Hacı TÖ’nün Planları

Türk-Sovyet Dosttuk Antlaşması'nın 70. yılı dolayısıyla Sovyet Elçiliği’nde verilen kokteylin ilginç yanı, önce Hacı Başbuğ’un (Alpaslan Türkeş), kokteylde görünmesi gibi geldi. Sonradan öğrendim ki Hacı Başbuğ'un Sovyet Elçiliği'ne gelişi yeni değilmiş. 7 kasımdaki Sovyet devriminin yıldönümüne de gelmiş. Yalnız o değil, 7 kasım kokteyline Necmeddin Hoca (Erbakan) da katılmış. Hoca için üst katta sofralar kurulmuş! Sovyetler, Türkiye'deki sağ eğilimlere açıldıkça açılmışlar. Sovyetlerin, '70. Yıl Kokteyli”nde eski tabii senatörlerden Haydar Tunçkanat, Sami Küçük, Suphi Gürsoytrak, Suphi Karaman da vardılar. İhsan Sabri Çağlayangil, gelirken yanımdakine:
Bak, bir eski kurt geliyor! dedim.
Bunu Çağlayangil'e aktardılar; “Ekmekçi, size eski kurt diyor!" diye. Çağlayangil:
O, sevdiklerine öyle der! dedi.
Çağlayangil soyadını nereden aldığını sordum. Babası, "Çağlayan" soyadını almış. İhsan Sabri Bey, “Bu, Ermeni adını anımsatıyor" diye ona bir "gil” eklemiş “Çağlayangil" olmuş. Çağlayangil, söyleşi sırasında anlattı. 1950'de Demokratlar iktidara gelince Çağlayangil, Menderes'ten elçilik istemiş. O da "olur'' demiş. Şam Büyükelçiliği'ne atama işlemlerini başlatmış; Çağlayangil, Menderes'e sormuş:
Beni neden Şam'a elçi yapmak istiyorsunuz?
Yarası olan yere insan sevdiğini, güvendiğini koyar!
Ancak Çağlayangil, Şam'a gidememiş. Cumhurbaşkanı Bayar, onaylamamış; “Ben ona Bursa Valiliği'ni düşünüyorum” demiş.
Sovyetler'den çıkıp Macar Elçiliği'nde düzenlenen kokteyle vardığımızda Hinthorozu Erdal Bey çıkıyordu. O da Sovyet Elçiliği'ne gidiyordu. Az sonra Hacı Başbuğ, Macar Elçiliği’ne geldi. Orada daha yakından gördüm Hacı Başbuğ'u. 12 Eylül yargılamaları sırasında bir kez Teoman Erel'le birlikte duruşmada görmüştük. 12 Eylül'den sonra hiç onları eleştiren yazı yazmadım; elleri bağlıydı!
Macar Elçisi Jenö Gyenis, çok eski bir tanıdıktı. Dışişlerinin en küçük basamağında iken Türkiye'ye gelmişti; birkaç kez geldi. Şimdi de büyükelçi olarak görev yapıyor.
Macarlarda seramikçi Hamiye Çolakoğlu:
Bana ilginç bir şey söyle! dedi...
Türkeş burada!
Yok canım?
Valla! Ben şimdi onu yakından görmeye gidiyorum. Gittim, “Nasılsınız?” dedim. Oturuyordu, yorgun görünüyordu. M. Ali Kışlalı da oradaydı.
Yazılarını zevkle takip ediyorum! dedi.
Hamiye Çolakoğlu'na bunu da anlattım. İyice şaşırdı...
Hacı Başbuğ'u, Sovyetler'deki Türkler daha mı çok ilgilendiriyordu ne?
İki kokteylden de erken çıktım. Gece uyku tutmadı. Sağa sola dönüp durdum. Talabani nereden gelmişti? Güneyden mi batıdan mı? Kaynaklarımdan biri:
Talabani batıdan geldi! diyordu. Onlar Amerika'yı, Avrupa'yı dolaşıyorlar. Amaçları "bağımsız Kürdistan" için dünya kamuoyunu kazanmaya çalışmak...
Bir başka kaynağım;
Hayır, batıdan değil, güneyden geldi! diyordu.
Türkiye'deki görüşmeler gizli geçmiş, kamuoyundan gizli tutulmuş, ancak Moskova'ya uçarlarken uçakta Hacı TÖ, gazetecilere açıklamıştı. Uçaktaki gazetecilerin o anda yaşadıktan sıkıntıyı anlamak için gazeteci olmak gerekir. Haberi ulaştırabilmek için uçaktan adayıp atlayamayacağım düşünenler bile olmuştur, ne biteyim?
Kim ne derse desin, hızlı bir planın uygulamasına geçilmiş bulunuyor gibi. Hacı TÖ, martın son haftasında Amerika'ya uçuyor. Oradan yüklü bir yardımla dönerse temmuz ayında memurlara büyük bir zam var; eylül ayında da seçim! Temmuza varmadan haziranda Çankaya'dan ayrılıp ANAP, Genel Başkanlığı’na soyunabilir. Yerine de Kaya Erdem bakar. ANAP Genel Başkanı olunca yine başbakan olur; partisini usulca çeker çevirir. Bu arada cezaevleri boşalır. İktidarda kalmak için, muhalefete düşmemek için her şey yapılır...
Bütün bu planlar ona bir seçim daha kazandırır mı? Kazandırmaz, ama bu son şansıdır. Çankaya'ya tırmandıktan sonra ANAP'ın dağılıp gideceğini gördü hemen. Ne yapmalı?
Seçim Yasası'nda 1987lerde olduğu gibi yeni bir şey yapılamaz mı? Örneğin milletvekili sayısını 600'e çıkarıp senato seçimlerinde vaktiyle olduğu gibi 200'er 200'er seçime sokmak... Böylece ANAP’lıları ürkütmemek. Aylıklar, ödenekler de yükünü tutmuş durumda! Bu planların demokrasiyle filan ilgisi yokmuş. Aman efendim, neyin var ki? Amaç muhalefete düşmemek...
Buraya değin gördüğüm, düşler; uyur uyanık düşünceler. Yarın 18 Mart, Çanakkale utkusunun yıldönümü. Hinthorozu Erdal Bey Çanakkale’ye gidiyor, törenlerde bulunacak. Bu arada geçen yıl Çanakkale'de Hacı TÖ'ye ayağa kalkmadı diye görevinden alınan Belediye Başkanı İsmail Özay'ı desteklediğini göstermiş olacak. İsmail Özay, Çanakkale Valisi Muzaffer Ecemiş’in büyük çabaları sonucu bir yıldır aylık alamadı! Bursa’nın 2 No'lu İdare Mahkemesi İsmail Özay'ın tüm suçlamalardan aklandığını açıklayan kararında Özay'ın görevine dönmesine ilişkin bir tümceyi yazmamaya dikkat etti mi? Böylece göreve dönme isteği reddedilmiş mi oluyordu? İsmail Özay, Bursa İdare Mahkemesi'nin bu kararına Danıştay'da itiraz etti. Bursa 2. İdare Mahkemesi Başkanı Sabri Önat; üyeler Nermin Şahin, Nahittin Buğday'ın kararları Danıştay'da sonuçlanacak...