Geleceğin bilim adamlarının yetişeceği "fen liseleri"nde olup bitenlere değinir değinmez, yankıları gelmeye başladı. Bir, İstanbul Fen Lisesi yöneticilerinden gelmedi yankı, ya da tepki; okulun müdürü A.K hacdan yeni dönmüştü, belki ondandır. Müdürün daha zamanı olmamıştır. Okulda başörtülü olan müdür yardımcısı da var. Yönetim tam anlamıyla laçka. Anadolu'nun çeşitli illerinden, ilçelerinden gelmiş çocuklar pırıl pırıl gerçekte. Yanlış eğitim sonucunda olmalı, çok bencil yetişiyorlar çocuklar. Başka çocuklara benzemezler. Yalnız kendilerini düşünürler.
Ben Türkiye birincisi olacağım! Başkası olmasın...
Arkadaşlarının çalışmalarını engellemeye çalışanlar görülür.
"Harika" çocuklarda, böyle bir eğilim ya da eğitim tehlikelidir de. Demokratlık eşitlik ister, ayrıcalık değil. Yarın, ülkenin başına geldiklerinde, kötü örneklerini de göre göre kim bilir nasıl birer yönetici olurlar. Ya da köşeyi dönmeye bakarlar, o zaman iş iyice güçleşir.
Aman o çalışmasın, beni geçebilir!
Kimi çocuklar, Anadolu'dan gelir gelmez de gericilerin ağına düşüveriyorlar. Gerici eğitim ise taaa tepeden mi planlanıyor? Halkın gözünün önünde olduğu için buncağız yapabiliyorlar, tutucularımız!
Adana Fen Lisesi'nde, özellikle birinci sınıflara, okuldan dışarı çıkmak yasak, ancak cuma namazına gidiş serbest. Ramazanda oruç tutmayanlara, ilk hafta kötü yemekler çıkarıldı. Velilerin tepki göstermeleri üzerine düzeltildi. İngilizce öğretmeni A.A. İstanbul Fen Lisesi’nde olduğu gibi Atatürk aleyhinde konuşurmuş. Demek, Atatürk'e saldırıp durmak, olağan şeyler arasında. Cumalar, İngilizce dersine rastladığında, dersler boş geçermiş. Daha sonraları, öğle tatili cuma namazına göre ayarlanmış öğretmenler içinde, sağa eğilimli olmayanlar varmış, ama onların da sesleri çıkmazmış.
Ankara Fen Lisesi Koruma Derneği Başkanı Prof. Dr. Tahir Hatiboğlu. Ankara Fen Lisesi’ndeki durumu anlattı, özetle şöyle dedi:
Fen liseleri Hasan Celal Güzel'in bir zamanlar "Burjuva çocukları okuyor" dediği gibi değildir. Tam tersine, bu okullarda memur ve yoksul aile çocukları okuyor. Örneğin Ankara Fen Lisesi'ndeki öğrencilerin yüzde 34'ü öğretmen, genelde yüzde 87'sı memur çocuğudur. Zengin çocuğu yok denecek denli azdır. Bugün Türkiye'de 13 devlet fen lisesi var. Bunların birkaçının dışındaki müdürlerin tümü dinci ve ırkçı görüşe sahip. Hemen hepsinde müdürler fenci değil, sosyal bilimcidir. Ankara Fen Lisesi 1964'te açıldı. Bu okulda tarikatçı kadrolaşması çok değil. Buna karşın, son İki yılda 10-15 tarikatçı öğretmen atandı. Koruma Derneği’nin ve velilerin tepkisiyle bu öğretmenler derslerde propaganda yapamıyorlar. Daha çok ikili ilişkilerle yürütüyorlar. Cumartesi, pazar günleri öğrencileri evlerine götürerek amaçlarına ulaşıyorlar. Müdür Süleyman Aksoy, sağ görüşlü olmasına karşın tarikatçı değil. Ne var ki tarikatçı gruptan korkuyor. Geçen yıl atanan rehberlik öğretmeni, bilmeden, tarikatçıların yanında "Salman Rüştü görüşlerini açıklıyor, ne var bunda?" dediği için bir aylık öğretmenken, ertesi günü Balgat ortaokuluna sürüldü. Laik düşünceli öğretmenler, korkudan ses çıkaramıyorlar, öğretmenlere lojman verilmiş olması da ses çıkarmama gerekçeleri arasında sayılabilir. Gerici dersaneler, fen lisesi öğrencilerine ücretsiz kurs veriyorlar. Hem dinsel propaganda yapıyorlar, hem de (dersanelerinin reklamını yapıyorlar, öğrencilerin başarısı nedeniyle. Şubat tatilinde yeme-içme bunlardan, 15 gün çocuklar eğitildiler. Okulda üç mescit var. 280 öğrencinin en az 70-80’i namaz kılar, 200'ü oruç tutar. Fen lisesine her yıl alınan 96 kişinin 30-35'i Konya'dan gelir. Tarikatçılar, daha çok bunlardan çıkar. Bunlar, taşradan gelen öğrencileri eğitirler. Konyalılar, nedense bu okula çok önem verirler.
