Kenan Bey’in İşleri...

Süleyman Bey’e sormuşlar:
—Siz hiç "cumhurbaşkanı" demiyorsunuz, neden?
—Evren diyorum ya, karşılığını vermiş.
Kenan Bey, bugün görevinden ayrılıp gidiyor. Yerine Hacı Turgut Bey geliyor. Kenan Bey’e, bundan sonraki yaşamında, esenlikler diliyorum! Kenan Bey'e "Güle güle" derken, bir konuyu aydınlığa kavuşturmak istiyorum; o da şu: "Cumhurbaşkanlığına ikinci kez seçilemeyeceği” hükmünün anayasaya kendisince koydurulduğu olayı. Bu konu iyice aydınlığa çıkmalı diye düşünüyorum. Cüneyt Arcayürek'in son yapıtı "Çankaya"da, 143. sayfada şöyle bir bölüm var; Cüneyt yazıyor:
"Kuşkusuz hemen gelecekteki durumunu' sormam gerekiyordu. Olanak vermedi:
'Ben ağır ağır toparlanıyorum' dedi. İkinci kez seçilmesine anayasa engeldi. Evren, anayasanın öngördüğü kimi hükümlerin MGK'da nasıl karara bağlandığını anlattı. Cumhurbaşkanlarının halk tarafından seçilmesini istiyordu, ama bu görüşe, özellikle MGK'ya hukuk danışmanlık yapan Emin Paksüt karşı çıkmıştı. Birkaç aday çıkacak, kırıcı bir kampanya olacak, Çankaya'ya gelen insan 'zafiyete' uğrayacaktı Oysa Evren ‘halk tarafından seçilen bir cumhurbaşkanının hiçbir partinin desteğine ihtiyaç duymayacağı için daha sağlıklı görev yapacağına' inanıyordu.
O günlerdeki tartışmalarda yer alan ‘bir kişinin ikinci kez cumhurbaşkanlığına seçilemeyeceği' hükmüne neden gereksinildiğini —söyleşinin akışı gereği— Evren'e sordum:
'Benim isteğimle oldu' dedi. Gülüyordu.”
Şimdi, geçmişi biraz kurcalayalım:
30 Temmuz 1382 günlü, Danışma Meclisi Anayasa Tasarısı madde 110, fıkra 3: "Bir kimse, arka arkaya iki defa cumhurbaşkanı seçilemez.”
Bu fıkra, 1961 Anayasası'ndan aynen alınmıştır. 2.9.1982‘de madde tartışılırken, Danışma Meclisi üyesi Abdülbaki Cebeci (Erzincan) şu önergeyi verir:
"Danışma Meclisi Başkanlığına.
Anayasa tasarısının 110. madde üçüncü fıkrasındaki 'arka arkaya' kelimelerinin metinden çıkarılmasını önerir, gereğini arz ederim.”
160 kişilik Danışma Meclisi'nde, ne lehte ne aleyhte kimse konuşmaz. A. Baki Cebeci'nin önergesi benimsenir. Cebeci, önergesini açıklarken özetle şöyle der:
Cumhurbaşkanı 7 sene için seçiliyor. 7 sene oldukça uzun ve yeterli bir süredir. Devlet başkanının tarafsızlığını sürdürmesi bakımından bir defa seçilmesi esas tutulmalıdır. Bu suretle yaş sorunu da önceden karşılanmış olur.
Cumhurbaşkanlarının ortalama 60 yaşlarında bu göreve seçilebileceklerini mümkün ve muhtemel görüyorum. Her ne kadar Atatürk 42 yaşında, İsmet İnönü 54 yaşında cumhurbaşkanlığına seçilmişlerse de birisi devletin kurucusu. İkincisi onun en yakın çalışma arkadaşıdır. Bu iki milli kahraman istisna edilirse, daha sonraki dört cumhurbaşkanı 60 yaşın bir hayli üstünde bu göreve seçilmişlerdir. Ortalama 60 yaşında bile seçilen bir cumhurbaşkanı, 67 yaşında süresini bitirir. Tasarıya göre müteakip dönemde seçilemeyecektir; demek ki metne göre ancak 74 yaşında ikinci kez seçilebilecektir, ama yedi senelik dönemi bitirdiğinde yaşı 81 olacaktır. Şimdiye kadar yaşlı cumhurbaşkanlarının dış memleketlere yapacağı zorunlu ziyaretleri dahi yerine getiremediği düşünülürse, cumhurbaşkanlarının sadece bir dönem için seçilebilmeleri yolundaki önerimi destekleyeceğinizi umar, sayın başkanıma ve değerli arkadaşlarıma saygılar sunarım.'’
Başkanvekili Fenni İstimali, Komisyon Başkanı'na görüşünü sorar; Orhan Aldıkaçtı da Abdülbaki Cebeci'nin önergesine katıldıklarını bildirir; anayasa hükmü. Danışma Meclisi'nden oybirliğiyle böyle geçer
Acaba, Konsey’de ne olur? Bir de ona bakıyorum; Konsey tutanaklarında, bunu Kenan Bey'in "sildirdiğine" ilişkin, tek sözcük yok. Konsey tutanağı birleşim 118, tarih 18.10.1982, madde 101’in son iki fıkrası Danışma Meclisi’nden geldiği gibi şöyle: "Bir kimse, iki defa cumhurbaşkanı seçilemez. Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisi ile ilişiği kesilir ve TBMM üyeliği sona erer" Başkan (Kanan Evren) — Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer" niye diyoruz? Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sokmazlar sonra...
Orgeneral Necdet Üruğ (Mitli Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri) — Meclisten seçilecek, başka bir şeyi yok bunun, cumhurbaşkanı olarak.
Başkan — Meclisten seçildi; cumhurbaşkanını seçtiler; iki, üç sene sonra istifa etti; Meclise giremeyecek...
Orgeneral Necdet Üruğ (Milli Güvenlik Konseyi Sekreteri) — Hayır, öyle değil. Cumhurbaşkanı olduğu müddetçe, tarafsızlığı dolayısıyla partisi ile ilişiği kesilecek.
Başkan — Tamam, o kadar. Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer mi? Bunu düzeltelim.
Tutanaklarda geçen konuşmalara göre, o da düzeltilmez. Cumhurbaşkanının seçimine ilişkin 102. maddede hiç konuşma, tartışma olmaz. (M.G. Konseyi, birleşim 118, oturum: 2. tarih: 18.10.1982 Tutanak, sayfa No: 375)
Tutanaklarda geçen konuşmalardan anlaşılan odur ki 1961 Anayasasını ortadan kaldıran Konsey, yeni anayasanın hemen her maddesinde onun etkisinde kalmış, ona ters bir iş yaparken kimi yerde titizlik göstermeye çatışmış. Ama 1961 Anayasasının getirdiği sosyal hak ve özgürlükleri yerle bir ederken, bu titizliği hiç göstermemiş.
Kenan Bey, anılarını bitirdiği zaman, herhalde bu konuya da açıklık getirir.