Biz, Asker Milletiz!

Lisede, bir askerlik öğretmenimiz vardı, Necdet Toros; ilkokuldan arkadaşım Müzeyyen'in eşiydi. Müzeyyen benim nereden arkadaşım olabilir? Babası, Hadim'de Askerlik Şubesi Başkanıydı da ondan. Arkadaşımın eşi olduğu için, derslerde bana takılmadan edemezdi. Bir dönem, karnemde askerlik notu ”1”di. 10 alıp da kurtaracağım diye göbeğim çatladı! Tahtaya derse kalkan kimi arkadaşlar, topuklarını birbirine vurarak, esas duruşta dururlardı. Soruyu yanıtlayamayan olursa, Necdet Toros:
Topuklar şakırdadı ama, kafalar şakırdamadı! der, zayıfı basardı.
Askerliğim sırasında, sorunu olan erlerin dilekçelerini yazıyorum, onların sorunlarını dinliyorum diye sicil alamadım. Arkadaşlarım, teğmen olarak terhis olurlarken, ben asteğmen olarak terhis oldum. Sicilime de komutan. “Askerliğe sivillik karıştırıyor!” diye yazmış.
Köy Enstitülerinde önemli görevlerde bulunmuş Reyzi Pamir'in geçenlerde öldüğünü yazmıştım. Doç. Dr. Temel Pamir'le, Çalışma Bakanlığı’nda, Sosyal Güvenlik Kuruluşları Genel Müdürü olan Emel Danışoğlu, Reyzi Pamir'in çocukları; onların adlarını da Hasan Ali Yücel koymuş. Doç. Dr. Temel Pamir, geçenlerde Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan a bir mektup yazarak, Ankara Anadolu Lisesi, Askerlik dersi öğretmeninden yakındı. Temel Pamir, Köksal Toptan’a şunları yazdı:
"Sayın Bakanım,
Duyarlı kimliğiniz ve demokratik kişiliğinizi tanıyarak, size bir eğitim sorunu konusunda dilekçe sunma yerine mektup yazmayı uygun gördüm.
Velisi olduğum kızım Sıla Pamir, Ankara Anadolu Lisesi 2. sınıfında öğrenim görmektedir. Bugüne kadar gösterdiği eğitim ve öğretim performansı, aldığı teşekkür ve takdir belgeleri ile kanıtlanmıştır.
9 Ekim 1992 günü Milli Güvenlik dersinde, aşağıda kısaca özetleyeceğim olay, pedagojik nosyonu ve belgesi bulunmayan ders sorumlusu (öğretmeni diyemiyorum) Jandarma Emekli Binbaşı Sayın Davut Ekrem ile kızım arasında ortaya çıkmıştır:
1- Kızım Sıla Pamir'i derse kaldıran ders sorumlusu, künye okumasını istemiş ve öğrencinin isim ve okul numarasını söyleme sırasını kendi kuralına uygun görmemiştir.
2-Kızımın askeri bir okulda öğrenim görmediğini belirtmesine yoğun tepki gösteren ders sorumlusu, isminin ne anlama geldiğini, ‘müslim ya da gayri müslim’ olduğunu sormuştur.
3-Kızımın, Babam Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunurken doğduğum için, yurt özleminden esinlenerek Sıla adını koymuşlar' yanıtı üzerine, bu kez ders sorumlusu, ne amaçla benim Amerika Birleşik Devletleri’nde bulunduğumu sormuştur.
4-Bu konuşmalar sırasında esas duruşta bulunması ihtarını alan kızım, TV haberlerinde Sayın Genelkurmay Başkanı’nın da, Sayın Milli Eğitim Bakanı’yla konuşurken ellerini hareket ettirdiğini gördüğünü belirtmesi üzerine, kızımı dersine almayacağını söylemiştir.
Ders sorumlusunun öztürkçe ve bizim açımızdan duygu yüklü bir ismin anlamını algılayamamasını, laik cumhuriyetin başkentindeki gözde bir okulda bile anlayamadığı isimden dinsel çağrışımlar yapmasını, benim ABD'de ne amaçla bulunduğum sorusuyla bir anlamda "dedektiflik" rolünü benimsemesini, okul öncesi özde demokratik bir eğitim alan kızımın yanıtları karşısındaki yetersizliğini derse almayacağı tehdidine vardırmasını, salt pedagojik nosyon ve belgeden yoksun skolastik bir kimliğin çarpıcı örneği olarak değerlendirmiyorum; suçlayıcı ve cezalandırıcı bir eğitim yaklaşımı, yetişmekte olan bireyde girişim isteklerine anksiyete (korku) ve suçluluk duyguları ekleyerek, kendi düşüncelerini getirme yetisini ketler (engeller). O birey, ruhbilimsel anlamda ‘özerklik’ kazanamaz. Kendini ortaya koyma isteği utanma duygularıyla çatışır, karar verme, seçim yapabilme yeteneğini geliştirememiş olma, var olanla yetinme felsefesiyle ödünlenir. Öğretimin değil, ama eğitimin temel bir amacı, bireyi özgerçekleştiriminden yoksun bırakan kısır döngülerden özgürleştirmektir. Yaşadığımız toplumsal sıkıntılarda özerklik ve girişim duygularından yoksun bir eğitimin önemli bir ağırlığı da bulunmaktadır..."
Doç. Dr. Temel Pamir, eğitimci bir babanın oğlu olduğu gibi, bir eğitimci olarak yurtdışında ödüller kazanmış bir kişi. Mektubunun bir yerinde de şöyle diyor Pamir "Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Sayın Bakanlığınızca okutulan 'Milli Güvenlik Bilgisi' ders kitabının VIII. sayfasında belirtilen amaçlar arasında da, ders sorumlusunun beklediği şartlar (Sınıfa girişte 'Dikkat' komutu çektirme, bu sırada esas duruşa geçme, künye okuma vb.) esasen yer almamaktadır."
Temel Pamir'in çığlığa benzeyen mektubunu verirken düşündüm. Bozuklukları, demokratikleşmeye ters düşen şeyleri neresinden tutup düzelteceksiniz?
Biz asker milletiz kardeşim, işte o kadarrrr!