Kimler, Neler Buldu?

İzmir'e, Bursa üzerinden gittim. Bursa'da, Sosyalist Birlik Partisi'nin akşam yemeğinde, yeni binasının açılışında bulundum. SBP, ilk Bursa'da kurulmuş. İl Başkanı Ünal Eşiyok, Sıdıka Su'nun yeğeni, Aziz Nesinin de sağını (doktoru). Ünal Eşiyok'la yıllar önce yine Bursa'da tanışmıştım. Elinden marangozluk işleri de geliyor... O gün Vedat Türkali de vardı, Bursa'daydı. Bu kez, SBP Genel Başkanı Prof. Sadun Aren'in, Kemal Anadol'un çağrıları üzerine gelmiştim. Aziz Nesin'le Sıdıka Su, savunman Necla Fedan İstanbul'dan gelmişlerdi. SBP'nin toplantısı kalabalıktı, iyiydi. Akşamki yemeğe, HEP'liler (Halkın Emek Partisi) ile SHP’nin eski il başkanlarından Kemal Ekinci de gelmişti. Yemekte, Kemal Ekinci bir ara şöyle dedi:
Şu gördüğünüz kalabalık var ya bunların tümü eskiden SHP'deydi. Onları biz içimizde eritmiştik!
Ya şimdi? Görüyorduk! Her şey, parça bölük olmuştu. Kemal Ekinci de Deniz Baykal'ın genel yazmanlığı sırasında, SHP’den kopmuş ya da koparılmış. Deniz Baykal, genel yazmanlıktan düşürüldükten sonra partisine dönmüştü. “Küçük olsun, aman bizim olsun!" kafasıyla giden Deniz Baykal'ın, şu günlerde izlediği parti içi politika ibret vericiydi. SHP'nin önümüzdeki yaz kurultayında, iyi bir ders alacağını bilmeyen yoktu. İnsancıklar bıkıp usanmışlardı bu hırstan!
İzmir'e, Oralp Basım, İzmit'ten arabasıyla galip götürdü ben. Oralp, annesi Mesude Hanım, onlar da İzmir’e gideceklermiş. Yolda konuşarak, söyleşerek geldik. O uzun yolu hiç duymadık. İzmir'de, Türk Tabipler Birliği’nin düzenlediği “Basın-Yayın ve Sağlık" konulu açıkoturuma katılacaktım. Katıldım. Türk Tabipler Birliği Başkanı Dr. Selim Ölçer, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinden Doç.Dr. Erkan Sevinç, TRT’den, Ankara'dan Demet Öztürk de vardı. Açılışı İzmir Tabip Odası Başkanı Doç.Dr. Ahmet Karaman yaptı. Ben, toplantıya neden çağrıldığımı biliyordum. Doğu'ya, Güneydoğu'ya apar topar yollanan sağınların, bacıların oradaki serüvenleriyle ilgilendim, sorunlarını yazdım diye. Bunu biliyordum. Onların, bugünlerde geri dönmelerinde, belki yazdıklarımın da bir etkisi olmuştur. Olmuşsa, gazetecilik adına sevinirim. "Demek ki yazıların da bir etkisi oluyormuş!" derim.
Bu açıkoturumda "hekimlik terimleri" üzerinde durmak istiyordum. 1940’lı yıllarda, Hasan Ali Yücel'in, hukuk terimleriyle tıp terimlerinin Türkçeleştirilmesi İçin nasıl büyük bir çaba harcadığını söyleyecektim, söyledim. İzmir Belediye Başkanı Yüksel Çakmur'la konuştum. Hasan Ali Yücel'in, ilk öğretmenliğinin 1922'de, yeni kurtulmuş, yangından dumanları tüten İzmir'de başladığını, 1935’te ilk İzmir’den milletvekili seçildiğini anlattım. Türk ulusal eğitimine, ekinine, koca bir yaşam vermiş Hasan  li Yüceli, İzmirliler, değerlendirmeli değil miydiler? Yücellerin, Tonuçların hizmetleri öyle çok, öyle büyük ki onların unutulup gitmelerine gönlümüz razı olmamalı.
