlemi içindeler. Yüzden çok ozan katılmış yarışmaya, üç yüzü aşkın şiirle. Denizli'den beş kişilik bir seçici kurul, ön elemeyi yapıp on beşe indirmiş şiirleri. Seçici kurul başkanlığına Tahsin Saraç getirildi. Denizli'deki seçici kurul üyeleri şunlardı: Ergül Akyol, Süleyman Boz, Yılmaz Kahraman, Hüsnü Okumuş, Halim Yazıcı. Kalabalıkların önünde, on beş şiir okundu. Bunları Jülide Gülizar’la, Sadık Aslankara okudular. Arada, Ali Aslan sazıyla çaldı, söyledi. Jülide Gülizar, şöyle dedi:
—Şiir geceleri Ankara'da bile yapılamıyor; Denizli'deki ilgi ne güzel!
Yarışmada birinciliği "Nasıl Anlatırım ömrüm Delice” şiiriyle Aydın Şimşek kazandı. Aydın Şimşek, Aydın Cezaevi'nde yatıyordu ödülünü gelip alamazdı. İkinci, ozan Hüseyin Şahin'di. O da Gaziantep Cezaevindeydi. Hüseyin Şahin'in şiirinin adı: "Yüzüme Serpilir Kırkı Çıkmamış Acıları Tarihin"di. Üçüncü, Yalçın Aydın Ayçiçek’in “Nerelisin Güvercin"i; seçici kurul bir de ilkokul dördüncü sınıfa geçen Aysel Özüner’in “Barış" adlı şiirini mansiyona değer buldu. Ona, özel mansiyon verildi...
Birinci olan "Nasıl Anlatırım ömrüm Delice" şiirinden, birkaç dizeyi buraya alayım, şöyle:
"Bir sesin sese değdiği yerde gurbet akıyor alnıma / bin türkü aşktan ve ayrılıktan ömrüm delice I gezgin semahlara büyüyorum imzasız fotoğraflara i dilim senden bahsediyor, yanım yağmur, ellerim kelepçede / anılara kalıyorum duvar yazılarına solgun soluksuz iftara.
Gizli gülmelere alıştım bıyıklarımı yolar gibi usul konuşmalara / nasıl inanırım beni yorumladığına bana yorulduğuna / bati bati kan akar durular aşkına / Denizlerime bağlarıma / halkıma canlar feda / nasıl inanırım penceresiz yüzler kimliksiz kapılar / uzak kalanlara...''
Denizli'nin CHP'li, şimdi SHP'li eski milletvekillerinden Mustafa Gazalcı'yla Ankara'dan birlikte gelmiştik. Açış konuşmalarını toplantıların savunman, İnsan Hakları Denizli Şubesi Başkanı Yıldırım Ayçan yapıyordu. Akşamları, gece yatmaya Pamukkale'deki “Malibu" oteline gidiyorduk. Burası eski Pamukkale köyü, köylüler evlerini, yerlerini satıp savmışlar; buralar “turistik" olmuş! İlk günü, bir tatsızlık oldu; güvenlik görevlileri, ellerinde eski bir tutuklama kararı olduğu gerekçesiyle, Nedim Tarhan’ı, karakola götürmek, orada konuk etmek istediler. Amanın, şunun şurasında, Denizli'ye bir açıkoturuma gelmişiz! l-ıhtı... İlle götürecekler. Nedim Tarhan, o eski tutuklama kararının kaldırıldığını söyledi, belgesini verdi; yararsız! Ankara'lara telefon edip, İçişleri Bakanı Mustafa Kalemli'yle görüştükten sonra, arkadaşımızın otelde yatmasını sağlayabildik! Ertesi günü Pamukkale'de havuzdaydık! Polisler "Yanlışlık oldu!" diye Tarhan'dan özür dilediler.
Süleyman Boz, mimar, yazar. Malibu'da gece yemekte, bize Denizli'yi anlattı; Denizli'nin eski adı "Donuzlu" ya da “Domuzlu' ymuş. Oradan geldiği söylenirmiş. Öyle hoşlandım ki Denizli'den. İyi ki gelmişim!