Bir Konyalı veli, kızım Ankara Fen Lisesi'ne kaydettirirken, sordu.
Okulda cami var mı?
Cami yok, ama üç tane mescidimiz var!
Yaşasın! dedi Konyalı, oynaya oynaya gitti...
Ankara, İzmir fen liseleri, genellikle öbürlerine bakarak, daha az etkilenmişlerdir. Kayseri Fen Lisesi’nin durumu yürekler acısıdır. Her cuma hoparlörlerle dinsel yayın yapılır. 27 Mayıs 1990’da, "Fen Liseleri Arası Spor Yarışması" Kayseri’de yapıldı. Kayseri Fen Lisesi’nin kız öğrencileri maçlara pantolonla çıktılar. Müdür, öbür okullardan gelenlere hoparlörle dinsel yayın yaptı, şöyle bağırdı:
İşte şeriat, gelirse gelsin!
Kayseri'de, yemeklerde dua okunuyor. Kayseri'yle birlikte, Trabzon, Adana, Gaziantep. Malatya "kritik" durumda olanlardan.
Ankara Fen Lisesi Koruma Derneği, Milli Eğitim Bakanı Avni Akyol'a, "fen liseleri" ile ilgili bir uyarı mektubu verdi. Hiçbir etkisi olmadı.
İki yıldır, yeni açılan 6 "fen lisesi"nin öğretmenleri, Ankara Fen Lisesi’nde meslek içi eğitim görüyorlar. Burada birbirlerine:
Fen önemli değil, nasıl olsa öğrenirler; biz öğrencileri manevi yönden güçlü yetiştirelim! demekteler.
Üniversitelerden "tarikatçı" bilmen öğretim üyeleri, buralarda ders veriyorlar. Örneğin, Hacettepe Tıp'tan, profesör yapılmayan Doç. A.Ö. burada fakültesinden izinsiz ders veriyor. Kurs gören öğretmenler, böylece topluca yetiştiriliyorlar.
Diyarbakır Fen Lisesi'nde, geçen yıl alınan 93 öğrenciden 79'una ramazanda oruç tutturuldu. Müdürden izin alınarak öğrenciler topluca iftarlara götürüldüler. Müdür, önlemek istediyse de gücü yetmedi.
Fen liselerine çokluk, "Cumhuriyet" girmiyor. Yalnız Ankara Fen Lisesi Koruma Derneği, her gün Cumhuriyetle birlikte beş gazetenin alınmasını kararlaştırdı. Cumhuriyet’in girdiği tek fen lisesi, belki Ankara Fen Lisesi. Ankara Fen’de, bayan öğretmenlerin yüzlerine bakmadan ders dinleyen, bitirme diplomasını bayan öğretmenden alacağı için törene gelmeyen öğrenciler de mi var? Yaygın söylentiye göre bu yönlerden en iyi fen lisesi İzmir. Veliler, bu konuya önem verdiklerinden, daha çok İzmir'i yeğliyorlar. O nedenle, İzmir en yüksek puanla alıyor öğrenciyi. Ankara, ikinci sırada geliyor. Açık propaganda yok. Daha çok "sinsi”, "örtülü" yapılıyor. Ankara Fen Lisesi Koruma Derneği'nin başkanlığını iki yıldır Prof. Tahir Hatiboğlu yapıyor. Tahir Hatiboğlu, 1402'likken, başkan oldu derneğe. Orada, tarikat propagandası yapmak isteyenlere ödün verilmemesini sağlamaya çalışıyor. Bu nedenle, "Koruma dernekleri" önem taşıyor. Ortada, öğretmen derneği yok; Eğitim-İş'e göz açtırılmıyor. Eli, kolu bağlanıp tarikatçılar salıveriliyor
31 Temmuz 1990, Cumhuriyet