Açıkoturumda, dilin Türkçeleşmesi yönünden kimlerin neler bulduklarını anlatacaktım, anlattım kısaca. İşe, Atatürk'ün bulduğu, yarattığı, türettiği sözcüklerle başladım. Bunların çoğu matematik terimleriydi. Kiminin Osmanlıcalarını ayraç arasına ben yazdım. Şöyle Atatürk'ün buldukları:
Artı, eksi, açı (zaviye), dar açı (zaviyei hadde), üçgen (müselles), geniş açı (zaviyei münferice), eşkenar üçgen, ikizkenar üçgen, pay (suret), peyda (mahreç), çap (kutur), yarıçap (nısıf kutur), iç ters açılar (zaviyetanı mütebedilatanı dahiletan), dış ters açılar (zaviyetanı mütebadilatanı haricetan), teğet (mümas), izdüşüm (mürtesem); Atatürk geometri ile ilgili kitap da yazdı
Yakın arkadaşlarına soyadları vermiş Türkçe. İsmet Paşa'ya “İnönü”. Urfa'nın kurtuluşunda komutan olan Ali Saip'e, "Ursavaş"; burada Urfa'nın "ur"unu alıp "savaş” eklemiş arkasına. Eski Milli Eğitim Bakanlarından Saffet Bey’e, "Arıkan", arkadaşı Nuri Bey'e, "Conker”, Conkbayırı'ndaki çabasından ötürü. Fahri Korutürk, soyadını Atatürk’ün verdiğini söylerdi.
Gemilere Türkçe adlar koyarmış Atatürk, "Yıldıray", "Batıray” gibi. "Ay"lı sözcükleri severmiş (ayıları değil!).
Nurullah Ataç'ın bulduğu sözcükler, "Ataç'ın sözcükleri" adlı yapıtta vardır. Onun bulup tutturduğu sözcükler arasında "örneğin", "İlginç", “söyleşi" sözcükleri de var. Ataç, "ilginç" sözcüğünü bulduğunda. Ömer Asım Aksoy’a sorar; “Olur mu?" diye. Ömer Asım Aksoy, “Olur" der, "ilginç" sözcüğünün oluşumunu "korkunç” sözcüğüne benzetir. "Enteresan" karşılığı “ilginç" tutunur gider. Şimdi, dimdik ayaktadır! Ataç’ın bulup tutturamadığı sözcükler de vardır, "tilcik" bunlardandı; Melih Cevdet Anday’ın bulduğu "sözcük" tuttu, o tutmadı. Dil, tilciği istemedi. Sonra ne olur, bilmem!
İnönü’nün yakın arkadaşı Ali Fuat Erden, askerlik terimlerinin Türkçeleşmesine büyük emek vermiş. İsmet İnönü, "gelenek" sözcüğünü bulmuş, Osmanlıca “anane” karşılığı olarak. Türkçedeki “görenek" sözcüğüne benzetmiş, ondan yararlanmış.
Falih Rıfkı Atay'ın bulduğu, Ömer Asım Aksoy'un belleğinde kalmış kimi sözcükler arasında "aralık" (Kanunu evvel), "savunma" (müdafaa), "akaryakıt" (mayii mahruk) da var.
Besim Atalay "dizin" (fihrist), Tahsin Banguoğlu "uygulama" (tatbik), Hasan Reşit Tankut "olağanüstü" (fevkalade), Ömer Asım Aksoy "sıkıyönetim" (idare-i örfiye), "gensoru" (istizah); tekel (inhisar); anayasa (teşkilatı esasiye kanunu; sözcüğünü Aksoy ile Tankut birlikte buldular. Hasan Ali Yücel anayasa için (ana kanun) demişti. Naim Hazım Onat "dönem" (devre yerine), Emin Özdemir "seçenek” (alternatif), "alıntı" (quotation), Melih Cevdet Anday "sözcük" (kelime yerine); "biçem” (üslup), "uygar” (medeni); "oysa" sözcüğünü, Melih Cevdet kullanmış, ama Nadir Nadi ondan önce yazmış. Anday öyle anımsıyor. Ataç, "oysa ki” diye kullanırmış. Melih Cevdet Anday şöyle dedi:
Yazınızda gördüm, "bacı” ne güzel! Ne demek canım "hemşire"? Bacı iyi, bacı iyi... "Sağın" da inşallah tutar, onu temenni ediyorum. Hep beraber gayret edelim!
Dilin arılaştırılmasında herkesin bir emeği geçmiş. Örneğin, eski milletvekillerinden, Yusuf Duygu Karslıoğlu, Meclis'te, 1945 Anayasa Türkçeleştirilmesi görüşülürken "murakabe, kontrol" karşılığı "denetleme” sözcüğünü ortaya atmış:
Kayseri dolaylarında halk, "denetleme" der, demiş.
Yusuf Duygu Karslıoğlu, sade bir kişiymiş. Salim Başol'un kayınbabasıymış...